Günümüzde “Cüppeli Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’nün şöhretli
bir şahsiyet haline gelmesinde medyanın rolü çok büyük. Medyanın
onu keşfi, 1999’daki Marmara depremiyle ilgili sözleri sayesinde
olmuştu.
“Mevlam zina yuvalarını vurdu” sözleri günlerce
“eleştirildi” gazete ve TV kanallarında. Ama bu
tepki haberleri tam tersi etkiyle yıldızının parlamasına neden
oldu. Resmi din eğitimi olmamasına rağmen “Hoca”
olarak tanınırlığı arttı.
Hürriyet’in 2006’daki “Cüppesiz Ahmet Hoca:
Malta’da jet-ski sefası” haberi de Ahmet Mahmut Ünlü’ye
zarar vermediği gibi daha da büyüttü. Ünlü, 2012’de
“fuhuş” iddiasıyla cezaevindeyken yaptığı bir
söyleşide “Her şey
jet-ski ile başladı” diyor; kendisine karşı komploların bu
haberle başladığını öne sürüyordu. Fakat hemen ardından
“Eskiden sevenlerim vardı, şimdi fanatiklerim oldu.
İtibarım da cemaatim de kat kat büyüdü” diye
ekliyordu.
Ünlü’nün medya ile ilişkilerindeki üçüncü dönüm noktası, Fatih
Altaylı’nın 2009’da Habertürk’te yaptığı ilki 2.5 saat,
ikincisi 5 saat süren iki söyleşi programıydı. Yüksek reyting alan
bu programlar, Ünlü’nün şöhretinin pekiştirmekle kalmayıp meşruiyet
de sağladı.
Artık o medyatik bir isim; sık sık haberlerin, televizyon
programlarının konusu oluyor; kimse onun hocalığını, eski sefahat
alemlerini sorgulamıyor. “Cüppeli Hoca” olarak
medyada neredeyse bir din bilgini ve kanaat önderi muamelesi
görüyor.
İmam Halil Konakçı da şimdi aynı
yollardan geçiyor, sadece iktidar medyası değil alternatif ve
eleştirel medya da onun söylemlerini yayımlıyor; tepki gösterirken
bir yandan geniş kitlelere ulaşmasını da sağlamış oluyor. Bu sayede
Konakçı, ününe ün katıyor; Cüppeli gibi etrafında bir hayran
kitlesi topluyor.
Belki İslamcı çevrelerde daha önce de biliniyordu ama ülke
düzeyinde tanınır hale gelmesi bu yılın başında sanatçı Sezen
Aksu’ya hakaretler yağdırıp, hilafet çağrısı yapmasıyla oldu.
Sosyal medyanın yanı sıra yaygın medyada da epey ses getirdi bu
çıkışı.
Sonra kadınlara sardı “Bak sokaklar ne hale geldi. Et
görmekten içimiz dışımıza çıkıyor” dedi; yine tepki
haberleri yayımlandı. Şöhretin farkına varmış olacak ki, Diyanet’in
resmi görevlisi olmasına rağmen dövmecilere, LGBT’lere, dekolte
giysilerle sahneye çıkan sanatçı Gülşen’e saydırmaktan geri
durmadı. Hatta son olarak Cem Yılmaz, Orhan Gencebay ve İbrahim
Tatlıses gibi ünlüleri hedef alan sözler sarfetti. Medyaya da
habercilik dersi vermeye bile kalktı.
Maalesef İmam Konakçı da medya katkısıyla yeni bir
“Cüppeli Hoca” olma yolunda. Yakında saatler süren
tv programlarına da çıkarsa şaşırmamak gerek. Youtube hesabındaki
vaazlarının görüntülenme sayısı şimdiden 70 milyonu aşmış
durumda…
Daha önce de yazdım, ayrımcı, kadın ve
laiklik düşmanı, hilafetsever ve şöhret düşkünü bu şahsın akla
ziyan vaazlarının medyada geniş biçimde yayımlanması yanlış.
Yanlışı olduğu gibi yayımlamak ahlaki gazetecilik tavrı olamaz.
Teşhir etmek ve eleştirmek için de olsa aynen yayımlamak onun
düşüncelerinin alabildiğine geniş bir çevreye ulaşmasına yardımcı
oluyor. Her konuşmasının haber yapılmasını anlayamıyorum. Hadi
haber değeri görüldü, o zaman sözleri özetlenerek kısaca
aktarılmalı. Yanlışlığını da haberin başlığından son satırına kadar
vurgulanarak araya mesafe konulmalı.
TALİBAN DESTEKÇİSİ GAZETELER
Ceyhan Kaymakamlığı’nın, sanatçı İlkay Akkaya’nın, 30 Ağustos
kutlamalarında vereceği konseri yasaklama kararı Yeni
Şafak’ın haberinin ardından geldi. Yeni Şafak, yasak
kararını mutlulukla duyururken İlkay Akkaya’yı “PKK’lı
sanatçı” diye damgalamaktan geri durmadı.
Türkiye’de konser yasaklatan Yeni Şafak’ın, Taliban
yönetiminin Afganistan’da bir yılını değerlendiren haberinde “Kadın konusu
istismar alanı” başlığı altında şöyle denildi:
“Uluslararası basının Taliban iktidarını eleştirdiği
konuların başında, Afgan kadınların sosyal hayattaki konumu
geliyor. Kadınların düzenlediği gösteriler dünya medyasında manşet
olurken, Taliban bu konunun istismar edildiğini
belirtiyor.
Afgan kadınının konumunu tartışırken ülke geleneklerinin
dikkate alınması ve azınlık üzerinden genellemeci değerlendirmeler
yapılmaması gerektiğini belirten Taliban ideologları, Afganistan’da
kadınların haklarından mahrum edilmediğini savunuyor.”
Oysa Afganistan’da Taliban’ın yönetimde olduğu bir yıl içinde
kadınlar sosyal yaşamda geriye itildi, çalışma yaşamından çıkarıldı. Kadınlara spor, araç
kullanma, tek başına seyahat yasaklandı; kamusal alanda yüzlerini
örtme zorunluluğu getirildi. Kız öğrenciler ortaöğretimden
uzaklaştırıldı. Kadın memurlar işten çıkarılırken kadın bakanlığı
kapatıldı.
Yeni Şafak, bu tür ayrımcı
uygulamalar ve kadınlara getirilen yasaklardan tek cümleyle bile
söz etmeyip, sadece Taliban’ın “ülkenin
gelenekleri” ve “istismar” bahanesini
aktararak kadınların bu ülkede ikinci sınıf insan konumuna
itilmesine destek vermiş oluyor. Gazetecilik doğası gereği
özgürlüklerden ve insan haklarından yana olur. Yeni Şafak
ise konser yasaklarını, Taliban zihniyetini savunarak
gazetecilikten hayli uzağa düşüyor...
Birinci yıl kutlamalarını “Afganlar, özgür bir yılını
kutladı” başlığıyla veren Yeni Akit’in
“özgürlük” anlayışında Yeni Şafak’tan
daha gerilerde olduğu da aşikâr…
TEK CÜMLEYLE:
- Aykırı, NoktaTV, OdaTV, Karar, Tele1 ve T24
siteleri, yeterince kontrol etmeden canlı yayında kalp krizi
geçiren işinsanı Nasrullah Ayan’ın öldüğü haberlerini geçtiler ama
Ayan iki gün yoğun bakımda kaldıktan sonra yaşamını
yitirdi.
- Cumhuriyet’in, “Cumhurbaşkanlığı envanterine
kayıtlı dev ‘protokol yatı’ İstanbul’da görüntülendi/ Yakamoz
Boğaz’da” haberinde “Boğaz gözlemcisi”
Yörük Işık’ın haberden altı gün önce sosyal medyada yayımladığı
fotoğrafı izinsiz, kaynak göstermeden ve de üzerindeki
“Yörük Işık” filigranını silerek kullanması
yanlıştı.
- “Ermeni asıllı ilk kaymakam makamında”
haberlerinde 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde bugüne değin hiçbir
Ermeni’nin neden kaymakam olamadığına değinilmedi.
- Sabah gazetesi doğalgaz ve elektrik fiyatlarına
yapılan yüksek zammı “Elektrikte yüzde 50, doğalgazda yüzde
80 sübvansiyonlu fiyat” başlığı altına gizledi; zammı hiç
görmeyen Yeni Şafak da Almanya’da benzin fiyatının
yükseldiği haberi yaptı.
- Evrensel’in ilk sayfasında “Konutsuz bırakan
şiddet” başlığı ve Eylem Nazlıer’in imzasıyla yayımlanan
fotoğrafı, Sözcü’nün bir gün sonra manşetten
“Fotoğraf sosyal medyadan alınmıştır” notuyla
yayımlaması haksızlıktı.
- xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx(Bu
cümle İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği’nin 6 Eylül 2022 Tarih ve
2022/5390 sayılı kararı ile çıkarılmıştır.)
- CHP Şırnak İl Başkanı Cangir Bilin’in birlikte yaşadığı kadını
dövdüğü iddiasıyla gözaltına alınması iktidar medyasında haber
olurken, eleştirel medya -Gazete Duvar ve Haber Sol
dışında- görmedi.
- Milliyet yazarı Hakkı Öcal, “Biz Türkler İmran
Han’ı sevdik. Hem de çok sevdik” diye bu kanıya nasıl
vardığını belirtmeden Türkler adına genelleme yaptı.
- Türkiye’deki iflasları ve şirket kapanmalarını haber yapmayan
Türkiye gazetesi, “Avrupa’da iflaslar
patladı” haberi yayımladı.
- “GSK Türkiye Solunum Bilimsel Danışmanı”Dr.
Tunçalp Demir, astım hastalığı konusundaki uyarılarını
Hürriyet ve Sözcü’de haber görünümlü ilan olarak
yayımlatabildi.
ELEŞTİRİ, ŞİKAYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: