Mustafa Sönmez

mustafasnmz@hotmail.com
TÜM YAZILARI
Enflasyon yangını, ücret ve maaşları eritti Asgari ücret ve memur maaşlarına yılbaşında yapılan artışlar, hızlı enflasyon karşısında şimdiden anlamsızlaştı. Aynı şey emekli gelirleri için de geçerli. Bu durum, bir düzenleme yapılmaz ise, yıl sonunda önemli bir reel gelir kaybı, göreli yoksullaşma anlamına gelecek.
Erdoğan’a ekonomiden hayır yok 2022 ilkbaharına girerken Erdoğan’ın ekonomide yüz yüze kaldığı açmazlar büyük ve soğuk bir ilkbahar-yaz yaşatacak gibi. Yüksek enflasyonun yol açacağı durgunluk ve dipten gelen yeni bir işsizlik dalgası, Erdoğan’ı iyice köşeye sıkıştıracak diyebiliriz. Yabancı sermaye nereye, neden gider? Türkiye, doğrudan yabancı sermaye ve borsaya yatırımcı çekmek için siyasi iklimini normalleştirmek zorunda. Bu da bir hukuk devletine dönme zorunluluğunu gerektirir. Özellikle bu dönemde diplomatik tutarlılık, omurgalı siyaset pratiği önemli. Bunlar, Saray rejiminin yapamadığı işler.
Savaş ikliminde ekonomide soğuma Kuşkusuz, dünya ekonomisinde savaş iklimine geçişle birlikte tırmanan sadece enerji fiyatları değil; dünya tahıl ve hububat fiyatlarından metal fiyatlarına kadar tüm emtialarda sert artışlar yaşandı, yaşanıyor. Bir süreliğine Rusya dahil olmak üzere, emtia ihracatçısı ülkeler bu artan fiyatlardan faydalanacaklar ama, ithal ettikleri ürünleri de yeni maliyetlerle daha pahalı satın alacaklar. Rusya’nın işgali bir kırılma: Ya sonra? Belki de bu kırılmadan en çok kârlı çıkan Çin olacaktır. Rusya’nın askeri hamlesinden bir “dışsal yarar” sağlayacak, Batı kapitalizminin yaşamaya başladığı türbülansı da kendi lehine bir rüzgara dönüştürecek, hem de Rusya’yı kanatlarının altına sokarak Batı emperyalizmine karşı gücünü artıracaktır. Bir kapitalist, hatta emperyalist olarak Rusya Kimileri hâlâ tam ikna olmasa da Rusya, SSCB deneyimini terk edip, onun içinden dünya kapitalizmine entegre olarak, sistemde kendine olabilecek en etkin yeri bulma gayretinde bir yeni kapitalist toplumsal formasyon; yayılmacı çabalarıyla da yeni bir emperyalist. Faiz-silah bütçesinden, yarım-yamalak bütçeye Bu yıl bakalım ne cambazlıklar yapılacak ve büyüyecek bütçe açığının ortaya çıkaracağı ek sorunlar karşısında ne yapılacak. Bütçe için borçlanmaların faizleri hızla tırmandırması ve bunun yeni bir enflasyon sarmalı yaratması, krizi derinleştirmesi kaçınılmaz. Sarayın torbasından KDV, altın, kredi tavşanları… Öyle görünüyor ki, AKP, işe yarasın yaramasın, bu tür torbadan tavşan çıkarma hamlelerinden geri durmayacak, elinde tuttuğu devlet medyası ve yandaş medya ile “alışverişteyiz, seyretmiyoruz” mesajı vermeye devam edecek. Ama işe yarayacağı pek söylenemez. Seçime kadar yüksek enflasyon Enflasyonla mücadele yerine, büyümeyi zorlamak, bunu öne çıkarmak; enflasyonun kayıplarını da asgari ücret-maaş zamları ile telafi ediyormuş görünmek, ya da kozmetik önlemler alarak algıdan medet ummak, Erdoğan’ın elinde kalan umutsuz, boş hamlelerdir. Gözler 3 Şubat saat 10.00’da TÜFE’de Türkiye’nin şiddetle ihtiyaç duyduğu dış kaynaklara hükmeden para otoriteleri, onlara akıl veren derecelendirme kuruluşları vb. enflasyon gibi kilit bir göstergede müdahale sezdikleri taktirde, un-ufak olacak güveni toparlamak zinhar mümkün olmaz ve bu rejim, kendi ayağına tedavisi kolay olmayan bir kurşunu daha sıkmış olur. Erdoğan’ın 'evdeki hesabı' ve çarşı Erdoğan’ın evdeki hesapları çarşıya uymuyor. Özellikle enflasyon, ana gündem oldu ve seçmenin en çok konuştuğu konu. Enflasyonla mücadele Erdoğan’ın gündeminde yok. Çünkü mücadele demek, faizleri artırmak, kredi genişlemesini, kamu harcamalarını kısmak, ekonomiyi soğutmak demek. Erdoğan ise canlılık, büyüme istiyor.