Yeşilköy'de, sahneye yazılan “Türkiye sana emanet” sloganından, alanda ve konuşmalarda Kılıçdaroğlu’na yönelik kullanılan dile kadar iktidar değişimi ihtimaline karşı eldekini muhafaza etmek için yürütülen bir teyakkuz hali vardı.
Atatürk Havalimanı’nda dün Cumhur İttifakı tarafından düzenlenen mitinge ulaştığımızda Erdoğan konuşmaya henüz başlamıştı. Ancak o anda içeri girenler kadar, -belki daha da fazla- alandan çıkanlar vardı. Bazıları gruplaşarak ve hazırladıkları pankartları sallayarak karşılaşıyorlardı gelenlerle gidenler. Kapatılan havalimanının yolcu çıkış körüklerinin altındaydık. Kalabalığın içinde bir pankart çok rağbet görüyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun mutfağında çektiği videolardan görüntülerin altına, “Karı gibi mutfaktan çıkmayan lider istemiyoruz” yazılmıştı. Çevredeki kadınlar, pankarta bakmadan yollarına devam ediyorlardı…
Argo içeren sloganlar da duyduk alanda zaman zaman. Ne olduğunu yazmayalım ama muhalefet mitinglerindeki, “Patates, soğan güle güle Erdoğan” sloganına karşı Erdoğan için toplanan kalabalığın büyüklüğünü kast ederek atılıyordu bir tanesi. Duyduğumuz bir diğer slogan da, “Tip tip tipsizler Allahsız komünistler”di…
***
Alandan ayrılanların da yeni katılanların da kalabalık karşısında çevrelerindekilere coşkulu sevinç gösterileri yaptıklarına tanık olduk. Erdoğan’ın açıkladığı 1 milyon 700 bin sayısını yukarıya yuvarlayarak, “2 milyon insanın burayı boşaltması ne demek ya…” ya da “İstanbul buraya akmış…” diyerek telefonla tanıdıklara canlı yayın yapanlar da vardı.
O sırada, Cumhur İttifakı partilerinden BBP’nin bayrağını taşıyan bir Adıyamanlı ile AK Parti bayrağı taşıyan bir Elazığlının sohbeti çarptı kulağımıza. “Millet İttifakı’na destek veren Kürtleri” konuşuyorlardı. Elazığlı, Adıyamanlıya durumu şöyle izah ediyordu: “Onlar 1915’te kaçmayıp ‘Kürdüz’ diyerek saklananlar…”
***
Erdoğan’ın konuşmasında alanı en çok dalgalandıran anlar, en büyük rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik kurduğu, ‘Baybay Kemal’li cümlelerdi. “CHP, LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi?” diye sorup alandan, ‘evet’ yanıtını aldı. Sonra, “AK Parti asla LGBT’ci olmadı, olmaz” dedi. Yanımızdaki bir kadın, ‘inşallah’ diye karşılık verince gülüşmeler oldu… Aynı kadından aynı ‘inşallah’ı Erdoğan’ın, “Salı günü işçilere yeni bir rahatlama” vadettiği kısımda da duyduk. Millet İttifakı’na yönelik olarak, “Masanın altında kimler var üstünde kimler var” dediğinde ise, kadından ‘hepsi karışmış’ yanıtı geldi… Erdoğan’ın söylediklerine yanıt vererek karşılıklı konuşuyormuş gibi yapan başkaları da vardı alanda. Bir de muhtemelen her mitingde dinleye dinleye sözlerini ezberleyip, daha o bitirmeden cümlesini tamamlayanlar…
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir gün önce Maltepe’de düzenlenen mitinginde Erdoğan’ın seçim meydanlarında eşi Dilek İmamoğlu’nun zafer işareti yaptığı görüntüleri izletmesine, “Biz aileyi siyasete karıştırmayız, hedef yapmayız” diyerek tepki göstermişti. Ama bu görüntüler İstanbul mitinginde de alandakilere izletildi. Mitingin dağılışı sırasında da Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’nun konuşma yaptığı otobüse yönelik taşlı saldırı haberi geldi. “Kutuplaştıran, hedef gösteren siyasetin sonuçları neler olabilir?” başlıklı bir çalışma yapılacak olsa ilk sırada anılacak örnek olarak yazılacaktır elbette siyasi tarihimize…
***
Erdoğan’ın konuşmasının ardından Cumhur İttifakı partilerinin genel başkanları sahneye davet edildi. İktidarın, “İttifakta yok, Erdoğan’ı destekliyor” dediği, MHP’nin, “görüşmeyiz” açıklaması yaptığı HÜDA PAR’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Devlet Bahçeli’nin hemen yanındaydı. Anons edilmeleri sırasında alandan en büyük destek Bahçeli’ye geldi. Sonraki ‘ilgi’ sıralaması ise şöyleydi: Fatih Erbakan, Zekeriya Yapıcıoğlu, Mustafa Destici, Önder Aksakal…
***
İstanbul iki gün boyunca iki büyük ve önemli mitinge ev sahipliği yapmış oldu böylece. Bu seçimde en çok konuşulan tespit, ‘ülkenin bir değişime ihtiyaç duyduğu’ oluyor. Hatta seçim döneminin daha başlarında, iktidarın da bu değişim havasını kokladığı ve Erdoğan’ın aday listelerini de buna göre belirlediği yorumları yapılmıştı.
Cumartesi günü Maltepe’de Kılıçdaroğlu için yapılan mitingde, ‘mevcudun değişmesi’ isteği öne çıkıyordu. Ancak pazar günü Yeşilköy’de Erdoğan için yapılan mitingde en çok öne çıkan vurgu ‘muhafaza etmek’ oldu... Sahneye yazılan “Türkiye sana emanet” sloganından, alanda ve konuşmalarda Kılıçdaroğlu’na yönelik kullanılan dile kadar, iktidar değişimi ihtimaline karşı eldekini muhafaza etmek için yürütülen bir teyakkuz hali görülüyordu. Bu yolda iktidarın en büyük hedefi kendi seçmen kitlesini korumaksa eğer, miting bunun belli bir oranda gerçekleşebileceğini gösteriyor. Ancak bu ‘devam’ diyebilmek için yeterli oran bulunacak mı? Herhalde iktidarın 14 Mayıs’a kadar kendisine en çok sorduğu soru bu olacak…