Yangınlarla boğuştuğumuz bu haftalarda, Çin de sel felaketiyle boğuşuyordu. #HelpTurkey hesteğinin ‘bizi yabancılara kötü gösteriyorlar’ infiali yaratması gibi, selden can ve mal kaybının yüksek olduğu Henan eyaletine giden yabancı gazetecileri de ‘Çin’i kötü göstermeye çalışmakla’ suçlayanlar oldu. Ama, halkın ve sivil toplumun yalnız başına kaldığı Türkiye’nin aksine, Çin’de devlet olay yerindeydi. İlginç olan, iklim krizinin sel felaketini enine boyuna tartışan Çin kamuoyunun gündeminde olmayışıydı. Oysa, Çin son yıllarda küresel bir ‘iklim lideri’ olmakta kararlı.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, 2020’de BM Genel Kurulu’nda 2060’da karbon nötrlüğü sözü verdi ki bu sözü yerine getirebilmesi için 2030’da karbon salınımının zirve yapması gerekiyor ve bu yerli sanayilerinin yeşil dönüşümü için çok yakın bir tarih. Üstelik önümüzdeki Ekim ayında Glasgow’da yapılacak iklim zirvesinin (COP26) başarılı geçmesi Batılı ülkelerin kıskacındaki Çin devleti için önemli. Bu zirve yaklaşırken, Çin üç alanda çalışmalarını hızlandırdı. Bu değişikliklerin kalıcı olup olmayacağını ise zaman gösterecek.
KUŞAK VE YOL GİRİŞİMİ’NDE YENİ KÖMÜR YATIRIMI OLMAMASI
Yeni yayınlanan bir rapora göre 2021’in ilk yarısında Çin, yurtdışında hiç kömüre yatırım yapmadı. İçeride, ucuz üretim maliyetleri ihtiyacı yüzünden bu sonuç henüz mümkün değil ama Kuşak ve Yol’da da bu sonuca bu kadar çabuk varılacağını tahmin etmiyordum açıkçası. Çünkü Kuşak ve Yol yatırımları da kısmen darboğazdan geçen yerli şirketleri, özellikle KİT'leri kurtarmak için yapılıyor. Örneğin Adana Hunutlu Shanghai Electric’in yatırım açığını kapatmak için yapıldı. Çünkü Shanghai Electric bir yandan da Körfez ülkelerinin güneş santrallerini yapıyor. Yani, Çin’in normatif bir tutum olarak yeşil teknolojilere dönmesi gibi bir durum yok.
O zaman bu durumu nasıl açıklıyoruz? Bir neden, enerji yatırımlarının genel olarak düşmüş olması elbette. Bir diğer nedense, bu ay içerisinde resmileştirdiği üzere Çin artık, yeşil yatırımlar için hedef ülkelerin iç yasalarını kriter kabul etmiyor, uluslararası standartlara uyum şartı arıyor. Hedef ülkenin iç hukukunu kabul etmek hem bu ülkelerin işini kolaylaştırıyor hem de maliyetleri düşürüyordu. Ama Çin bu yüzden uluslararası toplum tarafından eleştiriliyordu. Temmuz’da çıkan Yeşil Dış Yatırım Rehberi bu konuda radikal bir değişime gidileceğini gösteriyor.
YEŞİL DIŞ YATIRIM REHBERİ
Bu oldukça ayrıntılı bir belge, Ekoloji ve Ekonomi bakanlıklarının ortaklaşa hazırladığı yeşil enerji şirketlerinin gerek teknolojik gerekse finansal açıdan hareketlerini belirleyen bir çerçeve belge. Bizim açımızdan en önemli noktası uluslararası kriterlere uyum şartı getirmesi. Bu, uluslararası toplum tarafından elbette olumlu karşılandı. Ama, ben Çin’in kendi şartları açısından cesur bir adım olarak buldum açıkçası. Bunun iki nedeni var: Birincisi, yeşil startupların bu standartları karşılayacak finansal altyapısı yani kısa vadeli zararı karşılayacak kurumsal finansal altyapısı yok. İkincisi, KİT’lerin bu bahsettiğim kısa vadeli zararı karşılayacak bütçeleri var ama uluslararası yeşil teknoloji standartlarını karşılayacak bilgi birikimleri ve insan gücü yok. Yani yeni yeşil yatırım kriterleri dışa açılmaya çalışan her iki grubu da zora sokacak. Bu zorlanmaları kolaylaştıracak destek paketleri gelecek mi zamanla göreceğiz. Bir ihtimal de, pazara hakim olan özel şirketleri elimine edip büyük ve hantal KİT'lerin önünü açmak. Çin devleti bunu bugünlerde dijital sektörde yaptığı için böyle bir manevra ihtimal dışı değil. Dediğim gibi, destek paketleri ya da ayrıntılandırılmış politikalar durumu açıklığa kavuşturacaktır.
Bunun Kuşak ve Yol ülkelerine etkisi nasıl olacak? Az önce Adana Hunutlu’dan bahsettim. Burada Shanghai Electric’in kömür santrali yapması için partiler üstü bir mutabakat vardı, çünkü santralin istihdam yaratacağı düşünülüyordu. Birkaç gün önce yeni belediye başkanı güneş santrallerini tanıttı. Onlar da tabii ki bir Çinli firma tarafından yapılıyor. Yani bir nevi, Çin nereye biz oraya. Ama, hükümetin Paris İklim Anlaşmasını imzalamazken güvendiği, Çin’in uluslararası kriterlere uyma zorunluluğu getirmemesiydi. Şimdi bu durum ortadan kalkmış durumda.
KARBON BORSASININ AÇILMASI
Geçtiğimiz ayın bir diğer gelişmesi de Ekoloji Bakanlığı tarafından açılan ve Şanghay Çevre ve Enerji borsası tarafından işletilen karbon borsası. Bu borsa, şirketlere karbon salımı kotası koyuyor ve sonuçlara göre ödül ya da ceza veriyor. Şimdilik sadece enerji şirketlerine açık, ama diğer sanayi şirketlerini de uzun vadeli risk stratejilerini yeniden değerlendirmeye itiyor. Halihazırda borsaya tabi olan 2500 kadar şirketin çoğu KİT'ler. Ama bu KİT’ler Çin enerji üretiminin yarısını, dünyanın ise yüzde 15 kadarını sağlıyor. Yakında dahil edilmesi planlanan sanayi alanları ise çelik, çimento, kimyasallar ve sivil havacılık. Daha ilk günden 4 milyon tonluk karbon kotası el değiştirdi. Çin’in karbon borsasının Avrupa’nınkine kıyasla yapısal sorunlar barındırdığı söyleniyor (karbon salımının nasıl ölçüldüğü gibi) ama sonuçta bu borsanın varlığı iklim risklerinin işgücü maliyeti gibi yatırımların temel maliyetlerinden biri haline gelmesini sağlayacak.