TÜM YAZILARI
Youtuber Dede’nin gündüz düşleri ve devlet aklı
Bay Devlet’in de devlet aklının şekillendiği hegemonyayı üreten, onu toplumu da bağlayacak şekilde devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü kavramı etrafında ören ve devlet fetişizmini inşa eden (organik) aydınlardan biri olduğunu da unutmamak gerekiyor. Siz de, devlet aklının hair-desiner’larından biri olarak Bay Devlet’ten çok şey beklemeyin.
'Ömer' diyeceğiniz belliydi
Hani Kürt sorununun altında yeni anayasayı arayan, yeni anayasadan da Erdoğan’ın bir daha seçilmesini anlayanlar “mayın tarlasında söğüt gölgesi arayanlar”dı. Oysa anladık ki anayasa değişe değişe kaytan, Erdoğan dayata dayata başkan oluyormuş; demek ki biz mayın tarlasında söğüt gölgesi aramıyormuşuz; Bahçeli söğütlerin gölgesine mayın yerleştiriyormuş.
Devlet’in biri bir gün Kürt sorununu çözeyim demiş
İçi boş, kof ama belagat yüklü konuşmalarının siyaseten hiçbir anlamı olmadığını düşünsem de Bahçeli’nin grup toplantılarını severek izliyorum. Hele Bahçeli’nin Çözüm Süreci ile ilgili skeçleri yok mu; vallahi meftunuyum. Açıkçası MHP liderinin konuşma metinlerini yazanların, Güldür Güldür’ün metin yazarlarından çok daha başarılı olduklarını düşünüyorum.
Kürt sorununu 'çöz'mek
Kürt Meselesi’ni çözmek demek yepyeni bir Türkiye solu, yepyeni bir sağ, yepyeni bir muhafazakârlık anlayışı, yepyeni bir Atatürkçülük, bir liberalizm ve hiç ama hiç tartışmaya gerek yok ki yepyeni bir Kürt siyasî hareketi demektir. Kürt Meselesi’ni çözmek a priori bizi de dönüştürecektir.
Çözüm-süzlük değil, çözüm-siz’lik
Toplum, halk, onun her bir unsuru, kesimi ne düşünür; çözüm sürecinden ne bekler, nasıl bir çözüm süreci tahayyül eder, neyden çekinir, neye cesaret edebilir, neyi ister bilmeden; halkın bizzat kendisi konuşmadan, halkın bizzat kendisi söylemeden, eteklerindeki taşları dökmeden, düşündüklerini karnından değil ağzından, özgürce ifade etmeye başlamadan Kürt Sorunu çözülmedi, çözülmez; çözülmeyecektir de.
Söğüt gölgesi, darı ambarı, bîçâreler ve sırma saçlılar
Bu, “mayın tarlasında söğüt gölgesi aramak” sayılıyorsa, Bahçeli’ninki de olsa olsa “kendini darı ambarında sanmak” sayılabilir. Bahçeli’nin barış-kardeşlik söylemlerinin kofti olduklarını, Anayasa için destek aramaktan başka hiçbir işe yaramayan içi boş ama kendisi hoş birer belâgat olduklarını söylemek “bîçâre”lik sayılıyorsa, Bahçeli’ninkiler de olsa olsa “âlemi kel kendini sırma saçlı, milleti kör kendini şahin bakışlı” sanmak sayılabilir.
Yeni anayasa, Steven Spielberg, 'Er Doğan’ı kurtarmak'
Yeni bir anayasaya ihtiyacımız vardır, Er Doğan’ı Kurtarmak filmini çekmeye değil. Demokratik bir anayasa istiyorsak öncelikle o anayasayı tartışacak toplumun önündeki ifade ve örgütlenme engellerini kaldıracak yasal düzenlemelere ihtiyacımız var.
Nerden baksan ahmakça
AKP’nin İmamoğlu’na siyasî yasak getirilmesinden beklentisi ne; AKP’nin oyun planı ne olabilir? Erdoğan’ın elindeki bu önemli, bu hayatî koz, CHP’yi Yavaş’ı aday göstermeye mecbur etmek olabilir. CHP içindeki sol kanat ve Mansur Yavaş arasındaki gerilimin gıdıklanarak CHP’lilerin bir kısmının Yavaş’a oy vermemelerinin sağlanması gibi stratejik hamleleri de olacaktır.
Erdoğan, ya herro ya merro veya devr-i sâbık
Cumhurbaşkanlığı makamı ile tam bir “Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum” ilişkisi kuran The Reis’in âkil adamlığa eyvallah demesinin tek yolu, bu yolun da iki şartı var gibi görünüyor: Bir, gelecek seçimlerde TBMM çoğunluğunu elinde tutabilmek, ikincisi de devr-i sâbık yaratmayacak yeni bir cumhurbaşkanı adayı bulabilmek. Aday olmayı tercih etmesinin de iki yolu var. Birincisi erken seçim, ikincisi de bir Anayasa değişikliği.
Anadolu irfanından 'narin' bir pornografiye
Pornografi, porno; açık saçık, edebe aykırı, müstehcen olan istihcan edilen ve buna dair yapılan yayın anlamında. Kötü görme, çirkin sayma, ayıplama anlamlarında istihcan; tam da benim Narin Güran cinayeti ile ilgili olarak yapılanlardan ve buna dair yayınlardan hissettiğim şeyi tanımlıyor: kahpece işlenmiş bir cinayetin üzerinden raiting devşirmeye gayret eden medya maymunları midemi bulandırıyor; istihcan ediyorum onlardan, yaptıklarını müstehcen, pornografik buluyorum.
At izi, it izi, kılıçlar ve askerler
Erdoğan, “Kılıç çeken kendini bilmezler temizlenecek” dediğine göre, törendeki eylemi tertip eden gencecik çocuklar mesleklerinden atılacaklar sanırım. Yine filler tepişecek, yine çimenler ezilecek; fatura, hayatının ve kariyerinin başındaki Ebru Teğmen ve arkadaşları ile onların ailelerine kesilecek.
AKP güçten düştükçe CHP yükselir mi?
Kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptıkları anketlerde önde görünen bir CHP var ama ortada Bold Pilot’a dönmüş bir CHP örgütü, Halis Karataş’a dönmüş bir Özgür Özel gören var mı? CHP’nin bir seçim daha kaybedecek takâti var mı?
Liminal politik zamanların subliminal masalları
Devlet Bahçeli’nin üç otuz “kitch” subliminal mesajlarını gerçekten ciddiye almaya devam edecek miyiz? Gerçekten bunlar, bir cinayet romanı inceliğinde kurgulanmış, düşünülmüş “zeka ürünü” politik subliminal mesajlar mı yoksa şeyh uçmuyor da müritleri mi öyle düşünüyor? Yoksa ortada ne zahirî ne batinî mesaj falan yok da bir hezeyan mı var.
Ve 15’lerden bir kişi kaldı
TBMM Başkanı’nın davetine TİP Grubu adına Tarık Ziya Ekinci katılır. Mevzudan da o zaman haberi olur. Bozbeyli, Ekinci’ye fikrini sorar. Ekinci hiç düşünmeden 'Hayır!' der. 'E, bir grubunuzdaki milletvekillerine danışsaydınız; maaş zammı konusunda onların fikirlerini alsaydınız?', 'Yok' der Ekinci, 'Ben grubumuzun bu konudaki fikrini biliyorum. Maaş zammını istemiyoruz'. Konu böylece kapanır.
Kibar Feyzo, Bilo, Tom Amca, Nipper ve Malcom Little
Böyle bir mevzudan bahsetmek Erdoğan’ın aklının ucundan bile geçmez, hatta ben onun “ev zencisi” diye bir şeyi bildiğini bile sanmıyorum. Allah tuttuklarını altın etsin şu metin yazarlarının, bu vesile ile hem Erdoğan yeni bir şeyler öğrenmiş oldu hem de biz daldaki kuşa bakacağız diye kafamızı kaldırıp gökyüzüne doğru bakma fırsatı elde ettik.
Kinofobi: Yasa çıkartmayın tedavi olun
“Kinofobi bir hastalıktır ve “Tüm fobilerde olduğu gibi, köpek korkusunun şiddeti de kişiden kişiye önemli ölçüde değişebilir.” Bir kişi sadece büyük köpeklerden korkuyor olabilir. Kinofobikler hayvan hakları savunucularını çıplaklık-sevici, cinsi sapıklık sevici falan sanacak kadar gerçek dünyayla ilişkisini kesmiş müptezeller de olabilirler.
Hayvan hakları değil 'seçmene selam' ve 'popülizm' yasası
Ekonomik kriz AKP seçmenini “de” vurdu. Üstelik, artık, AKP seçmenindeki “Reis nasıl olsa halleder!” iyimserliği de ortadan kalkmış durumda. Erdoğan, elinde kalan son bu enstrümanı da mahirâne devreye soktu: Hayvan Hakları Yasası.
Bir hayvan 'hakkı'(!): Öta-nazi
Tek başına, hayvan “hakları” ile ilgili bir yasaya “hayvanları öldürmeyi” eklemeyi düşünmek, düşünebilmek bile tedirgin edici. Teklif “öldürmek” kelimesinin yerine “ötanazi” kelimesini koyunca sorunların çözüldüğünü düşünüyor. Vahim ve tehlikeli olan da bizi Orwelvârî bir dünyaya mahkûm eden de bu “kafa”.
CHP: 'Birinci parti' gibi davranabilmek
Mesele Ajdar olmak değil, Minik Serçe olabilmekte; birinci kalabilmenin ilk koşulu birinciliğe gelmenin sarhoşluğunu atabilmekte ama CHP 31 Mart’tan bu yana elinde soda şişesi midesini ovalamakla meşgul.
Dava, beka, tabanca ve izzet
Ezoterik mesajlar ne kadar MHPlojinin esasıysa, küfür, ötekileştirici dil, aşağılama da MHPlogların alâmeti farikası haline geldi. Artık tam da “Ne Bahçeli’nin eşofmanı, yüzüğü, silahı ne MHP’lilerin küfürü, hakareti” deme zamanı değil mi?
Uygarlık paradigmasını değiştirmek
Fikret Hoca’nın son kitabı da Yordam Yayınları’ndan çıkan Uygarlık Paradigmasını Değiştirmek (2024). Başkaya, birçok kitabında ısrarla dile getirdiği bir sorunun altını bu çalışmasında da çizer. “Kapitalizm dahilinde…bir gelecek yok!” Çıkış yolunu da “insanın insanla, toplumun doğayla uyumlu, barışık olduğu” bir dünyanın mümkün olduğunu da göstermekte kitabında: Eko-sosyalizm.
AK-Şener
Sağcı her politik driftini devlet ve onun bekası ile ilişkilendirerek örter, meşrulaştırır, haklılaştırır. Artık o fırıldak, dönek, her devrin adamı vb. değildir: Devletin bekasına göre politik duruşunu ayar eden sorumluluk sahibi bir devlet adamı, devletin bekası için siyasette fedâkârâne bedeller ödeyen bir kahramandır.
Yumuşama: Reform sebeptir iktidarda kalmak netice
Erdoğan’ın reformlarının en önemli sebebi, iç politikada kartları yeniden dağıtabilmek, Beştepe’de yeniden oturmasına imkân tanıyacak manevra alan yaratabilmekse ikincisi de Batılı devletlerin desteğini alabilmek, ekonomik krizi aşacak yabancı sermaye girişine olanak sağlayabilmektir.
Détente: Stratejik, pragmatik ve karakteristik
Erdoğan-Özel-Bahçeli arasındaki görüşmeler siyasette kalıcı bir yumuşama, bir normalleşme dönemi başlatabilir mi? Bahçeli’nin bu gri alanı kendisine yönelik bir politik tehdit olarak algılamadığı zeminde yumuşama yol alabilecek; aksi takdirde birkaç aya bile kalmaz, unutulup gidecek; siyasi tarihimize gömülecektir.
Savaş durmazsa dünya dursun
Dayamışsa İsrail, Filistin’in bağrına hançerini, Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara mâderini. 19 Mayıs’ta sadece üç dakika Filistinli çocuklarla hemdert olmaya ne dersiniz?
Hocayı vurdular!
Bu ülke ne zamandan beridir silahın, merminin bu kadar kolay, rahat erişilebildiği bir ülke oldu. Beş ay sonra genç adamın biti niye kanlandı; bu çocuğun eline silahı kim verip okula saldı. Hanımlar, beyler asıl soru geliyor “Bu genç ne ara bir suç makinasına döndü?”
Yamayasa, akasya, gül, zakkum ve zıkkımın kökü
Yeni bir anayasaya ihtiyacımız var, elimizdeki anayasa ne kadar değiştirile, değiştirile bugüne gelmiş olsa da Türkiye toplumunun ihtiyaçlarını karşılamaktan hâlâ uzak. AKP’nin yıllardır diline doladığı “yeni” anayasa ise Türkiye toplumunun ihtiyaçlarıyla değil, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi etrafında şekillenen siyasal ihtiyaçlarla ete kemiğe büründürülüyor.
Ne vefasız komşumuzdun sen Meral Apla
İYİ Parti’nin bir kongre ile genel başkanını değiştirebilme basiretini gösterebilmesi ve Akşener’in bu süreci zorlaştırmaması gayet olumludur. İYİ Parti bir lider partisi değil de bir kadro partisi olacaksa bu Kurultay, partinin siyasi hayatındaki bir milat olarak kabul edilecektir. Partide lider/kadro değişikliği yapılmasaydı Akşener’in kendisi ile birlikte İYİ Parti’yi de tarihe gömeceği ayan beyan ortadaydı.
Maklube'den ıstakoza AKP’nin ANAP'laşması
Maklube ne kadar Doğulu ise ıstakoz da o kadar Batılı; ne ilginçtir ki AKP’nin “dün”ü ne kadar Batılı ise “bugün”ü de o kadar Doğulu, dünü ne kadar muhafazakâr demokrat ise bugünü de o kadar otoriter. Maklube ne kadar AKP’nin başı ise ıstakoz da o kadar sonu.
AKP ne zaman yenildi?
2028’de yapılacak seçimlerde kişi kültü etrafında kümelenen bir zümre olarak AKP tamamen biter Erdoğan’ın siyasi hayatı da sona erer mi ermez mi şimdiden bir şey söylemek zor. Ancak, Erdoğan ne yapıp edip 4. defa cumhurbaşkanı seçilse bile AKP’nin siyasal sistemden tasfiye edilme süreci, AKP’nin ANAP’laşma süreci devam edecek gibi.