Yıl sonu "en iyiler" listeleri her zaman sorunludur. Farklı
kitlelere seslenen, bambaşka arka plana sahip ve farklı dünyaların
üretim süreçlerinden doğan çalışmaları tek bir potada eritmek ve
listelemek pek de sağlıklı bir değerlendirme biçimi oluşturmaz. Bu
listeler bir yandan da genel eğilimleri ve ana akım düşünce
şekillerini yansıtır. Bunun dışına çıkmak için de kişisel listeler
oluşturmak değerlidir. 2017 yılı boyunca gördüğüm, beni
heyecanlandıran, yeni ifade ve düşünce olanakları açan sergilerden
kişisel seçki oluşturdum.
Günler, Ahmet Doğu İpek, Galata Rum
Okulu
Günler sergisi: Yıldızlar,
Hint mürekkebi ile boyanmış kağıt üzerine kazıma ve çentik,
130x360cm, 2017
Ahmet Doğu İpek'in son dönem üretimleriyle eski işlerini bir
arada gördüğümüz Günler sergisi yılın en çok heyecan uyandıran solo
sergilerinden biri oldu. Sanatçının neredeyse çilekeş emeği,
boyayla kurduğu ilişki ve mimar Nevzat Sayın'la oluşturulan mimari
yapı siyah ancak umutsuz olmayan bir atmosfer sundu. Aynı zamanda
galeri ya da kurum dışında gerçekleştirilen bu tarz bağımsız
sergilerin de sanat dünyamız için ne derece önemli olduğunu tekrar
hatırlattı Günler.
Ayna, Sarkis, Dirimart Dolapdere
1986 yılında Türkiye'de açtığı ilk sergisi Çaylak Sokak'la
Sarkis Türkiye sanatında bir dönemi kapatıp yeni bir dönemin
başlangıcını oluşturmuştu. Dirimart Dolapdere'de açılan AYNA
sergisiyle sanatçı doğup büyüdüğü yer olan Çaylak Sokak'a fiziki
olarak da yaklaşmış oldu. Sarkis'in bellek katmanlarının galeri
mekanına bir izdüşümü olan AYNA bir yandan da sanatçının
atölyesinin bir yansımasına dönüştü. Sarkis'in de dediği gibi,
"Çaylak Sokak devam ediyor."
Homo Fragilis, Erinç Seymen, Zilberman
Gallery
Homo fragilis sergisi:
Aile Değerler 1, 2016, Kağıt üzerine mürekkepli
kalem
Erinç Seymen, Homo Fragilis sergisinde günümüz kapitalizmi
içinde benlik, aile, sınıf, mülk ve güvenlik kavramlarını insanın
kırılganlığı üzerinden işledi. Sanatçının müzik ve enstalasyon gibi
farklı materyallerle de destekleyerek oluşturduğu sergi tekinsiz
bir atmosfer sundu. Homo Fragilis bir anlamda da ülkenin içinde
bulunduğu atmosferi yansıttı.
Sarmal, Küratör: Necmi Sönmez, Yapı Kredi Kültür
Sanat
Sarmal sergisi - Akdeniz
heykeli: Heykeltraş İlhan Koman(1921-1986)’ın Akdeniz
Heykeli.
Yapı Kredi Kültür Sanat'ın yenilenen binası İlhan Koman'ın
Akdeniz heykelinin İstiklal'e taşınmasıyla heyecan yarattı. Ancak
açılış sergisi Sarmal'ın kıymetini de vurgulamak gerek. Yapı Kredi
Kültür Sanat'ın farklı medyumlardan ve tarihlerden oluşan
koleksiyonundan oluşturulan sergi Türkiye sanat tarihine dair yeni
önermeler sundu. Aliye Berger'in Güneşin Doğuşu resmini de yeniden
görme fırsatını yakaladık.
İmkansız Uzam; Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan
Pehlevan; Kasa Galeri
Kasa Galeri'de yer alan İmkansız Uzam sergisi neoliberalizm ve
savaşın yarattığı tahribata dair üç genç sanatçının üretimlerini
karşımıza getirdi. Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan'ın
bir arada tartışıp kendi ifade biçimlerini ve form anlayışlarını
koruyarak oluşturdukları sergi birlikte düşünmenin önemini de
tekrar göstermiş oldu.
Ağızdan Ağıza, Slavs and Tatars, SALT
Galata
SALT araştırma arşivi üzerine oluşturulmuş sergiler ya da Refik
Anadol'un görkemli Arşiv Rüyası çalışması bir yana SALT'ın bu sene
yaptığı sergilerden en heyecan vericisi benim için Slavs and Tatars
grubunun yaptığı Ağızdan Ağız oldu. Berlin merkezli kolektifin
araştırmayla sanat arasında kurduğu bağ Türkiye sanat dünyası
içinde tartışma başlıkları açabilirdi. Ancak belki yaz
rehavetinden, belki de tartışma düzlemimizin son dönemde geçirdiği
dönüşümden dolayı sergi çok az kişinin ilgisini çekti.
Pera Müzesi'ndeki Çiftdüşün: Çiftgörü sergisi George Orwell'in
1984 romanında kullandığı çiftdüşün kavramına referans vererek son
elli yılda büyük dönüşüm geçiren düşünce biçimlerimiz üzerine
işleri bir araya getirdi. Alistair Hicks küratörlüğünde
gerçekleştirilen sergi 70'li ve 80'li yıllarda devlet tarafından
sanatçı olarak tanınmayan ve bu nedenle yeni ifade olanaklarının
peşine düşen Rus kavramsalcılarının işleri etrafında dünyadan ve
Türkiye'den birçok sanatçının işini ördü. Ülkemizin içinde
bulunduğu kendini ifade edememe krizini de hesaba katarsak günümüzü
de yansıtan bir sergiye dönüştü.
Yusuf Franko'nun İnsanları, Küratör: Bahattin
Öztuncay, ANAMED
Osmanlı bürokratı Yusuf Franko'nun karikatür albümünden oluşan
Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi'ndeki Yusuf Franko'nun
İnsanları sergisi 19'uncu yüzyıl Beyoğlu yaşamına dair görülmemiş
bir tasviri ortaya çıkardı. Sergi albümün yeniden basımı, sergileme
şekli ve dönemin Pera kişilerine dair haritalamayla da albümü çok
boyutlu bir şekilde karşımıza getirdi. Sergi web sitesinde devam
ediyor: https://yusuffranko.ku.edu.tr/
Unutmanın Eşiğinde, Çağrı Saray, Pilot
Galeri
Pilot Galeri'de açılan Çağrı Saray'ın Unutmanın Eşiğinde sergisi
AKM, Dolmabahçe Sarayı, Sansaryan Han gibi Türkiye tarihinin ikonik
ve tartışmalı yapılarını sanatçının kendine özgü bakış açısıyla
yansıttı. Saray'ın detaylı çizimleriyle karşımıza gelen yapılar
tarihi yapılar üzerinden bellekle olan sorunlu ilişkimizi
hatırlattı.
20'sinden Sonra, Burak Kabadayı, Mixer
Burak Kabadayı'nın Mixer'in Açık Depo'sunda yer alan solo
projesi 20'sinden Sonra Kuzey Ormanları'nda bir köydeki biyolojik
kömür üretme sürecini karşımıza getirdi. Bu küçük solo proje
desenler, video çalışması, enstalasyon ve belgesel niteliğindeki
çekimlerle köyün dönüşümünü her yönüyle çevreledi. Kabadayı'nın
çalışması büyük sergilerin yanında bu tarz çalışmaların da ne
derece etkili olduğunu bize gösterdi.