Yeniçağ'da Sinan Ateş sorusu: Siyasi cinayette iki polis kullanılması nedir?

Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, bugünkü yazısında Sinan Ateş cinayetinde adı geçen polisleri yazdı. Bulut, "Siyasi cinayette iki polis kullanılması nedir?" diye sordu.

Abone ol

DUVAR - Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinde iki özel harekât polisinin kullanılmış olmasının suikast kadar vahim olduğunun altını çizen Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut“Devletin ne durumda düşürüldüğünün göstergesi” ifadesini kullandı.  “Bu olayda kimse suç ve cezaların şahsiliği ilkesine sığınamaz” diyen Arslan Bulut, şöyle devam etti: “Emniyet Teşkilatı'nın emrinde olması gereken iki kişi, nasıl olur da bir çeteye koruma sağlar? İki polis, Ateş'i öldüren tetikçiyi İstanbul'dan Ankara'ya transporter araçla getirmekle suçlandı. Tanık ifadeleri var, kamera kayıtları var...”

Bulut’un “Siyasi cinayette polis kullanmak!” başlıklı bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:

“Dikkat ederseniz, kimse bu duruma şaşırmadı! Bu satırların yazıldığı saatlere kadar, haber veren gazeteciler dışında üzerinde duran da olmadı!

İşin daha da garip tarafı, bu olayın siyasi sorumluları, ‘İBB'ye terörist aldınız’ diye belediye başkanı hakkında soruşturma başlatanlardır.

Demokratik bir ülkede, siyasi bir cinayete polis karışsa hükümet istifa eder ama Türkiye'de hükümet yoktur. Sadece bir kişi vardır!

***
Sinan Ateş cinayetinde iki polis kullanılması, olayın bir çeteye ihale edildiğinin delillerinden biridir. Aslında siyasilerin, toplumsal muhalefeti bastırmak için çete beslemesi yeni bir durum değildir. Konuyu geçmişte de çok inceledim. Meselâ ‘Devletin kabadayısı’ başlıklı, 10 Ekim 2010 tarihli yazımda şu tespitleri yaptım:

‘İstanbul'da bir zamanlar gerçek kabadayılar vardı. Onların kabadayılığı yüreklerinden ve bileklerinden kaynaklanıyordu. Sonra devlet kabadayıları türedi! Devletin çeşitli güvenlik birimlerinde bulunan bazı kişiler, gerçekten bileği ve yüreği sağlam gençleri devşirerek, kendi hukuk dışı emellerinde, organize suç örgütlerinde kullanmak için kadrolu devlet kabadayısı haline getirdi. Başlangıçta bu durum bilinmiyordu. Fakat zaman içinde olaylar yargı aşamasında aydınlatılınca, görüldü ki kabadayı bilinenlerin tamamı, devletin kabadayısı imiş!

Devletin gücünü kullanarak yapılan kabadayılık, zayıflığın işaretidir. Rahmetli Cehar Dudayev, kendisine Moskova'daki Çeçen mafyası sorulduğunda, 'Bir ülkede devlet varsa mafya yoktur, mafya varsa devlet yoktur, yani mafya varsa devlet mafyadır' demişti.’

Bir ülkede siyasi bir cinayete iki polis kullanılması nedir peki?”