Yeni TÜGVA iddiaları: 'FETÖ boşluğu doldurulmalı'
TÜGVA ile ilgili yeni iddiaları içeren belgeler Metin Cihan tarafından paylaşıldı. Belgeler arasında "FETÖ’nün ardından ortaya çıkan yurt boşluğunun doldurulması" da iddiası var.
Osman Çaklı
DUVAR - Kamuoyunda günlerdir 'sızıntı' olduğu belirtilen belgelerle tartışma konusu olan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da yönetiminde olduğu TÜGVA (Türkiye Gençlik Vakfı) ile ilgili yeni iddialar geldi.
Gazeteci Metin Cihan'ın sosyal medyada bir süredir yaptığı paylaşımlara dün yenileri eklendi. Cihan'ın "gazeteci arkadaşların dikkatine.. tügva'dan sızan eski yeni tüm belgeleri şifreli bir şekilde yükleyip bazılarınıza link yolladım. linki ve şifreyi diğer gazeteci arkadaşlarla çekinmeden paylaşabilirsiniz. son dosyaları hiç açmadan yollamış oldum. bilginize.. kolay gelsin." açıklaması ile duyurduğu yeni iddialar arasında 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında hazırlandığı belirtilen “çözüm raporları” da yer aldı. Buna göre belgelerde "darbenin yalnızca FETÖ ekseninde tartışılmasından duyulan rahatsızlık dile getirilirken, Kemalistlerin de bu tartışmalar içerisine dahil edilmesi gerektiği" belirtiliyor.
‘SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİLLER’
Cihan'ın gündeme getirdiği TÜGVA iddiaları arasında, kamuda torpilli atamalardan, 40’ı aşkın kentte FETÖ’den kalan yurtların TÜGVA’ya tahsis edilmesine kadar farklı konular yer alıyor. “Muhafazakar gençlik” yaratma amacıyla çalışan TÜGVA, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası medyada çıkan ve “paralele” odaklanan haber ve değerlendirmelerin sorun teşkil ettiğinden de yakınıyor. Yapılan TV yayınları, haberler ve etkinliklerde yalnızca “paralel” eksenli tartışmaların gençleri kendilerinden uzaklaştırdığına dikkat çekilen bir raporda; darbe içerikli tartışmaların FETÖ özelinde değil Kemalistleri de içine alan şekilde kamuoyuna aktarılması gerekliliği anlatılıyor: “Daha düne kadar ellerinde ‘ordu göreve’ pankartları taşıyanlar, Genelkurmay sitelerinde muhtıra yayınlayanlar paralel mensupları değil Kemalistlerdi.”
Raporda dikkat çeken bir diğer husus ise "Balyoz ve Ergenekon davalarından cezaevine atılanların sütten çıkmış ak kaşık olarak gösterilmeleri" olarak dile getiriliyor: “Bu süreçte belki birkaç masum içeriye alınmış olabilir ama topyekün bu isimlerin hepsini masum birer melekmiş gibi göstermek ileride bunların veya bunlarla aynı çizgide olanların suç işleme olasılığını artıracaktır.”
Bu nedenle “paralel konusu tartışılırken, konunun kökeni, bugünlere nasıl gelindiği anlatılmalıdır" denilen çözüm raporlarında, “Kemalistlerin kendi elleriyle yarattığı ‘dinsiz ordu’ algısı da tartışmalarda yer bulmak zorundadır” ifadeleri yer aldı.
‘YURT BOŞLUĞUNU TÜGVA VE TÜRGEV DOLDURMALI’
Çözüm raporunun son kısmında yer alan bilgide ise "FETÖ benzeri örgütlenme"ye dikkat çekildi. FETÖ’nün en büyük gücünün insan kaynağı olduğu belirtilen metinlerde, Türkiye’de ciddi bir öğrenci yurdu eksikliği olduğuna şöyle değinildi: “Okul, gerekse de yurt konusunda ciddi bir boşluk mevcuttur. Hükümet bu konuda TÜGVA ve TÜRGEV gibi vakıfları belli bir süreliğine maddi olarak desteklemelidir. Söz gelimi nasıl ki özel okullara giden öğrencilerin okul ücretlerinin belli bir kısmı devlet tarafından karşılanıyorsa, bu süre zarfında yurtlarda kalan öğrencilerin masrafları da belli nispette devlet tarafından karşılanmalıdır.”
15 TEMMUZ'A RADİKAL EĞİLİMLİ GENÇLER KATILMIŞ
"15 Temmuz ve Gençlik Etkisi" başlıklı başka bir raporda ise darbe karşıtı gösterilere katılan gençlerin "radikal eğilimli" dini gruplar tarafından oluştuğuna dikkat çekilerek; ülke içerisinde bu toplamın az olduğu ifade edildi. Gençlerle ilgili yapılan değerlendirmelerde, ayrıca Gezi eylemleri önce gençliğin kaybedildiği fikri yer aldı. 15 Temmuz darbe girişimi için "gençleri tutucu taassup sahibi bir yapıda yetiştiren kurumlara karşı da genel bir algı oluşturmaya yardımcı olacak acı bir tecrübe de armağan etmiş oldu" denilen raporda, yıpranan cemaat yapısının STK'lere alan açacağı öngörüsünde bulunuluyor.