Mixer galerisinin küratör adaylarına yönelik yaptığı açık çağrıya Karakutu projesiyle Burcu Bilir seçildi. Sergi 29 Temmuz'a kadar görülebilir.
Genç sanatçıları desteklemek amacıyla 2012 yılında yola çıkan Mixer, yalnızca sanatçılara değil eleştirmenlere, koleksiyonerlere ve küratörlere yönelik çalışmalarıyla da sanat alanının katılımcılarını gençleştiriyor. Geçen sene Mixer Sessions 1 ile üniversitelerin son sınıfındaki sanatçı adaylarını açık çağrıyla davet eden galeri bu sene de üniversitelerin sanat yönetimi, kültür yönetimi ve sanat tarihi bölümlerinde okuyan küratör adaylarına bir çağrı düzenledi. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümü son sınıf öğrencisi Burcu Bilir'in hazırladığı Karakutu projesi sergilenmeye hak kazandı.
"Karakutu sınırlar dahilinde olup biten her şeyi kaydederken, olağandışılıkları kanıksamış bedenlere çağrıda bulunuyor," diyor Burcu Bilir küratör metninde. Ve projesinde sansür, kentleşme, iktidar, kimlik, sınır gibi kavramlara odaklandığını vurguluyor. "Karakutu, herkesin içten içe dert edindiği tüm gerçeklikleri içinde saklıyor. Karakutuda anlatılanlar, herkesin bildiği fakat müdahaleye teşebbüs edemediği kolektif gerçeklikleri içeriyor." Sergi kapsamında da bu çerçeve etrafında orta kuşaktan ve genç kuşaktan sanatçıların farklı formlarla oluşturulmuş işleri yer alıyor.
İlk olarak Haydar Akdağ'ın Çevre/Merkez serisi içinde ürettiği haritalara bakalım. Akdağ kolaj tekniğiyle Ankara, Hatay, Cezayir, New York, Roma, Tokyo gibi farklı şehirleri ve ülkeleri başka coğrafi bölgeler içine taşımış. Bir yandan kitleselleştiğinde dünyayı değiştirme planları gibi okunabilecek ve tepki çekebilecek bir iş. Ancak dünyanın içinde bulunduğu küreselleşme ve savaş koşullarında aslında belli bir gerçekliğe de oturuyor. Ankara'yla New York'un, Roma'yla Orta Doğu'nun artık birbirine o kadar da uzak mekanlar olmadığını söylemek çok zor değil. Bir yandan sanatçının kişisel bir politik okuması bu haritalar. Ve güncel siyaset değiştikçe haritalar da değişiyor ve yeni şehirler, ülkeler de ekleniyor.
Sergide harita üzerine çalışan iki sanatçının daha işleri yer alıyor. Zehra Doğan'ın tekstil malzemesi üzerine dikişlerle hazırladığı haritalar ve Burcu Pek'in suluboya ve kolaj haritaları serginin temel meselelerine dair dokunuşlar gerçekleştiriyor. Üç farklı sanatçının da haritalar üzerine çalışmış olması genç sanatçıların düşünce dünyasını yansıtması bakımından ilginç bir karşılaşma sunuyor. Küratör Bilir karşılaşmalara dair şunları söylüyor: "Karakutu’nun kavramsal çerçevesi özellikle benim düşünüp bulduğum bir konu değil bizleri bulan durumlardan oluşuyor." Genç sanatçıların dünya siyasetine dair okumaları yeni haritalar üzerine düşünmemizi sağlıyor.
Mixer direktörü Bengü Gün de Karakutu projesini seçmelerinin sebebi olarak serginin kavramsal çerçevesiyle işlerin birbirine olan yakınlığı ve uyumuna vurgu yapıyor. "Ön elemeden geçen projeler için bir de küratör adaylarından sunum yapmalarını rica ettik. Burcu'nun konuya olan hakimiyeti ve konu ile ilgili süreçteki çalışmasını ciddi ve özenli bulduk," diyerek projeyi kabul ettiklerini belirtiyor.
Küratörlük meselesi bir süredir gündemimizden çıkmış durumda. Ancak bir sergi nasıl hazırlanır sorusu ve gençlerin sanat dünyasına katılım metotları tabi ki baki. Mixer'in küratör adaylarına yönelik bu çalışması da önemli bir katkı sunmuş oluyor. Umarım Mixer'in genç sanatçılara, yazarlara, koleksiyonerlere ve küratörlere yönelik çalışmaları büyüyerek devam eder.