Yeneroğlu’dan Garê açıklaması: Gaz alma operasyonuyla sorumluluktan kurtulamazsınız

DEVA Partili Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Garê’deki operasyonu sonrası iki bakanın muhalefet partilerine yollanmasını "Gaz alma operasyonu" diye niteledi. Yeneroğlu "Bu olayın sorumluluğundan kurtulamayacaksınız” dedi.

Abone ol

ANKARA- Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Garê’deki operasyona ilişkin Meclis’te açıklama yaptı.

Yaşamını yitirenlerin yakınlarına baş sağlığı dileyen Yeneroğlu, “Gerçekten millet olarak bu olay karşısında büyük bir karamsarlık içerisindeyiz. Daha da neden 16 şehit verdiğimizi bilmiyoruz, bu kadar riskli bir operasyonun mantığını iktidar daha da anlatabilmiş değil ve iktidar devamlı olduğu gibi, gerçekleri milletten gizliyor duygusundayız” dedi.

‘SORU İŞARETLERİ GİDERİLMEDİ’

Garê’deki operasyonun askeri açıdan ne derece başarılı olduğunu uzmanların takdirine bıraktığını ifade eden Yeneroğlu, “Bu operasyona dair pek çok soru işareti, yapılan açıklamalara rağmen giderilebilmiş değildir” dedi.

Asker, polis ve istihbarat mensuplarının PKK tarafından nasıl kaçırılabildiği sorusunu soran ve bu kaçırmalar hakkında soruşturma açılıp açılmadığının bilinmediğini söyleyen Yeneroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan ifadeler şu şekilde oldu:

İKTİDAR TERÖRLE MÜCADELEYİ SİYASET MALZEMESİ HALİNE GETİRİYOR: Terörle etkin şekilde mücadele etmek, milletin huzuru ve güvenliğini sağlamak iktidarın asli görevidir. Terörle mücadele elbette kararlılıkla yürütülmelidir. Bu yükümlülük aynı zamanda sorumluluğu da beraberinde getirir. Ancak bir siyasi iktidar düşünün ki gizli yapılması gereken böylesi önemli bir operasyonla alakalı önceden müjde verileceğini duyurabiliyor.
Bu anlayışla iktidar, milletimizin tamamının ortak ve en öncelikli hassasiyeti olan terörle mücadeleyi siyaset malzemesi ve özellikle propaganda aracı haline getiriyor. Demokrasilerde atılan her adımın bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk millete hesap verme sorumluluğudur ve yanlış yapanların da gereklerini yapma sorumluluğudur. Ancak bugüne kadar bırakınız hesap vermeyi, parti kongrelerinde gülerek, şehitlik mertebesinin ne kadar yüce olduğu anlatılmaktadır. Millet adına hesap soran muhalefet partilerine ise parmak sallanmakta, hakaret edilmektedir.

SİYASİ İKBAL DÜŞÜNÜLEREK TERÖRLE MÜCADELE EDİLEMEZ: Terörle mücadele ettiğini söyleyen ve herkesin kendi hizasına gelmesini isteyen iktidar bilmelidir ki; Siyasi ikbal düşünülerek terörle mücadele edilmez. Terörist başının mektubunu yerel seçim kazanmak için ekranlarda okutarak terörle mücadele edilmez. Siyasi parti kongresine evladını daha yeni toprağa koymuş olan bir şehit annesini telefonla bağlayıp milyonların önünde onu kutlamak görülmüş şey değildir. Bu ne siyasi etikle ne de İslam ahlakıyla izah edilebilecek bir durum değildir.

BU OLAYIN SORUMLULUĞUNDAN KURTULAMAYACAKSINIZ: İktidarın son günlerde akla ve vicdana sığmayan tutumunu ve milletimizin manevi duygularını sömüren açıklamaları milletimiz gayet yakından izlemektedir. Bu nedenle; başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere ülkeyi yöneten tüm makam sahiplerine sesleniyorum. Bu acı olay karşısında, bakanlarınızı muhalefet liderlerine gönderip bir nevi gaz alma operasyonu yaparak bu olayın sorumluluğundan kurtulamayacaksınız. Demokrasiler parmak sallama değil hesap verme rejimidir. Muhalefeti ve halkı bilgilendirmek sizin lütfunuz değil borcunuzdur, görevinizdir, ödevinizdir.

HÜKÜMETE SORULAR: Son olarak tekrar buradan hükümete soruyorum: Terör örgütü PKK'nın elinde rehin alınan kaç vatandaşımız kaç askerimiz vardır? Vatandaşlarımız ne zaman ve nasıl kaçırılmışlardır? Vatandaşlarımızı terör örgütünün elinden kurtarmak için nasıl bir politika izlemektesiniz? Vatandaşlarımızı kurtarmak için başka ülkeler nezdinde girişimde bulundunuz mu, bulunacak mısınız? Terör örgütü tarafından zorla alıkonulan vatandaşlarımız ne zaman ailelerine kavuşacaktır? Şehit olan askerlerimize ve devlet görevlilerine şehit statüsü verilecek midir? Şehitlerimizin ailelerine şehit hak ve statüsü verilecek midir? Bu hususta işlemler başlatılmış mıdır? (DUVAR)