Yemen Savaşı: Koalisyon güçlerinin fazla seçeneği yok

Koalisyon güçlerinin teslim olmak ya da en azından karşılıklı tarafları olarak tatmin edecek dengeli bir siyasi uzlaşma hattında ilerlemekten başka bir seçeneği yok. Yemen milli güçleri (Ordu ve Halk Komiteleri) koalisyon güçlerine siyasi çözüm için çağrıda bulunduğuna göre, başta Suudi Arabistan olmak üzere koalisyon güçlerinin kibirli tutumlarına bir son vermeleri, mantıklı ve gerçekçi bir şekilde akledip düşünmeleri, bir an evvel samimi bir şekilde müzakerelere ve siyasi çözüme yönelmeleri gerekmektedir.

Abone ol

Şarl Ebi Nadir*

Gerek kadim gerekse çağdaş tarih, bir taraftan askeri çatışmaların garipliği, diğer yandan sahadaki sonuçlarla savaşan tarafların gücü ve imkânı arasındaki uyumsuzluk açısından, Yemen’e karşı başlatılan savaşa benzer bir olaya tanık olmamıştır. Bu gariplik ve askerlik bilimi açısından güçler arasındaki dengesizliğin nedenini anlamak zorlaşmıştır. Nitekim Yemen ordusunun ve Halk Komitelerinin efsanevi direnişi veyahut ittifak güçlerinin (Suud’un başı çektiği koalisyonun) askeri başarısızlığının rasyonel bir yorumunu yapma imkânı kalmamıştır.

Tamamen uluslararası ve bölgesel baskılardan kaynaklanan, uzlaşmayı, anlaşmayı ve içeride siyasi çözümü engelleyen farklı sıkıntılardan bağımsız olarak, gerek iç cephe gerekse sınır ötesindeki savaşı objektif bir şekilde takip etmek, 4 yıldır devam eden bu ucu açık çatışmaya dair makul bir düşüncenin oluşması için daha anlamlı olabilir. Bunun belirlenmesi şu şekilde mümkündür:

ASKERİ GÜÇ BAKIMINDAN

Havada, karada ve denizde, sayı, cephane, hafif ve ağır silah bakımından güç dengesinin temelde koalisyonun lehine olduğu doğrudur. Buna bir de bölgesel ve Batılı güçlerin koalisyona, operasyonların yönetimi, komuta kontrol, haberleşme, gözetim gibi konulardaki katkısını eklemek gerekir. Buna mukabil, balistik füzelerin geliştirilmesi, insansız hava aracı konularında Yemen Ordusu ve Halk Komitelerinin gücü çarpıcıdır. Öncelikle söz konusu füzelerdeki patlayıcı tanklarının yüksek düzeyde bir teknolojiyle hazırlanması, yönlendirme, kontrol etme ve hedefleri belirleme noktasında kat edilen aşamalar, ikincisi ki pratikte bu daha önemlidir, bu üst düzey silahların yönetilmesi mücadelesi, büyük manevraların gerektirdiği şekilde bu silahları saldırıda, savunmada koordine etmek…

Bu üretim ve geliştirme gücünün koalisyon güçlerinin ulaştığı seviyeye ulaşmadığı doğrudur. Bu normal ve gerçektir de. Ancak Yemen Ordusu ve Halk Komiteleri, elde etmeye çalıştıkları veya ellerindeki mevcut güçten olabildiğince yararlanabildiklerini kanıtladılar. Sahip olduğu imkân ve gücü kullanmada ve Batılı devletlerin kendilerine sağladığı imkânları koordine etmede fiyasko yaşayan koalisyon birliklerinin aksine, savaş yönetiminde ustalıklarını gösterdiler. Nitekim savaşan taraflar arasındaki askeri dengeden ortaya çıkan aksi sonuçlar bunu doğrulamakta.

DİRENİŞ VE YEMENLİLERİN SONUNA KADAR SAVAŞ KARARI

Belki de moral boyut, askeri boyut ve koalisyonun sahadaki başarısızlığının nedenleriyle paralel gitmektedir. Zira bu acımasız savaşta moral boyut, tam olarak ana unsuru oluşturuyor. Koalisyon güçlerinin ezici üstünlüğüne rağmen sadece Yemen Ordusu'nun ve Halk Komitelerinin ilerleme, sızma, hedeflere saldırılar düzenleme ve cansiperane savunma noktalarında şok edici savaş yöntemlerini izlemek bile yeterlidir. Bu, koalisyon güçlerinin diğer alanlarda sahip olduğu savaş imkânları, silahlardaki askeri ve teknolojik üstünlüğe değinmediğimiz takdirde geçerli bir olgudur. Bu durumda şu ana kadar savaş meydanında yaşananlar, savaşın sonuçlarına ilişkin bir ana fikir oluşacaktır.

Buradan hareketle savaş alanında dişe dokunur bir sonuç elde etme noktasındaki başarısızlık ya da koalisyon güçlerinin savaşın başlarında ortaya koyduğu hedeflerden hiç birisini gerçekleştirememesi doğrultusunda -ki en fazla birkaç ay içerisinde önlerine koydukları hedefleri gerçekleştireceklerini söylüyorlardı- bugün itibarıyla bakıldığında, dört yıllık bir fiyaskoyla karşı karşıya kalmışlardır. Yemen Ordusu ve Halk Komitelerinin bu moral motivasyon ruhu, kendisine sahip çıkan bir çevre ve halk, savaşçılar ve komutanların iradesi, sınır boylarında ya da iç cephede girmiş oldukları her savaş ve çatışmadan dipdiri çıkan bu yüksek maneviyatla birlikte koalisyon güçlerinin ufukları kapanmakta, görüşmeler labirentinde girişmiş oldukları onlarca manevra ve saldırı girişimlerinde başarı elde edememektedirler.

Koalisyon güçlerinin teslim olmak ya da en azından karşılıklı tarafları olarak tatmin edecek dengeli bir siyasi uzlaşma hattında ilerlemekten başka bir seçeneği yok. Yemen milli güçleri (Ordu ve Halk Komiteleri) koalisyon güçlerine siyasi çözüm için çağrıda bulunduğuna göre, başta Suudi Arabistan olmak üzere koalisyon güçlerinin kibirli tutumlarına bir son vermeleri, mantıklı ve gerçekçi bir şekilde akledip düşünmeleri, bir an evvel samimi bir şekilde müzakerelere ve siyasi çözüme yönelmeleri gerekmektedir.

*Lübnan ordusundan emekli general ve askeri stratejist

** Yazının aslı Almasirah sitesinden alınmıştır. (Çeviren: İslam Özkan)