Kavel Alpaslan

kalpaslan@gazeteduvar.com.tr
TÜM YAZILARI
Kanlı Baron: Avusturya’dan Moğol steplerine karşı-devrimcilik Tatarlar, Moğollar, Çinliler, Türki halklar gibi halklardan toplama atlı askerlerce oluşturulan bu birlik ile birlikte Baron Ungern, sadece Beyazlar için savaşmakla kalmaz, aynı zamanda işler sarpa sararken ‘büyük’ hayaller kurar. Japonların şemsiyesi altında büyük bir Moğolistan kurma projesi vardır.
Öndeş: Taş üstüne taş koyan herkese borcumuz var Tarihin Belleği, bize eski bir takvimden rastgele kopartılmış takvim yaprakları gibi rastgele bir anlatım sunmuyor. Son derece derinlikli kişi ve olay hikayeleri ile karşılaşıyoruz. Üstelik tüm bunlar edebi olarak da etkileyici bir üslupla karşımıza çıkıyor. Eh, ne de olsa daha önce yayınladığı kitaplarda romandan şiire çok yönlü bir birikimi bizimle paylaşan bir isimden söz ediyoruz. Reenkarnasyonla gelen bir Han ve Moğol steplerinin Ekim Devrimi Sovyetler Birliği olmasaydı Moğolistan’da bir devrimin başarıya ulaşmasının maddi ve manevi yolu olmayacaktı. Buna karşın dikkat çekici olan Moğolistan Halk Cumhuriyeti’ni yaratan evrelerin Moğolistan’a ait olan koşulların yarattığı itkilerle gelişmiş olmasıdır.
Rodezya: Yerleşimci sömürgeciliğin inatçı savaşı Bugün, Rodezya’nın tek taraflı bağımsızlığı üzerinden ilerleyen savaş ve bu savaş esnasında beyazların imtiyazlarını korumak uğruna göze alabilecekleri üzerinden uzun bir hikayenin kısa bir kesitine göz atabildik. Fakat bu kısa bakış bize emperyalistlerin doğrudan ya da dolaylı olarak neleri göze alabileceklerini gösteriyor. Elbette Zimbabwe’nin ulusal kurtuluş mücadelesi daha uzun ve detaylı bir çalışmayı hak ediyor. Praksis’ten yeni albüm: Zamanın tanıklığında karanlığı anlamlandırmak İlk şarkıdan sonuncuya, Türkçeden Kürtçeye… Duvardan Yol, toplumsal mücadeleler tarihinin içinde bulunduğumuz faslını hem tercüme etmeye çalışıyor hem de bize bir yol gösteriyor. Praksis, toplumsal mücadelelerin içerisinden beslendiği için ortaya koyduğu üretim de bize toplumsal muhalefetten yansımalar sunuyor. Suriye’de bir ‘Alevi Devleti’ Ne köktenci dini gruplar ne de yabancı boyunduruğu bugün Ortadoğu halklarına ciddi bir alternatif sunuyor. Böylesi bir karmaşa içerisinde yol bulmak bir hayli zor. Geçmişteki parçalanmışlık, bugün olsa olsa varolan parçalanmışlığın aynadaki ters yansıması olabilir. Ancak geriye dönüp bakmak bizim ulus devletleri farklı bir şekilde incelememiz gerektiğini hatırlatıyor olabilir. Bin Ladin'den Colani'ye: Gençlik hataları! Başta Batı merkezli medya olmak üzere, içeride ve dışarıda pek çok isim, Colani’nin IŞİD geçmişini ya da El Kaide’nin Suriye ayağını örgütlemiş oluşunu bir ‘gençlik hatası’ olarak pazarlıyor. Korkunç bir belirsizliğin ve endişenin hakim olduğu Suriye, bu isimlere göre ‘umut verici yarınlara doğru emin ellerde’. 'Güney Kore'de sıkıyönetim sürecine işçiler damga vurdu' Güney Kore'de sıkıyönetim-darbe süreci, toplumun geniş kesimleri ve özellikle işçi sendikalarının tavır alması ve genel grev çağrısı ile tersine çevrildi. Bu krizde sendikaların rolünü ve etkinliğini, ülkedeki siyasi dengeleri KCTU Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Mikyung Ryu ile değerlendirdik. Suriye’nin çatısında artık İsrail bayrağı dalgalanıyor Golan Tepeleri ile Suriye’nin kontrol ettiği bölge arasında bir tampon bölge bulunuyordu. Esad’ın çöküşüyle birlikte Netanyahu “Bu bölge, yaklaşık 50 yıldır, 1974 yılında üzerinde anlaşmaya varılan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması uyarınca bir tampon bölge olarak kontrol ediliyordu. Bu anlaşma çöktü, Suriye askerleri mevzilerini terk etti” ifadelerini kullanarak yeni bir işgal için aradığı kılıfı bulmuş oldu. Kafatasçı emperyal hayallere elmastan bir taç: Rodezya Başta İngiltere’nin sömürge imparatorluğu altında kurulan Rodezya’nın ismi de, bağımsızlığı da, sonu da ayrı ayrı dikkat çekici. Adını beyaz ırkın üstünlüğüne inanan bir elmas zengini Cecil Rhodes’ten (1853-1902) alan Rodezya’daki yerleşimcilerin ayrımcı/sömürgeci düzeni, ülkenin çoğunluğunu oluşturan siyahların gerilla mücadelesiyle sonlanır. Aristokrat aileden Bolşevik önderliğe: Elena Stasova Stasova’nın yaşamına baktığımızda devrimciliği seçtikten sonra artık ‘soyun’ pek de bir şey ifade etmediğini görebileceğimiz neredeyse asırlık bir yaşam öyküsü görüyoruz. Kendisine sunulan sınırsız imkanların kaynağını keşfedip o kaynağın kavgasını veren gerçek bir 'aydındır’. NATO’nun Lenin ile savaşı Ekim Devrimi’nden sonra, o vakte kadar Çarlık Rusyası egemenliği altındaki uluslar için kendi kaderini tayin hakkı Lenin tarafından tanınır. Böylece Finlandiya, bağımsız bir Sovyet olarak ayrılır. Çok geçmeden karşı devrimci beyaz Finlandiyalı güçler bu yönetimi yenilgiye uğratır. Ancak yine de Lenin’in gündeme getirdiği ulusların kendi kaderini tayin hakkı, en gerçek haliyle Finlandiya’nın egemenliğinde şekil bulur. Metrobüs sırasında anlatılan bizim punk hikayemiz: Cebren Türkiye'de Oi! / Streetpunk yapan sayılı gruplardan biri olan Cebren ile grubun hikayesini, punk müziğin Türkiye'deki karşılığını ve müziklerinin kaynağını konuştuk. Bertolt Brecht'in dizelerinden seher karanlığındaki metrobüs sıralarına geniş bir yelpazede esin kaynaklarını anlattılar, hedeflerini bizimle paylaştılar. The Forbes köleliğin faydalarını sıraladı: Polyworking İnsaf! Sanırsınız ilkokul müfredatından söz ediyoruz da Arruda ‘matematik dersinin arasına beden eğitimi de sıkıştıralım ki çocukların kafası açılsın’ diyor! Bahsettiği şeyin ‘iş’ olduğunu hatırlatmak gerekiyor herhalde? Anlayamadıkları ya da dalga geçmeyi tercih ettikleri şeyse iş rutinini daha fazla işin kıramayacağı. Çünkü iş denilen şey, son kertede boş zamandan çalınan bir emek satma sürecidir. İran’da bir Sovyet deneyimi: Azerbaycan Milli Hükümeti İkinci Dünya Savaşı yıllarında İran’da Sovyet desteğiyle kurulan Azerbaycan Milli Hükümeti, İran Azerilerinin kültürel/ulusal kimliklerinin sınıfsal taleplerle buluştuğu bir deneyimdir. Aynı dönemde benzer arka planlarla İranlı Kürtlerin Sovyet desteğiyle kurduğu Mahabad Cumhuriyeti’yle dostluk/yoldaşlık ilişkileri geliştiren AMH'nin ömrü çok uzun olmaz, ardında fazla bilinmeyen bir deneyim bırakır. Komünist aerobik öğretmeninden İsrail işgaline suikast Yirmi bir yaşında Lübnan’ın en kötü şöhretli işkencehanesine giren ve hayatının büyük bir bölümünü cezaevinde geçiren birinin başını her şeye rağmen dik tutabilmesi, dışarıyla tüm ilişkileri kesilmişken akıl sağlığını koruyabilmesi hiç de kolay bir şey değildir. Beşara kendisine uzatılan işbirlikçilik eline karşı geri adım atmamayı başarabildiği için de Lübnan için büyük bir direnişçidir. Baalbek’in yıkımı ve mirası İsrail gibi zorbalığın en karikatürize haliyle vücutlaşmış öznesine UNESCO’lu ya da UNESCO’suz bir kenti başlı başına hedefe dönüştürme hakkı nasıl verilebiliyor? Bu güç dengesizliğinde kudretin ta kendisini sorgulamak, bizi liberallerin delik deşik edilmiş ‘insanlık’ masalından uyandıracaktır.  Lübnanlı komünist tutsak Abdallah: Geri çekilmek rezilliktir Ekim ayı, Abdallah’ın da kırk yıllık tutukluluğuna denk geliyor. Uzun zamandır Fransa yargısı Abdallah’tan bir ‘özür’ ve ‘pişmanlık’ talep ediyor. Ancak özrün ve pişmanlığın devrimci fikirlerinden vereceği taviz anlamına geldiğini herkesten iyi bilen Abdallah, bu diz çökme talebine yanaşmıyor. İsrail işgalinin cephe gerisi: Lübnan’da iç çatışma ihtimali Hizbullah’ın karşısında konumlanan güçlerin, durumu iç savaşa götürüp götürmeyeceği Fransa ve ABD gibi Lübnan üzerinde bahis oynayan ülkelerin tavrına ve mevcut savaşın gidişatına/uzunluğuna bağlı. Ancak kesin olan bir şey var ki Lübnan’ı her anlamda karanlık günler bekliyor. Bayraklı bir ucuz emek hikayesi: Bantustan Çeşitli uluslararası güçler Filistin’de ‘iki devletli çözüm’ önerisini gittikçe daha sık bir şekilde dile getirirken Güney Afrika’da uygulanan Bantustan sistemine daha yakından bakmak gerekebilir. Güney Afrika nüfusunun ezici çoğunluğunu oluşturan siyah halklara çözüm olarak sembolik bir siyasi statü ve hatta görünüşte ‘bağımsızlık’ ya da ‘özerklik’ tanıması bugün, Filistin örneğinde gördüğümüz üzere bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. ‘Lübnanlılar Hizbullah’ı İsrail’e karşı savunma gücü olarak görüyor' İsrail'in Lübnan'a saldırıları sürerken, Lübnan halkının Hizbullah'a yaklaşımını, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının bu savaştaki caydırıcılığını ve bölgenin geleceğine ilişkin öngörülerini Lübnanlı araştırmacı Rania Masri ile konuştuk. Fahri İzmirli Sovyet Generali Voroşilov’un bulvarı nasıl Plevne oldu? Stalin’in ölümünden sonra bir dönem Sovyetler Birliği’nin başında bulunmuş olan Voroşilov’a ‘İzmir’in fahri hemşerisi’ unvanı verildiğini, kente Enternasyonal Marşı ile girdiğini hatta burada bulunduğu zaman zarfında Göztepe, Altay ve Karşıyaka gibi takımların maçlarını takip ettiğini biliyor muyduk? Çağrı cihazlarından önce: İsrail’in cep telefonu suikasti İsrail istihbaratı bundan yıllar önce de o dönemin yeni teknolojisi sayılabilecek cep telefonlarını patlatarak bazı suikastler düzenlemişti. En ünlüsü, Hamas’ın ‘mühendis’ lakaplı bomba yapım uzmanı Yahya Ayyaş’ın ölümüyle sonuçlanan 1996 cep telefonu suikastiydi. Bugünkü gelişmeleri geniş bir açıdan okuyabilmek adına bu suikasti tekrar mercek altına alalım. Lübnan’ın direniş tarihine işitsel bir yolculuk Müziğin, tarihsel bir izleği aktarmada hâlâ etkili bir araç olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Hele hele bahsettiğimiz ülke Lübnan gibi kuvvetli bir müzik kültürü olan bir yerse. Lübnan, sadece bütün Ortadoğu’ya mal olmuş sayısız sanatçının zengin sanat üretimiyle değil, aynı zamanda müziğin gündelik hayatta tüketiliş biçimiyle de gerçek anlamda bir ‘müzik kültürüne’ sahip. Direniş ekspertizleri Dünyanın en asimetrik savaşlarından birinde, dünyanın en yalnız halklarından biri, nesillerdir görülmemiş vahşet yöntemleriyle eziyet çekiyorken kendine insan diyen herkesin asli gündemi bu gaddarlığa karşı mücadele olmalıdır. Mahşerin tepe noktası, direnişe söz söylemek için kötü bir zamanlama. 'İsrail yalnız silahların dilinde konuşur, silahların dilinden anlar' Filistin ve Lübnan'da tırmanan şiddeti, İsrail'i durdurabilecek olası senaryoları ve Filistinli direnişçilerin olanaklarını yazar ve araştırmacı Max Ajl ile konuştuk. Ajl önümüzdeki günlerde şiddetin dozunun artacağını, bir noktada ABD'nin İsrail ile bağını kopartabileceğini belirtiyor. Lübnan’ın güneyinde işbirlikçi bir kum torbası Lübnan’daki İç Savaşın başında orduda bölünmeler yaşanır. Lübnan’ın güneyindeki Marjayoun doğumlu, Melkit Katolik bir binbaşı olan Haddad kendisine bağlı güçlerce 1977 yılında GLO’yu kurar. Takibindeki yıl Lübnan’a yönelik ilk İsrail işgali gerçekleşecektir. Bu işgalden cesaret alan Haddad da Marjayoun merkezli Özgür Lübnan Devleti’nin (ÖLD) kuruluşunu ilan eder. İzmir’de Sovyet izleri: Kültürpark’ı Moskova’ya mı borçluyuz? Kültürpark’ın kuruluş fikri, İzmirli gazeteci Suad Yurdkoru’nun 1933’teki Moskova gezisi izlenimleriyle şekillenir. dönemin İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz’a, Sovyetler Birliği’nin başkentindeki Gorki Park’tan söz eder. İnönü’den onayı alan Uz, tam 45 günlüğüne Moskova’ya gönderilir. Uz’un Gorki Park’tan yola çıkarak kafasında oluşturduğu fikirleri dinleyen Sovyet mimarlar bir proje çizerler. Kültürpark dediğimiz yer inşa edilir. Kâr değil ekmek yapıyoruz: İrlanda’nın Limerick Sovyyeti İrlanda’nın üçüncü büyük şehri olan Limerick, adanın güneybatısındaki Munster bölgesi içerisinde bulunuyor. İrlanda’nın bağımsızlık savaşının başladığı 1919 yılında, İngiltere’nin kontrolündeki bu kentte güçlü bir örgütlü işçi sınıfı vardır. Kentte Sovyet yönetiminin kurulması bu örgütlü işçi sınıfı gücünün, ulusal kurtuluş mücadelesindeki yeriyle doğrudan ilişkilidir. FDHKC: İsrail, ABD olmadan bölgesel bir savaş yürütemez Filistin halkının topraklarını özgürleştirme ve vatanlarına dönme iradesi, İsrail işgal yetkililerinin eline teslim edilemez. Bunlar, Filistin halkının öncelikleri arasında yer almaya devam ediyor, topraklarını özgürleştirip devletlerini kurana kadar da vazgeçmeyecekler.