AKP’nin hırsı dev inşaat dikmekse, diğer bir tutkusu da yaptığı işleri abartılı rakamlara dayandırmasıdır. İşte bunlardan biri de şu ‘4.5 milyar ağaç diktik’ meselesi. Binali Yıldırım, “İnanmayan saysın” demişti. Birileri gerçekten saydı. Ve hazırladıkları rapor, AKP’nin ‘rakam hokkabazlığını’ ortaya koydu.
Kendini borsa spekülasyonlarına fena halde kaptıran ve sonunda iflasa sürüklenen Tom Sawyer’ın yaratıcısı Mark Twain’in popüler sözüdür: “Rakamlar yalan söylemez insanlar rakamlarla yalan söyler”. Büyük yalan kolayca ölçülemeyecek büyük bir rakama da yaslanır çoğu kez. Mesela; Trakya’da 100 yıl yetecek gaz bulunması veya tonlarca altının öylece toprak altında yatması gibi. Ama o gaz bir türlü çıkmaz, ne hikmetse o altın hiç bulunamaz…
AKP’nin kocaman inşaatlar dikme hırsının yanında bir tutkusu da yaptığı işleri iri iri sayılarla anlatması. İşte bunlardan en ünlüsü de ne ara Gezi konusu açılsa sürekli tekrarlanan ‘milyarlarca ağaç dikme’ meselesi. Kısa bir hafıza tazeleyelim.
2013’te Gezi Parkı protestoları henüz başladığı 29 Mayıs’ta Erdoğan, 2.5 milyar ağaç diktiklerini söylüyordu. 2 Haziran’da Habertürk’te bu sefer 3 milyar ağaçtan bahsetti. 9 Haziran’da 2 milyar 800 milyon rakamını verdi, Esenboğa’daki konuşmasında. Orman Genel Müdürlüğü birkaç gün sonra ihmal edilebilir bir farkla resmi açıklamayı yaptı: 2 milyar 700 milyon. 2015 yılı geldiğinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu sayıyı 3.5 milyara çıkardı. 2018’de ise Binali Yıldırım Dünya Ormancılık Günü’nde 4 milyar dedi ve ekledi: “İnanmayan gitsin saysın.” Erdoğan yeterli bulmamış olmalı ki Kasım 2018’de İstanbul’da beş millet bahçesinin açılışını yaparken, “16 yılda 4.5 milyar ağaç diktik” diyerek, üzerine 500 milyon daha koydu.
Sürekli yukarı revize edilen rakamları takip etmek gerçekten güç. Ancak birileri “inanmayan saysın” diyen Yıldırım’ı dinledi ve şu ağaç gerçeğini ortaya koydu sonunda.
Türkiye Ormancılar Derneği, 23 akademisyen ve orman yüksek mühendisinin sekiz aylık çalışması sonunda hazırlanan raporu geçen hafta açıkladı. Raporun haber olan kısmı, 2004’ten bu yana orman alanı dışına çıkarılarak madencilere, enerji şirketlerine ve inşaatçılara verilen arazilerin miktarının 6.5 milyar metrekareyi bulmasıydı. İstanbul’un toplam yüzölçümünün 5.4 milyar metrekare olduğu düşünülürse, korkunç bir tablo bu. Raporun en çarpıcı kısımlarından birisi ise şu meşhur 4.5 milyar ağaç hesabıyla ilgili.
Gelin ağaç konusunda da nasıl manipülasyon yapıldığını ve istatistiklerle oynandığını madde madde inceleyelim…
*İDDİA: 16 yılda 4.5 milyar ağaç diktik.
GERÇEK: Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) sihirli cümlesi “toprakla buluşturulan fidanlar.” Neden mi? Raporu hazırlayan uzmanlar ağaçlandırma ve ormanlaşma, yeniden ormanlaştırma, doğal yollarla ormanlaştırma ve bitki çeşitlendirme faaliyetlerinin her birinin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiğini, uluslararası kuralların da bu şekilde olduğunu vurguluyor. AKP dönemine kadar istatistikler de böyle tutuluyormuş zaten. OGM, “2003 sonrasında toplam 4 milyar 39 milyon fidanı toprakla buluşturduk. 2023 yılına kadar da 7 milyar fidan toprakla buluşacak” diyor.
Oysa uzmanlar dünyanın hiçbir yerinde “toprakla buluşan fidan” sayısının ormanlaştırma ve ağaçlandırma sayılamayacağını söylüyor. Zira, OGM vatandaşa dağıtılan, okul, hastane, cami bahçelerine, üniversite kampüsleri ve mezarlıklara dikilen fidanları da sayıyor. Üstüne ekilen tohumları da koyuyor. Yetmiyor, belediyelerin her yıl süs olsun diye yol kenarlarına diktiği ağaçları, otoyol kenarlarındaki peyzaj çalışmalarını da sayıyor. Tohumu, süsü katınca 4.5 milyarı buluyor tabii.
*İDDİA: AKP döneminde 49 milyon 967 bin dekar ağaçlandırma yapıldı.
GERÇEK: Bir manipülasyon ve çarpıtma rakamı daha. Bunun içine erozyon ve rehabilitasyon çalışmaları da dahil edilmiş. Raporda ormanlaştırma olarak sayılamayacak rehabilitasyon çalışmalarının 2002’den sonra patlama yapmasına dikkat çekiliyor. Rehabilite edilen alanların zaten orman içinde bulunduğunu belirten uzmanlar, bunların ağaçlandırma değil, ormanların geliştirilmesi olarak kaydedilmesi gerektiğini belirtiyor.
*İDDİA: AKP döneminde orman alanları 15 milyon dekar arttı.
GERÇEK: Ne var ki bu da bir istatistik oyunu. Çünkü tamamen envanter kayıtlarının hangi yılda yapıldığıyla ilgili. 1980 ve 1990’lı yıllarda yapılan ormanlaştırma faaliyetleri envantere 2000’den sonra yansıtıldı. Üstüne bir de yeni kadastro çalışmalarıyla eskiden de orman olan alanlar, hukuki statüye kavuşturulunca yeni ormanmış gibi kaydedildi. Uzmanlar orman envanterinin 20 yılda bir, bazı yerlerde 10 yılda bir yapıldığını ifade ediyor. Dolayısıyla AKP, kendi döneminde yapılmayan işleri de kendi hesabına yazmış.
AKP’nin ağaca ve ormana dair ortaya attığı her veri neredeyse bu şekilde tahrifat içeriyor. Sadece şu grafik bile tüm o rakam oyunlarının gerçek yüzünü göstermeye yeter:
AKP döneminde ağaçlandırma çalışmaları sadece 2015’te ortalamanın üzerine çıkabilmiş. 1980’li yıllar ise ağaçlandırma faaliyetlerinin en yoğun olduğu dönem. 1988 yılında 119 bin 369 hektar ile rekor kırılmış. Dolayısıyla AKP bırakın yakın dönemi, 1960 ve 1970’lerin ortalamasını ancak yakalayabilmiş.
Peki Erdoğan iktidarının esas başardığı şey nedir? Hakkını yemeyelim, bir konuda kendinden öncekilere fersah fersah fark atıyor. O da tahmin edileceği gibi inşaat. Aşağıdaki grafik orman çalışması denildiğinde AKP’nin ne anladığına işaret ediyor:
Ormanların içindeki yol, köprü, tünel vb. yapım, bakım ve onarım işleri AKP döneminde adeta fırlıyor. Bunun için ayrılan kaynaklar da aynı şekilde yükseliyor. Yani orman derken dahi inşaatı anlayan bir anlayış söz konusu.
Şu son grafik de AKP’nin bırakın ağaç dikmeyi, gerçekte bir ormansızlaştırma politikası izlediğini gözler önüne seriyor:
2005, 2007, 2014, 2015 ve 2017 yıllarında ormansızlaştırma çalışması, ormanlaştırmanın üzerine çıkmış durumda. Bu yılların aynı zamanda otoyol, köprü ve havalimanı inşaatlarının yoğun olarak başladığı dönemlere denk gelmesi dikkat çekici.
AKP’nin yapmadığı şeyleri yapmış gibi göstermek, yaptıklarını ise unutmak gibi bir huyu olduğunu görmek için istatistiklere bakmaya lüzum yok aslında. Lakin, ağaç konusunda dahi rakam oyununa başvurmuş bir iktidarın, devletin diğer resmi istatistiklerinde de bu alışkanlığını sürdürmediğini kim söyleyebilir ki?
NOT: Ormancılar Derneği’nin raporunun tamamı burada.