Yılbaşı ve Noel'e dair
Osmanlı'da her millet kendi takvimine göre yılbaşını ve varsa bayramını kutlardı. Hatta bu kutlama diğer milletlerden komşularla birlikte yapılır, herkes birbirinin ritüeline öyle uzaktan "tahammül" etmez, doğrudan katılır, bayram sevinçleri paylaşılırdı.
Tolga Yıldız
Miladi yani Gregoryen takvim, bugün bizim de kullandığımız takvim. TBMM 26 Aralık 1925'te kabul ediyor, 1 Ocak 1926 itibariyle resmen kullanılmaya başlanıyor. 31 Aralık 1926'da ise devlet erkanı ilk "resmi" yılbaşı kutlamasını yapıyor. Resmi diyorum çünkü daha önce, 19. yy.'da yabancı devlet görevlilerinin verdikleri yılbaşı balolarına padişahların ve devlet erkanının katıldıkları olmuş.
Osmanlı'da 19. yy.'da Batıcı aydın zümre bugünkü alışıldık seküler haliyle yılbaşını kutlamaya başlamış olsa da halkın yılbaşıyla tanışması 1931 yılbaşı tarihli Tayyare Piyangosu etkinliği. Evet, bu piyango bugünkü Büyük Yılbaşı Piyangosu'nun atası.
Gregoryen takvim, Roma Kayzeri'nin M.Ö. 40'lı yıllarda yaptırdığı Jülyen takvimin 16. yy.'da Katolik Kilisesi tarafından güncellenmiş hali. İlk yaptıran Sezar yani. Zaten Temmuz (July) ayına da kendi adını veriyor Sezar.
Jülyen takvimde yılbaşı Mart ayında. Baharın başlangıcına yılbaşı demişler. Bu bize gayet tanıdık geliyor değil mi? (Bkz. Nevruz -"Yeni Gün"). Bu, bahar gündönümü.
Hristiyanlık'tan 5 yy. önce Pagan Romalılar, kış gündönümü olan Aralık ayında Satürn Şenlikleri düzenlerlermiş. Bereketli geçen bahar ve yazın kutsanmasına binaen. Kışa girilirken yapılan bu şenliklerde bol kepçe yenir içilir, çocuklar sevindirilir, efendi-köle ayrımı kalkar, savaşılmazmış. Satürn'le ilişki ise astronomik olayların mitolojikleştirilmesinden geliyor. Roma'da bu şenliklerin merkezi olan büyük bir tapınak da varmış. Bugüne sadece birkaç sütunu kalmış.
Roma Hristiyanlaştıkça güçlenen Roma (Katolik) Kilisesi, bu Pagan yeni yıl şenliğinin bir gününü İsa Peygamber'in aslında bilinmeyen doğum günü, son gününü ise Gregoryen takvimlerinde yılbaşı olarak kabul ve ilan etmiş.
NOEL BABA KİMDİR?
Noel Baba ise, 4. yy.'da bugünkü Antalya'da yaşamış Aziz Nikola adında bir piskopos. Nikola; yoksulları, çocukları, hastaları, yaşlıları sevindiren, koruyan kollayan varlıklı biri. Yaptığı iyilikler nedeniyle aziz ilan edilmiş. Onun bu ünü yüzyıllar sonra Kuzey Avrupa'ya kadar ulaşıyor. Bu arada ismi kulaktan kulağa derken değişiyor. Pagan kökenli kadim Kuzey Avrupa mitolojisiyle harmanlanıp göçmenler aracılığıyla New York'a ulaşıyor ve oradan da tüm dünyaya yayılıyor.
Bu arada, geleneksel olarak çocukların sevindirildiği ve bir erkek çocuğunun piskopos makamına oturtulduğu Aziz Nikola günü, ne 25 ne de 31 Aralık'tır. Hristiyanların "çocuk bayramı" olan bu gün 6 Aralık'tır.
4. yy.'da İsa Peygamber'in doğum günü olarak kabul edilen Noel Bayramı, farklı kiliselerde farklı günlerde kutlanılıyor. Bunun en bariz örneği Katolik Gregoryen takvimi benimsemeyen Ermeni Kilisesi'dir. Ermeniler, Noel Bayramı'nı Jülyen takvime sadık kalarak Gregoryen takvime göre 6 Ocak'ta kutlarlar.
HİCRİ VE İBRANİ TAKVİMLER
Jülyen ve Gregoryen takvimleri Güneş takvimleridir. Halihazırda bu sistemi kullandığımız için nasıl bir sistem olduğu malumunuz. Hicri takvim ise 1925'ten evvel uzun süreler kullandığımız takvim. 7. yy.'da Halife Ömer'in hükümranlığında ve Halife Ali'nin önerisiyle oluşturulmuş bir şuranın yapıp karara bağladığı bir Ay takvimidir. Hicri takvimde aylar, yıllar içinde tüm mevsimleri dolaşır. Ülkemizde yaygın olarak gerçekleştirilen dini ritüeller nedeniyle bu takvim de çoğunuzun malumudur.
Bir de İbrani takvim var. İlk örneği, (Kral) Süleyman Peygamber'in Hicri takvime benzer Ay takvimidir. Sonra Babil takviminden etkilenen Museviler, takvimlerini Ay ve Güneş takvimlerinin bir karması haline getirmişler. İbrani takvimde aylar ve günler, Gregoryen takvime göre yıllar içinde ileri geri gider ama Hicri takvimdeki gibi mevsimleri dolaşmaz.
İbrani takvimin Kislev ayı 25. günü başlayan 8 günlük Musevi bayramı Hanuka, bu sene 25 Aralık'a denk geliyor. Ancak bu bayram ile İbrani takvimdeki yılbaşı arasında bir bağlantı yok. İbrani takvimdeki yılbaşı olan Roş Aşana, Gregoryen takvimdeki Eylül ayına denk geliyor.
OSMANLI'DA MÜSLÜMANLAR YILBAŞINDA NE YAPARDI?
Osmanlı'da her millet kendi takvimine göre yılbaşını ve varsa bayramını kutlardı (Bkz. Şekil: Bir Osmanlı takvim yaprağı). Hatta bu kutlama diğer milletlerden komşularla birlikte yapılır, herkes birbirinin ritüeline öyle uzaktan "tahammül" etmez, doğrudan katılır, bayram sevinçleri paylaşılırdı (Bkz. Fotoğraf: 1915 Noel Ayini, Kudüs).
Hicri yılbaşı olan 1 Muharrem, sanılanın aksine Muhammed Peygamber ve Halifesinin hicret ettikleri gün değildir. Hicret, takvimin ikinci ayı olan Safer sonunda başlamıştır. Hicret, takvimin başlangıç yılı olarak kabul edilmiştir, günü olarak değil. Arap toplumunda zaten kullanılan ay takvimi, Hicri takvim olarak revize edilip kullanılmaya devam edilmiştir.
Osmanlı'da Müslümanlar, Muharrem ayında kelimenin düz anlamıyla bir kutlama yapmazlardı. Bunun sebebi Ehlibeyt'in katledildiği Kerbela olayının Muharrem ayında gerçekleşmiş olmasıdır. Yeni Hicri yıla girilirken Haram (yani savaşmanın yasak olduğu) aylardan biri olan Muharrem'i tekrar selamladıkları için Müslümanlar şükreder; padişah bahşişler dağıtır; muharremiye yani yas ve anma şiirleri, hüseyni makamında okunan ağıtlar söylenir; yoksul, kimsesiz ve çalışamayacak durumda olanlara yiyecek-giyecek yardımları yapılırdı (Bkz: Goygoycular http://www.islamansiklopedisi.info/index.php?klme=goygoycular)