Yerel kalkınmanın yolları

Özyeğin Üniversite Yayınları'ndan çıkan kitap bir yandan okuru yeni bir kalkınma paradigmasını tartışmaya davet ederken; diğer yandan üretici örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler, politika yapıcılar ve sahadaki uygulayıcılar için de işlevsel bir kaynak oluşturuyor. İklim değişikliğinin, gıda politikalarının ve bölgesel eşitsizliklerin küresel çapta yarattığı yıkımların en derin etkileri, bugün kırsal alanlarda gözleniyor; ve kitap bu noktada yerelin ve kırsalın kalkınması için okuyucuya adeta politik bir ajanda sunuyor.

Abone ol

DUVAR - Özyeğin Vakfı’nın Türkiye’nin kırsal kalkınma alanında yaptığı çalışmalar, “Sürdürülebilir Yaşam Penceresinden Yerel ve Kırsal Kalkınma” kitabıyla devam ediyor. Sürdürülebilir yerel ve kırsal kalkınma için önemli bir kaynak olan bu eser, Hüsnü M. Özyeğin Vakfı’nın 2009 yılından bu yana yerel ve kırsal kalkınma alanında edindiği deneyimin bir ürünü.

Özyeğin Üniversite Yayınları'ndan çıkan kitap bir yandan okuru yeni bir kalkınma paradigmasını tartışmaya davet ederken; diğer yandan üretici örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler, politika yapıcılar ve sahadaki uygulayıcılar için de işlevsel bir kaynak oluşturuyor. İklim değişikliğinin, gıda politikalarının ve bölgesel eşitsizliklerin küresel çapta yarattığı yıkımların en derin etkileri, bugün kırsal alanlarda gözleniyor; ve kitap bu noktada yerelin ve kırsalın kalkınması için okuyucuya adeta politik bir ajanda sunuyor.

Türkiye için uygulanabilir bir kırsal kalkınma modeli yaratma hedefini benimseyen Hüsnü M. Özyeğin Vakfı, 2009 yılından bu yana Bitlis ve Kilis köylerinde saha çalışmalarını ve yerele dair politika önerilerini kapsayan “Kırsal Kalkınma Programı”nı yürütüyor. Programın eğitim ayağında dört yıldır sürdürülen “Yerel ve Kırsal Kalkınma Uzmanlık Eğitimi Sertifika Programı” çerçevesinde çok sayıda akademisyen uzmanlık alanlarında eğitim verirken, üretici temsilcileri de deneyimlerini aktarıyorlar. Bu eğitim programlarında ele alınan konular, “Sürdürülebilir Yaşam Penceresinden Yerel ve Kırsal Kalkınma” kitabında derleme olarak okura sunuluyor.

Sürdürülebilir Yaşam Penceresinden Yerel ve Kırsal Kalkınma, derleyenler: Faik Gür, Murat Bayramoğlu, Özyeğin Üniversitesi, 2018.

TEORİ VE PRATİK İLE KALKINMA

Tarımdaki nüfusun azalışı, iklim değişikliği, gıda güvenliği ve egemenliği, işsizlik ve bölgeler arası derinleşen eşitsizlik sorunlarına işaret eden bu kitap; Türkiye’nin hak temelli, sürdürülebilir ve adil bir kalkınma anlayışına olan ihtiyacını da gözler önüne seriyor.

Okura teoriyle pratiğin harman edildiği zengin bir kaynak sunan “Sürdürülebilir Yaşam Penceresinden Yerel ve Kırsal Kalkınma” kitabı dört ana başlıkta toplanan 24 makale ve röportajı içeriyor. Kitabın ilk bölümü “Yerel ve Kırsal Kalkınmanın Kavramsal ve Tarihsel Temelleri” başlığını taşıyor. Tarımsal dönüşüm ve etkileri konusuna odaklanan ikinci bölümde ise kırın dönüşüm süreçlerinin dünü-bugünü ve toplumsal yapıda yarattığı etkiler etraflıca değerlendiriliyor.

Üçüncü bölümde yerel ve kırsal kalkınmada örgütlenme ve iş modellerine yer veriliyor. Bu bölümde üretici örgütleri mercek altına alınıyor, örgütlenmenin önündeki engeller, fırsatlar ve olası sonuçlar değerlendiriliyor. Kitabın son bölümünde yer alan yerel ve kırsal kalkınma programlarında etki analizi konusu literatürdeki önemli bir boşluğa dikkat çekme amacını taşıyor.

Yerel ve kırsal kalkınma konusunda gerekli operasyonel bilginin üretildiği ve bir araya getirildiği bir mecra olarak “Sürdürülebilir Yaşam Penceresinden Yerel ve Kırsal Kalkınma” kitabının editörleri Doç. Dr. Faik Gür ve Murat Bayramoğlu beklentilerini şöyle özetliyor: “Hak temelli, sürdürülebilir ve adil bir kalkınma anlayışına ve pratiğine ihtiyacımız var. Bu kitabı eyleyişleri ve yazılarıyla var eden bilim insanlarının, üretici örgütlerinin temsilcilerinin ve sahadaki uygulayıcıların ortaklaştığı nokta, ihtiyacımız olan yeni bir kalkınma paradigmasını okurla tartışma çabasıdır. Umarız bu kitap, yerel ve kırsal kalkınma alanına ilgi duyan, bu alanda çalışan akademisyenler, öğrenciler, uygulayıcılar, politika yapıcılar, sivil toplum kuruluşu ve kamu çalışanları için yararlı olur.”