Yıldırım: Savaşa girmiyoruz
Başbakan Binali Yıldırım'dan Kürdistan referandumu için konuştu: İnatla Kerkük gibi Musul gibi anayasa ile tanınmış sınırlar dışında da bu referandumu yapmak savaşa zemin hazırlamıştır. Türkiye'nin Habur sınırında düzenlediği tatbikata Irak'ın da katılacağını açıklayan Yıldırım, "Vatandaşımız endişe etmesin, savaşa girmiyoruz sınır ötesi tedbir alıyoruz" dedi.
DUVAR - Başbakan Binali Yıldırım'dan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde bugün düzenlenen referandumun sonuçlarının tanınmayacağını açıkladı. Yıldırım, "Referandum gayrimeşrudur, yok hükmündedir. Irak merkezi yönetimini bundan sonra daha fazla muhatap alacağız" dedi.
Yıldırım’ın CNN Türk, NTV, Habertürk ve A Haber'in temsilcilerine yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
KİŞİSEL İHTİRASLAR SONUCU ALINMIŞ KARAR: Bu referandum dünyanın tüm uyarılarına rağmen başta komşular İran, Türkiye olmak üzere hemen hemen bütün BM’ye tabii ülkeler bu referanduma karşı görüşlerini ortaya koydular. Ancak bir inatlaşmaya gitti, Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetim. Ve bu referandumu yapıyor. Biz açıkça ifade ettik, bu referandumun sonuçları hiçbir şekilde tanınmayacaktır. Yok hükmündedir. Barış ve istikrara hiçbir katkısı olmayacak, varolan kaosu, krizi ve sorunları daha da artıracaktır. Bunu maalesef orada yaşayan Kürtleri, Arapları, Türkmenleri, Ezidileri bütün farklı etnik gruptaki insanların geleceğini düşünmeden dikkate almadan orada Irak’ın Kuzey’indeki bölgesel yönetimin kişisel ihtirasları sonucu alınmış bir karardır.
KARARLAR ÜÇ GRUP ALTINDA ELE ALINACAK: Türkiye elini kolunu bağlayacak bekleyecek değil. Uyarılarımızın yanı sıra, MGK’da Bakanlar Kurulu’nda ve en son da geçtiğimiz cumartesi günü TBMM’de tezkere oylaması yapmak suretiyle atılacak adımlara esas olacak kararlarımızı verdik. Kararlar esasında üç grup altında ele alınacak. Bir tanesi, ekonomik boyuttaki karar. İkincisi siyasi diplomatik alanda yapılacak çalışmalar. Üçüncüsü de güvenlik ve askeri boyutta yapacağımız çalışmalar.
BAĞDAT BİZİMKİNE BENZER BİR TOPLANTI YAPTI: Dün itibariyle Irak Merkezi Yönetimi Bağdat bizimkine benzer bir toplantı yaptı ve orada karar aldılar. Başta İran ve Türkiye olmak üzere bundan böyle sınır geçişleri, havaalanları, enerji nakil hatları, boru hatları gibi konularda muhatabın sadece kendileri olduğunu ve ilgili ülkelerin verecekleri kararda, yapacakları uygulamalarda muhatabının Bağdat olması gerektiğini, bu konuda bize bilgilendirme yaptılar.
HOŞ OLMAYAN GELİŞMELERİN BAŞLANGICI: Bunun anlamı şu, merkezi hükümet anayasaya göre böyleydi zaten. Ancak anayasada fiili durum bölgesel yönetim oluşturduğu için ve Irak’ın da kendi sorunlarına yoğunlaşmasından dolayı bu noktada fazla bir şey yapamadılar. Ancak kriz dönülmez noktaya geldiği için bundan sonrası hiç hoş olmayan rahatsız edici gelişmelerin de olacağı bir sürecin başlangıcı bölgede. Umut ederiz ki böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız.
SICAK BİR ÇATIŞMAYA DA ZEMİN HAZIRLAMIŞTIR: İnatla Kerkük gibi Musul gibi anayasayla tanınmış sınırlar dışında bu referandumu yapma inadı bir anlamda sıcak bir çatışmaya da zemin hazırlamıştır. Bunun da bedeli oradaki günahsız sivil insanlara olacaktır. Bizim bundan sonraki adımlarda Irak Merkezi Yönetimi'ni daha fazla doğrudan muhatap alarak ona göre kararlarımızı vereceğiz.
IRAK'TAN NOTA ULAŞTI: (İran Kuzey Irak'a hava sahasını kapattı. Türkiye de kapatacak mı? sorusu üzerine) Bugün itibariyle benzer talep Türkiye’ye ulaştı. Dünkü nota aynısı bugün bize de geldi. Biz de bunun üzerinde arkadaşlarımız bir ekip oluşturdum ilgili bakanlıklardan. Enerji Bakanlığı, Gümrük Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı bunlardan oluşan bir ekip bunların detaylarını çalışıyor. Çok geç olmadan bu adımları atacağız. Gerek hava sahasıyla ilgili, gerek sınır kapılarının nasıl yönetileceği… Burada zorluklarımız var, bunlardan bir tanesi sınır kapılarında fiilen şu anda Peşmerge oranın yönetiminde. Irak onlardan sınır kapılarını teslim etmek istedi. Bunlar o teslimatı yapacaklar mı, yapmayacaklar mı, onu da takip etmemiz lazım. O yüzden Bağdat ile daha sıkı bir diyalog içinde bu süreci yürütmemiz gerekiyor.
KÜRTLERLE BUNLARI BİRBİRİNDEN AYRI TUTALIM: Bizim hedefimiz bölgede yaşayan insanlar değil. Bizim ulusal güvenliğimize karşı tehdit olarak gördüğümüz bu referandum konusunda inat edenlerdir. Kürtlerle bunları birbirinden ayrı tutalım. Bizim nüfusumuzda her mezhepten insan var. Biz bunlarla aynı bayrak altında bir millet olarak birlikte yaşıyoruz. Bizim takıldığımız konu ayrımcılık hareketini körüklemektir. Bunlar birinci derecede Irak için, ikinci derecede komşu ülkeler bakımından sorundur. Biz 40 yıldır bunun bedelini ödüyoruz arkadaşlar. PKK ile mücadeleyi biz niye yapıyoruz? Bölücü hareket, ayrımcı hareket. İnsanlarımızı taciz ediyorlar, öldürüyorlar, her türlü cezayı vermeye çalışıyorlar. Bu mücadele bir ülke egemenliğinin korunması, milletin birlikte beraber tutunma mücadelesidir.
MEŞRU OTORİTE BAĞDAT’TIR: Bu konuda attığı adımların ne kadar yanlış olacağını, ne kadar büyük bedeller olacağını görecek ama iş işten geçecek. Sınır kapıları, havaalanları merkezi hükümetin sevk ve idaresindedir. Petrol boru hatları, iletişim hatları da dahil. Bizim alacağımız kararlarda karşımızdaki meşru idare otorite Bağdat’tır, merkezi hükümettir. Görüşmeler sürüyor, uygulama kısa sürede de başlayacak. Onların resmen taleplerini aldık, bu önemliydi harekete geçmek için. Bugün itibariyle süreç başladı.
PKK'YA HER ZAMAN HAVA HAREKATI YAPIYORUZ: Bizim 40 yıldır terörle mücadelemiz var. Sıcak takip meşru hakkımız, egemenlik hakkımızdan doğan sıcak takip meselesi de var. Bunlar devam ediyor, bu olaylarla alakası yok. Biz sınırlarımızın güneyindeki PKK terör kamplarına her zaman hava harekatı yapabiliriz, yapıyoruz da. Bundan sonrası askeri boyutu, bizim aldığımız bu kararlara karşı… Diyelim ki hudut kapısından Bağdat’a geçiş yapacağız. Buna karşı bir engelleme sıkıntı oluşursa tabi ki biz gerekli güvenlik tedbirlerini almak zorundayız. Bunu da Irak Merkezi Hükümeti’nin koordinasyonuyla yapacağız. Türkmenlere karşı orada bir büyük bir kıyım, yok etme hareketi tekrar başlatırsa buna da duyarsız kalmamızı kimse beklemesin.
TAMPON BÖLGEYİ KONUŞMAK İÇİN ERKEN: Bunları konuşmak için çok erken. Gelişmeleri takip etmekle beraber tedbirlerimizi alıyoruz. Durup dururken biz hiçbir şekilde maceraya girmeyiz. Ama ülkemizin menfaatlerine halel getirecek bir tutum olursa onun da karşılığını hiç gecikmeden veririz.
BÖLGEDE VERGİ DENETİMİ NASIL OLACAK? Bu güzel bir soru. Düne kadar durum buydu. Ama bugün dün yok her şey değişti. Irak’ın tamamında uluslararası ilişkiler dış ilişkilerde merkezi hükümet anayasadan doğan haklarını eksiksiz kullanacağını açıkladı.
BİZ DE BUNA MUTLAKA KARŞILIK VERECEĞİZ: Bu tabii bir çatışma riskini de beraberinde getiriyor. Onun kararını verecek olan Bağdat’tır. Bağdat bu konuda ne kadar kararlılık gösterecek? Bizimle ilgili kısmı ne? Bizim buradan taşımacılarımız girdiler. Bağdat’a gidecekler, Basra’ya gidecekler diyelim. Ne yapacak? Kerbela’ya gidecek, bu güzergahta peşmerge unsurları tarafından herhangi bir şekilde saldırıya uğramaması. Buna yönelik oradan giden araçlarımıza yönelik bir hareket olursa bu bize yapılmış bir harekettir. Biz de buna karşılık mutlaka vereceğiz. Radikal unsurlar, teröristler bu süreç içerisinde daha da çılgın hareketler yapabilirler. Bu konuda da tedbirlerimizi alıyoruz. Her türlü eylem, kalkışma, ister hudutlarımız içinde dışında olsun fark etmez. Anında karşılığını görecek.
KÜRTLERİN BAĞIMSIZ OLMASINA TÜRKİYE İTİRAZ EDİYOR DİYE BİR ŞEY YOK: Bunlar yaşandıktan sonra Irak’ın Kuzeyindeki bölgesel yönetime, onların yaşaması için, izolasyona rağmen oradaki insanların sıkıntılarının giderilmesi için gösterdiğimiz iyi niyet ve gayretin bundan sonra devam etmesi söz konusu değil. Bunun bilinmesi lazım. Kürtlerin bağımsız olmasına Türkiye niye itiraz ediyor deniyor. Böyle bir şey yok kardeşim. Sorun zaten yıllardan beri sıkıntılarla gelmiş bir toplumun, Kürdün, Ezidinin, Arabın daha büyük belalara muhatap olmaması için dostça uyarımızı yaptık. Ama anlayana.
BİZİM TATBİKATA IRAK DA KATILMA KARARI ALDI: Vatandaşlarımıza buralara gidişle ilgili seyahat uyarılarını yaptık. Genelkurmay başkanımız Iraklı muhatabını kabul etti. Sahada neler yapabilir? Bizim tatbikata Irak da katılma kararı aldı. Başka yapılacak işler var. Başika’yla ilgili değil, bunlar detayları burada söylememe gerek yok. Tahran’a bir ziyaret yapacak genelkurmay başkanımız, akabinde ayın 4’ünde de Cumhurbaşkanı’nın Tahran ziyareti var. İran, Türkiye, Irak bu krizin büyümeden çözülmesi yönünde bütün gayretimizi göstereceğiz.
KERKÜK’ÜN DURUMU: Doğrusu Kerkük’te demokratik yapıyı Körfez savaşından sonra fiili durum yaparak oradaki bölgesel Kürt yönetimi değiştirmek için adeta bir zulüm uyguladı. Oradaki insanları yerinden çıkardı. Dolayısıyla Kerkük gibi şu anda anayasa bakımından bölgesel yönetime ait olmayan yerlerin dahil edilmesi, hem referanduma dahil edilmesi hem de bir oldu bittiye tabii tutulması ihtimaline karşı Irak Merkezi Hükümeti ile koordinasyon halinde bir çalışma içine gireceğiz. Bir oldu bittiye kayıtsız kalmamız düşünülemez. Nihayet Irak’ın toprağıdır, hükümranlık hakkı ondadır. Bizden destek talebinde bulunursa tabiatıyla biz bunu tereddütsüz yerine getiririz. 1957 nüfus sayımında Kerkük’teki Türkmen sayısı yüzde 70’ti. Bu oranın yüzde 30’a gerilediği söyleniyor.
BARZANİ NEDEN ISRARLI? Kendisinin konumuyla ilgili, kişisel nedenlerden olduğunu düşünüyorum. Gelecek yıllarda seçimi var. Bugüne kadar da zaten orada parlamentoyu toplayamıyor, bir otorite ile ilgili sıkıntıları var. Bir konsolidasyon yapma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Öngörüm bu doğrultuda.
GAZA GETİRENLER OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM: Bir de gaz verenler vardır. “Sen boş ver sonunda iş düzelir” diye gaza getirenler olduğunu düşünüyorum. Ama unutmasın ki sırtını sıvazlayanlar, gaz verenler işler yolunda gitmezse hiç tanımazlar. Yine geleceği, çalacağı kapı burasıdır. Çünkü coğrafya böyle diyor. Tüm bu konuları BM ile, Amerika ile, Rusya ile, İngiltere ile daimi üyeler başta olmak üzere uluslararası toplumla koordinasyon halinde yürüteceğiz. Bizim için güney kara hudutlarımızda bir statü değişikliği, ister Irak’ta ister Suriye’de kabul edilemez. Bunu biz tehdit olarak görüyoruz.
HİÇBİR ŞEKİLDE BÖYLE BİR REFERANDUM MEŞRU DEĞİLDİR: Tabi bizim için beyan esas. ABD Başkanı, Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantıda bu referandumun yanlış olduğunu, erteleme değil yapılmaması gerektiğini kamuoyuna açıkladılar. Ama Amerika’da başka yetkililer, ‘bu ertelensin, zamanlaması doğru değil’ Bizim dediğimiz, ne bugün ne sonra. Hiçbir şekilde böyle bir referandum meşru değildir. Tabi İsrail’in kendi hesapları var, iç sorunları var. Yani oradaki yapılan açıklamalar kuvvetli resmi bir açıklamaya dönüşmedi. Bu yönde münferit açıklamaları duyuyoruz. Bunda şaşılacak bir şey yok. Tatbikata, askeri personel, subay veya uzman düzeyinde katılım olacağı konusunda bir bilgi var. İran ile farklı bir işbirliğimiz var. Tatbikata katılma şeklinde değil, orada yaşanabilecek gelişmelere karşı hem PKK ile mücadele, hem Kerkük başta olmak üzere yaşanabilecek gelişmelere karşı işbirliği yapacağız.
TSK AYNI ANDA İKİ CEPHEDE MÜCADELE ETMEYE HAZIR MI? Bunu tabi topyekun savaş olarak düşünmeyin. Biz savaşa girmiyoruz. Biz ülkemizin güvenliğini ilgilendiren konularda sınır ötesi tedbir alıyoruz. Afrin’in güneyinde bir çatışmasızlık alanı oluşturmak için adım atıyoruz.
SAVAŞA FALAN GİRDİĞİMİZ YOK: Bunları savaş diye nitelemek yanlış olur. Keza Irak tarafında da aldığımız tedbirler bu anlamsız, sözde referandum kararından sonra oradaki terör unsurlarının daha da cesaretlenerek ülkemize yönelik faaliyetlerini artırmamalarını önlemeye yönelik. Vatandaşlarımız rahat olsun, savaşa falan girdiğimiz yok. Endişe havası oluşturmayalım. Bunlar noktasal operasyonlardır.