Yazıcıoğlu ailesinin avukatı: Uçakların radar kayıtlarının tutulduğu hard disk imha edilmiş

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili davada konuşan avukat Kemal Yavuz, düşen helikopterin yakınındaki uçakların radar kayıtlarının olduğu hard diskin 4 Nisan'da imha edildiğini söyledi.

Abone ol

DUVAR - Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikoptere etki mesafesinde uçuş yapan uçakların radar kayıtlarının tutulduğu Diyarbakır Birleştirilmiş Kontrol İhbar Merkezi’nde (BİKİM) yakın zamanda keşif yapıldığını belirterek, "Diyarbakır BİKİM’e gittiğimizde 4 Nisan’da görüntülerin muhafaza edildiği bu hard diskin imha edildiğine dair tutanağını gördük" dedi.

DHA'nın haberine göre, Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin 2009 yılında Maraş'ta düşmesiyle ilgili yürütülen soruşturmayı Fethullah Gülen'in talimatıyla yönlendirdikleri öne sürülen 19 kişinin yargılandığı davanın 13’üncü duruşması görüldü.

Maraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya, taraf avukatları, Muhsin Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Murat Bakan ve Sevgi Kılıç, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır ile partililer katıldı.

Diğer sanıkların katılmadığı duruşmaya tutuksuz sanık Davut Uçum, başka suçtan hükümlü olduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşma salonuna bağlandı.

'DELİLLERİ KİMİN YOK ETTİĞİNİ ARTIK HERKES BİLİYOR'

Duruşma, Davut Uçum’un savunmasıyla başladı.

Suçlamaları reddeden Uçum, "Bir önceki mahkemede delilleriyle cihazlarla ilgili hususu açıkladım. Zaten şunu hiçbir zaman anlamadım, delil niteliğindeki cihazlardan dolayı savcı hırsızlıktan soruşturma açıyor. Bu delilleri kimlerin yok ettiğini artık herkes biliyor. Bundan sonra ‘Cihazları bu askerler çaldı, aldı’ diyenler suçlularla iş birliği içindedir. Bilerek yanıltmaktadırlar. Bunların hepsi belli ve ben size bir tane delil sunmadım onlarca delil sundum, hepsi de hukuki deliller. Bunların içinde bilirkişi raporları var, ODTÜ’nün raporu var" diye konuştu.

'OLAY YERİ KORUNMADI, HELİKOPTER PARÇALARI KÖYLÜLERİN AHIRINDAN ÇIKTI'

Tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya da suçlamaları reddederek kendisini şöyle savundu:

"Bir kaza kırım incelemesi yapılıyorsa, savcılık girmeden hiç kimsenin o bölgeye girmesine müsaade edilmez ve çevresi emniyet şeridi içerisinde alınır. Fakat maalesef bu kaza soruşturma heyetimiz en düşük ifadeyle görevi suistimal etmişlerdir ve vazifelerini yeterince yerine getirmemişlerdir. Daha sonra köylülerin ahırlarından helikopterin kapısı, parçaları çıkıyor.

Üzerimize atılan en büyük iftira GPS cihazları. KSK’nın kendi üyesi fotoğraflıyor, bu helikopterin bakımını yapan teknisyeni de yanında götürüyorlar ve teknisyene ‘Bu cihaz nedir?’ diye soruyorlar o da ‘Helikopterde kullanılan Skymap III-C cihazı’ diyor ve bu el kadar GPS’i karın içerisinde bırakıp gidiyorlar, 2 gün sonra geldiklerinde de bu vardı yoktu, orada kim vardı, askerler vardı, askerler çalmıştır. Yani böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldığım için üzülüyorum. 15 yıldan beri yargılanıyorum ve bu adamlar çok rahat bir şekilde gezip tozuyorlar. Ve ‘Helikopterin kayıtlarında yok’ dedikleri Argus için de ‘Tutanak tuttuk’ diyorlar. Argus da helikopterin kayıtlarında kayıtları yok, helikopterin bulunmasını sağlayacak ELT cihazının da kayıtları yok, şirketin kendi pilotu zaten bir ay önce ‘Bu helikopterde ELT’siz uçtuk’ diye ifadesi var."

AVUKAT YAVUZ: HARD DİSKİ KİM İMHA ETTİ?

Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz da bir önceki duruşmanın olduğu tarihte ana soruşturma dosyası kapsamında Diyarbakır BİKİM’de keşifte olduklarını söyledi. Keşifte yapılan tespitleri anlatan Yavuz, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Ondan önce Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te bir keşif yapılmıştı. Burada elde ettiğimiz verilerde 590 knot süratle, yani ses hızından yüksek bir süratle askeri jetin helikopterin bulunduğu alana daldığı, daldıktan sonra da radarlardan kaybolduğu, 23 bin feetten sonra görülmediği ve ileriden daha yüksek bir hızla çıktığı görülüyor. Daldığı an, tam da helikopterin düşme anına denk gelen bir dalış olduğu tespit edilmişti. Bu askeri jetin helikoptere etki edip etmediğiyle ilgili 2014’teki keşifte etki mesafesine girmesinin muhtemel olduğu tespit edilmişti.

Ancak daha sonra bu celse arasında Erzurum Dumlu’da yaptığımız keşifte o görüntülerin kaybolduğunu, görüntülerin üzerinde oynama yapılarak 30 kilometre güneyden uçuşu gösterdiklerini tespit ettik. Bu görüntüler, yansıtmalarla çeşitli radar merkezlerine geçiyor. Ama bunun asıl aktarılması gereken yer Diyarbakır BİKİM. Erzurum Dumlu’da delili bir merkezin yok ettiği anlaşıldı. Diyarbakır BİKİM’e gittiğimizde 4 Nisan’da görüntülerin muhafaza edildiği bu hard diskin imha edildiğine dair tutanağını gördük. Bunu yapanlar kim? Bu unsurlarla baktığınız zaman tek tek FETÖ’ye ulaşıyorsunuz. Orada ulaşıyorsunuz, Erzurum’da ulaşıyorsunuz, hava kuvvetlerinde ulaşıyorsunuz. ‘O eskidendi, artık öyle değil’ diyeceksiniz. Öyle de değil yani baktığınız zaman TSK’da olmak üzere özellikle hava kuvvetlerinde yüzde 70-80’e varan FETÖ yapılanmasının tam olarak temizlendiği de söylenemez."

'ÇALINDIĞI İDDİA EDİLEN ARGUS’UN VARLIĞINI ORTAYA KOYAN BİR DELİL YOK'

Sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya’nın avukatı Zafer Tınazcı ise müvekkilinin 15 yıldır suçsuz şekilde yargılandığını savundu.

"Helikopterin üstünde Argus ve Skymap III vardı ve bunlar çalındı. Bu Argus’u savcılık araştırdı, Amerika’ya yazdı ‘Var mı üzerinde?’ dedi, yok" diyen Tınazcı, "Türkiye'deki tüm hava araçlarının üzerindeki tüm cihazlar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildiriliyor ve oradaki listeye bakıyoruz Argus yok. Bakım kayıtlarında yok. Meclis araştırma komisyonu şirketin genel müdürünü çağırıyor ‘Helikopterde hangi cihazlar vardı?’ diye soruyor ama Argus yok" ifadelerini kullandı. 

Argus cihazıyla ilgili çalınma iddiasının Feridun Seren'in ifadesinde geçtiğini belirten Tınazcı, "Argus’un var olup da kaybolduğu nereden ortaya çıkıyor? Feridun Seren’in beyanından, ‘Biz gittiğimizde vardı, sonra kayboldu’ diyor. ‘29’unda vardı, 31'inde yoktu’ diye tutanak tutuyor ama duruşmada '29’unda ben gitmedim' diyor. Bu adamın tuttuğu tutanakla müvekkilim 15 yıldır yargılanıyor. İddiaya göre bu Argus var ve çalınmış. Daha Argus’un varlığını ortaya koyan hiçbir delil yok. Kar üzerinde çekilen fotoğrafta kokpitte Argus yok ama daha sonra oda ortamında çekilmiş fotoğrafta oraya Argus tutturulmuş. O resmi incelediğimizde bütün göstergeler sağlam ve yerinde. Bir tek Argus cihazı vidaları sağlam olarak hafif yerinden çıkmış gözüküyor. Ne hikmetse helikopter dağa çarpıyor ve vidalarında tek bir yamulma olmadan cihaz yerinden oynuyor, diğer göstergelerin hiçbirinde hiçbir şey yok" dedi.

Duruşmanın sonunda, mahkeme heyeti, davayı 14 Şubat 2025’e erteledi.

CHP'Lİ BAKAN: 15 YIL SÜREN BİR SORUŞTURMA OLMAZ

Davanın ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ile Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, açıklamalarda bulundu.

15 yıldır süren davanın üzerinde bir sis perdesi olduğunu söyleyen Murat Bakan, "CHP olarak başından beri süreci takip ediyoruz. O dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, arkasından Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün de CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bu davayı takip ediyor. Adaletin tecellisi için, hakikatin ortaya çıkması için buradayız. Muhsin Yazıcıoğlu cinayeti, suikastı her neyse bu sis perdesinin aralanmasının Türkiye'nin faydasına olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

Herkes için adalet istediklerini belirten Bakan, "Biz Gezi tutukluları için de, Tayfun Kahraman için de, Muhsin Yazıcıoğlu'nun ailesi, sevenleri, yol arkadaşları için de, Sinan Ateş için de adalet istiyoruz. Türkiye'de nerede bir hukuksuzluk varsa, adaletsizlik varsa, yargıda sürüncemede kalan bir dava varsa o davanın takipçisiyiz. 15 yıl süren bir soruşturma olmaz, dünyanın hiçbir yerinde. Yani olayın olduğu tarihten bu yana ana soruşturma 15 yıldır açık, ne dava açılıyor ne soruşturma bitiriliyor. Her nedense sanki yukarıdan bir el, bir yargılama olmasın, bu sır perdesi aralanmasın, gerçekler ortaya çıkmasın istiyor ama gerçeklerin ortaya çıkma gibi bir huyu var" dedi.

ÇAYIR: HİÇBİR ZAMAN USANMAYACAĞIZ, BIKMAYACAĞIZ

Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade etti.

Çayır, "15 yıl geçti. Üzülerek ifade edelim ki; aynı sözleri duymaktan, aynı sonuçlarla karşılaşmaktan bıkmış olabiliriz ama usanmayacağız. Bu sonucun adalete ulaşması için ne gerekiyorsa onun yapılacağı hususunda hiç kimsenin tereddüdünün olmaması gerekir. Bizler Yazıcıoğlu'nun yol arkadaşları, dava arkadaşları hiçbir zaman usanmayacağız, bıkmayacağız. Bugün burada yanımızda bulunan gerçekten davaya destek veren ve ‘Adalet arayışında biz de varız’ diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan Beye ve Sevgi Kılıç Hanımefendiye huzurlarınızda teşekkür ederiz. Gösterdikleri hassasiyetten dolayı zira hepimiz bilmeliyiz ki bu topraklarda hangimize ne haksızlık yapılırsa yapılsın bir başkası sahip çıkmadığı müddetçe beraber yaşama iradesi olamaz ve adalet sağlanamaz" diye konuştu.

(DEMİRÖREN HABER AJANSI)