Koca bir yılı, yine siyaset girdabında, gerçeklerden sık sık uzaklaşan tartışmalarla geride bıraktık. Yüz yaşına giren Cumhuriyet’in bu sıkıntılarla uğraşması yerine bilim, sanat, kültür ve refah konuşmasını, başarı öyküleri konuşmasını çok isterdim.
Koca bir yıl daha geride kaldı. Elbette her birimiz kişisel açıdan yılın bir muhasebesini yapıp, gelecek yıla ilişkin beklentilerimizi düşünüyoruz. Aynı şey ülke için de geçerli.
Koca bir yılı, yine siyaset girdabında, gerçeklerden sık sık uzaklaşan tartışmaların ortasında bir yılı geride bıraktık. Önümüzdeki yıl ise hesap yılı.
Seçim var!
Vatandaş son beş yıldır yaşadıklarını değerlendirecek.
Sanıyorum 2023’e ilişkin iki heyecandan biri bu olacak.
Seçimler!
Seçimlerden acaba bir değişim çıkacak mı? Ortaya çıkacak sonuç, son üç yıldır büyük bir ekonomik buhran yaşayan milyonları rahatlatabilecek mi?
Ülke tam anlamıyla seçime kilitlendi. Seçim geçmeden de ekonomide bizi ne bekliyor sorusuna yanıt vermek mümkün olmayacak. Ancak isterseniz yine de en çok merak edilen birkaç konuya bakarak değerlendirme yapmaya çalışalım.
Sonuçta ekonomist olmanın kriteri tahmin yapmak. İyi ekonomist olmanın kriteri ise tahminlerin neden tutmadığını en iyi şekilde açıklamak demişler.
2022’de en çok konuştuğumuz konu döviz kurları ve enflasyon olmuştu. Önce dövize bakalım. Bir süredir Dolar/TL 18,60’lar seviyesinde. Seçime kadar da çok fazla sıçramaması hükümet için önemli. Zira kurdaki sıçrama hemen kendini enflasyonda gösteriyor. Hükümet ise seçime girerken baz etkisinin ortaya çıkması ile birlikte enflasyonun yüzde 30’lara inmesini istiyor. Dolayısıyla kurda seçime kadar içeriden kaynaklı bir sert yükseliş göreceğimizi düşünmüyorum. Dolayısıyla enflasyonda da hükümetin beklentilerine yönelik bir gerileme mümkün olabilir.
Ancak hep vurguladığımız gibi enflasyondaki düşüş fiyatlardaki düşüş anlamına gelmeyecek. Fiyat artışları, hızı düşse de devam edecek!
Bir diğer önemli mesele ise ekonomideki hareketlilik. Belli ki yeni yıl itibariyle hükümet faiz oranlarının piyasada da düşmesi için gerekli düzenlemeleri yapacak. Konut ve otomotiv sektörleri başta olmak üzere birçok sektörde yine vatandaşın borçlanarak tüketime yönelmesi teşvik edilecek.
Elbette vatandaş salgın ve sonrasında ciddi bir ekonomik travma yaşadı. Bu indirimden yararlanmak isteyenler olabilecektir. Ancak bu uygulamalar hükümetin istediği canlılığı yaratacak mı emin değilim.
Neden diye sorarsanız söyleyeyim.
Birincisi hane halklarının gelirleri son üç yılda ciddi bir şekilde eridi. Yine aynı şekilde borçluluk oranları da oldukça yüksek. Fiyatlardaki artış ise zaten hepimizin malumu.
Dolayısıyla böyle bir adımla piyasada bir canlılık oluşur mu sorusuna evet demek güç. Elbette konut satılır. Elbette otomobil satılır.
Türkiye’deki adaletsiz gelir dağılımı bu imkanlardan yararlanabilecek gelire sahip bir kitleyi yarattı elbette. Ancak milyonlarca yurttaş, geçim derdi içerisinde ve oldukça borçlu. Bunu da unutmayalım!
Bu şartlar içerisinde eğer hükümet seçim adına kontrolsüz bir şekilde adım atarsa yukarıda söylediğim kendi enflasyon hesabı da bozulabilir.
Yani bir bakmışız bir yanda durgunluk diğer yanda ciddi bir enflasyon.
Bir ekonomiye yapılacak en büyük kötülük nedir diye sorsanız işte tam da yukarıdaki cümleyi söylerdim.
**
Yeni yıla ilişkin ikinci heyecanım ise cumhuriyetin yüzüncü yılına giriyor olmamız.
Yüz yaşına giren Cumhuriyet’in yukarıda bahsettiğim sıkıntılarla uğraşması yerine bilim, sanat, kültür ve refah konuşmasını, başarı öyküleri konuşmasını çok isterdim.
Ancak durum yukarıda arz ettiğim gibi.
Bizi sevindiren başarı öyküleri ise hep yurtdışından.
Bir örneğini de dün izleme fırsatım oldu. Koç Üniversitesi’nin bilimin gelişmesini teşvik etmek amacıyla 50 yaşın altındaki dünya çapında başarılı bilim insanlarına her sene takdim ettiği Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası’nın 2022 yılı kazananı Prof. Dr. Bilge Yıldız’dan bahsediyorum. Adını ilk kez duyduğum Bilge Yıldız Hoca, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (Massachusetts Institute of Technology - MIT) nükleer enerji ve malzeme bilimleri profesörü.
Bütün dünyanın sıkıntısı olan iklim krizine karşı enerji verimliliğini artırmak üzere yaptığı araştırmalar tüm dünyada yankı uyandıran İzmir Fen Lisesi ve Hacettepe Üniversitesi mezunu bir bilim kadını!
Hikayesini dinlemek, başarılarını dinlemek yeni yıla girerken buruk olsa da büyük bir umut oldu!
Umut olan kısmını söyledim.
Buruk olan kısım ise böyle başarılı insanların dünya için ürettiği bilginin ortasında Türkiye’nin olmaması!
Ama bakarsınız 2023 bunun için de bir dönüm yılı olur.