YGS'nin belirleyici testi matematik

YGS'yi değerlendiren rehberlik koordinatörü Murat Acet, "Geometri ve problem sorularının çokluğu ve uzunluğu sınavın belirleyici testinin matematik olduğunu ortaya koymaktadır. Zorluk düzeyi yüksek olan matematik soruları hem ortalamaları hem de başarı sıralarını etkileyebilir" dedi.

Abone ol

DUVAR - Üniversiteye giriş için ÖSYS sürecinin ilk etabı YGS hafta sonu gerçekleştirildi. 2 milyon 265 bin 902 adayın başvurduğu YGS’nin sonuçları 28 Mart’ta açıklanacak. Süreç, 4-17 Nisan 2017 tarihleri arasında LYS başvuruları ve haziran ayında yapılacak LYS oturumlarıyla sonlanacak.

2017 YGS’ye ilişkin değerlendirmelerde bulunan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Murat Acet, “Önlisans programlarını tercih edebilmek için 150 barajını aşmak gerekecek ve bunun için 20 net yapmak yeterli. 32 net ve üzeri yapanlar ise 180 baraj puanını aşabilecek, ikinci basamak sınavı olan Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) girmeye ve lisans programları için tercih yapmaya hak kazanacaklar” dedi.

Yayınlanan sorular ve öğrenci deneyimlerinden yola çıkıldığında 2017 YGS’nin genel olarak yeni müfredata uygun bir şekilde gerçekleştiğini söyleyen Acet, “Ancak Geometri ve problem sorularının çokluğu ve uzunluğu sınavın belirleyici testinin Matematik olduğunu ortaya koymaktadır. Zorluk düzeyi yüksek olan matematik soruları hem ortalamaları hem de başarı sıralarını etkileyebilir. Ayrıca birçok adayın matematik testinde zaman kaybı yaşamaları öteki testlerdeki başarılarını da etkileyecekmiş gibi görünmektedir. Diğer testlerin soru yapılarında, müfredata uygunluklarında ise büyük sürprizler yaşanmadığını; orta düzeyde soruların ağırlıkta olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

ADAYLAR NE YAPMALI?

Bu süreçte YGS sonuçlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Murat Acet, şu tavsiyelerde bulundu: “Geçmiş yılların deneyimlerinden yola çıktığımızda sınavı istediği gibi geçen öğrencilerin bu sonuçlarla rehavete kapılmaları, çalışma tempolarında düşüşler yaşanması, istedikleri gibi bir YGS geçirmeyen öğrencilerin çeşitli bahaneleri de ekleyerek pes etme psikolojisine kapılmaları en sık yaşanan durumların başında geliyor. Oysa YGS nasıl geçmiş olursa olsun asıl yarışın puan katkısı ve yerleştirme sonuçlarına daha fazla etkisi olan LYS’lerle devam ediyor olacağı gerçeğini hiç aklımızdan çıkarmamız gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında LYS’lerin daha belirleyici olduğunu ve YGS sonuçlarının telafi edilebilir olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü yerleştirmelere esas olan puanların hesaplanmasında YGS’nin etkisi yüzde 30-35, LYS’lerin payı ise yüzde 65-70 olacaktır. Bu nedenle YGS sonuçları gerçekçi ve soğukkanlı bir şekilde değerlendirilip LYS’ler için doğru bir yol haritası çizilebilirse bugün telaşlandığımız ve “ya başaramazsam” diye yüksek sesle dile getirdiğimiz birçok korkumuzun gerçek dışı olduğunu anlayabiliriz" şeklinde konuştu.

LYS SÜRECİNDE İKİ KONUYA DİKKAT

Murat Acet, verimli bir LYS hazırlık sürecinin planlanması ve uygulanabilmesi için iki konuya dikkat çekti: “Birincisi, YÖK ve ÖSYM’nin aldığı kararlar ışığında sınav ve tercih süreciyle ilgili yenilik ve değişiklerine bir kez daha bakmak ve ona göre bir pozisyon belirlememiz yerinde olacaktır. Örneğin bu yıl ilk kez uygulanacak olan kısa cevaplı soruların testlerde yer alacak olması, daha önce Tıp, Hukuk ve Mühendislik programlarına getirilen taban başarı sırası uygulamasının bu yıl öğretmenlik programlarına getirildiğini bilmemiz ve ona göre bir LYS hazırlık stratejisi belirlememiz faydamıza olacak.

İkincisi LYS’lerin bilgiyi ölçme amaçlı bir sınav olduğunu ve bu yapısıyla YGS’den ayrıldığını bilerek bir planlama yapmalıyız. Bunun en iyi yolu 2016 LYS konularının, soru dağılımlarının ayrıca ÖSYM’nin yayımladığı örnek açık uçlu soruların incelenmesidir. Böylelikle 2017 Haziran’da nasıl bir sınavla karşı karşıya olacağımızı ve bu sınavlara nasıl bir hazırlık yapmamız gerektiğini anlamış oluruz. LYS’lerin bilgiye dayanması nedeniyle konu çalışmanın önemini ve sonrasında düzenli tekrar yapılmasını bir kez daha hatırlamak gerekiyor. Aslını sorarsanız bu durum önemli bir avantajı da beraberinde getiriyor; doğru bir çalışma temposu ile LYS hazırlık süreci ve oturumlarında kafa karışıklığı ve kararsızlıklar yaşanmadan verdiğiniz emeklerin karşılığı alma ve sınav performansımızı yükseltme şansına sahip olabiliriz.”

(DHA)