'Yeni bakanlıklar iç sıkıntı işareti'

Murat Yetkin: Kendinizi güçlü hissettiğinizde makam azaltır, güçsüzlüğünüze ilaç olacağı umuduyla makam üretirsiniz. Bir tür “ver kurtul” siyasetidir bu ama sadece kısa vadede bir ferahlık getirir.

Abone ol

DUVAR - Yetkinreport.com yazarı Murat Yetkin, kabine değişikliği ve bakanlık sayılarında artış gibi beklentilerin 'yönetim içi sıkıntı' işareti olduğu değerlendirmesini yaptı. Yetkin'in "Yeni bakanlıklar: Erdoğan da 'ver kurtul' tuzağında" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

Türk siyasetinde kuraldır. Kendinizi güçlü hissettiğinizde makam azaltır, güçsüzlüğünüze ilaç olacağı umuduyla makam üretirsiniz. Bir tür “ver kurtul” siyasetidir bu ama sadece kısa vadede bir ferahlık getirir.

Örneğin, şimdiye dek en fazla bakanlık sayısına sahip hükümeti, Bülent Ecevit başbakanlığında gayet kırılgan kurulmuş DSP-MHP-ANAP üçlü koalisyon hükümetiydi; yola 35 bakanla başlamış, 37 bakanla bitirmişti. Oysa tek başına iktidara geldiğinde ANAP lideri Turgut Özal kendisi dahil 25 bakanlık kabine kurmuştu.

AK Parti ilk iktidara geldiğinde, bir güç gösterisi olarak önce bakanlık sayısını azaltmış ve takdir toplamıştı. Şimdi Erdoğan’ın kendisini en güçlü hissettiği noktalardan birindeki sözlerini hatırlatalım. Tarih 22 Haziran 2018. Erdoğan, MHP lider Devlet Bahçeli’nin desteğiyle iki gün sonra, 24 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanı seçileceğinden emin olarak aTV ve aHaber ortak canlı yayınında şunları söylemiş:

"Bürokratik oligarşi’ diye benim sürekli ifade ettiğim bu yapıların hantallığı, kurumlardaki iş ve işleyiş süreçleri önümüze hep birer engel olarak çıktı. (…) Yeni yönetim modelinde yalın, makamların azaldığı, yeniliklere hızlı adapte olan, insan kaynağının gelişmesine imkân sağlayan, yetki ve sorumluluk alanları net, dijital dönüşümü gerçekleştiren, karar alma süreçleri hızlı, küresel rekabet gücü yüksek, ortak aklı kurumsallaştıran bir yapı var. (…) Bunun için bakanlıkların sayısını azaltmak, işlevselliğini arttırmak ve verimliliğini arttırmak için bazı birleşmeler gerçekleştiriyoruz. Örneğin başbakan olduğum zaman 37 bakanlık sayısı vardı. Bu sayıyı 26’ya indirdik. Şimdi ise bunu 16’ya indiriyoruz."

Şimdi öğreniyoruz ki, bakanlıklar ve Meclis komisyonları sayısının yeniden artırılması için çalışmalar yapılıyor.

Bütün bunların bir ucunda 31 Mart 2019’da (ve 23 Haziran İstanbul seçim tekrarında) AK Parti’nin İstanbul ve Ankara başta olmak üzere pek çok büyükşehir belediyesini kaybetmiş olması var. Her biri en az bir icra bakanlığı ağırlığındaki büyükşehir belediyeleri, sadece ekonomik güçleriyle siyasi tabanı bir arada tutma imkânı anlamına gelmekle kalmıyordu. Aynı zamanda müthiş bir makam üretme kapasitesi anlamına geliyordu. CHP’nin İYİ Parti desteğiyle bu belediyeleri alması, AK Parti’yi bu makamlardan da etti.

Oysa kamuoyu araştırmalarında ne AK Parti ne MHP’nin yukarı doğru kımıldadığı görünüyor. Ali Babacan’ın Deva Partisi ve Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi anketlerde henüz çıkış yakalamış değil ama yüzde 50+1 oy sisteminde yüzde 1 oy bile iktidar getirebilir, ya da götürebilir. Bu da herhangi bir makam, mevki, etki sahibi olmadan, sadece kurşun asker görünümünde AK Parti’de kalmanın cazibesini azaltıyor.

Hal böyle olunca, muhtemel kayıpların önüne geçmek üzere “ver kurtul” taktiğiyle makam üretmek bir yol gibi görünebilir. Bu açıdan bakıldığında, Bakanlıklar ve Meclis komisyonları sayısının yanı sıra başka bürokratik makamların da üretilmesi de sürpriz olmaz.

YAZININ TAMAMI