İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in seçimden sonra
“tefekkür sessizliğini bozuyorum” dediği Afyon Kocatepe
konuşmasının yankıları sürüyor.
Millet İttifakı’nın tüm ortaklarına sert eleştiriler yönelten
Akşener’in nasıl bir yerel seçim stratejisi oluşturacağı merak
konusuydu. İYİ Parti olarak kendi kadrolarıyla milletin huzuruna
çıkacaklarını söyleyen Akşener iş birliğine ise tamamen kapıları
kapatmadı, “Yerel özellikler ve talepler doğrultusunda elbette iş
birlikleri olabilir” dedi. İstanbul-Ankara için “Günü geldiğinde
bakılır” diyen Akşener’in bir koşulu da “hür ve millî siyaset
anlayışı” doğrultusunda HDP-Yeşil Sol’a koyduğu mesafeydi.
Akşener’in yerel seçimlere yönelik açıklaması partide farklı
yorumlara neden oldu. Millet İttifakı’nın 2019 Yerel Seçimleri'nde
kazandığına dikkat çeken bazı partililer, önümüzdeki seçimlerde
başta İstanbul, Ankara ve Antalya olmak üzere bazı illeri
kaybetmemek için iş birliğinin şart olduğu görüşünü dile getirmeye
devam etti. Parti içinde bir başka kesimse 3. yol tartışmalarında
da geçen “Hür ve milli İYİ Parti”nin inşası için yerel seçimlerin
feda edilebileceği görüşünü savunmayı sürdürüyor. Bu görüşü
savunanlar 2019 ve 2023 seçimlerinde kurulmak zorunda kalınan
ittifaklar nedeniyle parti kimliğinin oturtulamadığını belirterek
“Ayaklarımızın üzerinde durmalıyız. Asıl olan genel seçim, 2028’i
kazanmak için gerekirse yerel seçim feda edilebilir”
değerlendirmesini sürdürüyor.
Akşener’in açıklaması sonrası gözler CHP ve HDP-Yeşil Sol
Parti’ye çevrildi. CHP, Akşener’in açıklamasına temkinli
yaklaşırken kongre süreci tamamlanmadan somut bir adım atılmayacağı
görüşünde.
Benzer şekilde kongre sürecinde olan HDP-Yeşil Sol Parti ise
Akşener’e tepkili. 2019 seçimlerinde aday çıkarmayarak İstanbul ve
Ankara başta olmak üzere bazı büyükşehirlerin muhalefet tarafından
kazanılmasına katkı yapan partide seçimlerin kaybedilmesinde en
büyük sorumluluğun Akşener’de olduğu söyleniyor, “Akşener’in
gerekli özeleştiriyi vermeden söylediklerinin bir kıymeti yok”
deniliyor. Hatta, Akşener’in yaptığı konuşma için, “Gelecek dönem
muhalefetin ortaklaşması bu konuşmayla bombalanmıştır” sözleri de
sarf ediliyor.
HDP’nin seçim değerlendirmesi sonrası başta eş başkanlar Pervin
Buldan ve Mithat Sancar’ın görevini bıraktığına dikkat çekilen
partide, “Biz ciddi bir seçim değerlendirmesi yaptık. Bunun
bedelini de ödüyoruz. Eş başkanlarımız görevini bıraktı. Parti
yönetiminde kapsamlı bir değişim olacak. CHP, İYİ Parti’de
gördüğümüz ise koltuklarına yapışmış siyasetçiler” eleştirisi
getiriliyor.
Kapatma davası nedeniyle seçimlere Yeşil Sol Parti çatısı
altında giren HDP hafta sonu yapılan kongreyle tüm çalışmalarını
Yeşil Sol Parti’ye devretti. Eylül ayı sonu ya da kasım ayı başında
yapılacak Yeşil Sol Parti kongresinde de partinin eş başkanları
yenilenecek, kadroları değişecek.
Yeşil Sol Parti’nin HDP fikriyatını devam ettireceği ama yeni
dönemin stratejisi gereği daha yerel siyaset yapacağı kaydediliyor.
Seçim sonrası partiye gelen en önemli eleştirinin “Ankara
siyasetine sıkışmak” olduğunu kaydeden parti kurmaylarına göre
Yeşil Sol Parti yeni dönemde “Ankara odaklı siyaset”ten çıkacak,
çalışmalarında yerel siyaset belirleyici olacak.
Bu bakış yerel seçimlerde alınacak tutumun da işareti. Hem batı
hem de doğuda yerel dinamiklerle karar verilip hareket edilecek.
İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehir için de toptancı bir
yaklaşım içinde olmayacaklarını söyleyen HDP-Yeşil Sol Partililerin
net bir kırmızı çizgisi var, o da “Bizi görmeyen siyasetle hiçbir
şekilde ittifak geliştirmeyiz” tutumu. Mayıs seçiminin önemli
derslerinden birinin de bu olduğunu kaydeden partililer “Arka kapı
tamamen kapalı. Ön kapı ise herkese açık. Kim gelirse dinleriz,
konuşuruz” diyor.
İYİ Parti’de olduğu gibi HDP-Yeşil Sol Parti’de de yerel
seçimlere kendi adayları ile katılma eğilimi yüksek. İstanbul,
Ankara dahil tüm iller için baskı düzeyinde böyle bir talep geldiği
ifade ediliyor ama seçim yaklaşırken ortaya çıkacak gelişmelere
göre yeni tutumlara da kapı kapatılmıyor.
Ancak HDP-Yeşil Sol’un yerel seçimler açısından en önemli
gündemi kayyım atanan belediyelerini geri almak. İktidarın
HDP-Yeşil Sol Parti’nin büyükşehirlerdeki tutumuna göre kayyım
yaklaşımını esnetebileceğini düşünenler var ama “Dolmabahçe
mutabakatını imzalayıp sonra tanımayanlara nasıl güvenilir”
deniliyor.
Parti içinde bazı isimlerse iktidarın “kayyım politikası”nı yeni
dönem politikaları, uluslararası gelişmeler nedeniyle değiştireceği
görüşünde. Bugünkü siyasi konjonktürde iktidarın kayyım atamaları
için zemin bulamayacağını düşünen bazı partililer yeni vali ve
emniyet müdürü atamalarını, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Barzani
ile temaslarını da bunun işaretleri olarak okuyor.
Ancak bu analizlere karşın iktidara güvenmenin zor olduğunu
kaydeden HDP-Yeşil Sol Partili siyasetçiler yerel seçim için, “Biz,
bizim olanı tescil edelim. Mücadele bitmez. Bu memlekette ne
darbeler ne çatışmalar ne gerilimler oldu ama mücadele hiç
bırakılmadı” diyor.
Seçimlerin ardından iç muhasebe ile yerel seçim hazırlığını eş
zamanlı yürütmeye çalışan muhalefet partilerinin tartışmaları ekim
sonu kasım ayı başına kadar sürecek görünüyor.