Yılmaz Erbek Apartmanı davasında gerekçeli karar
İzmir depreminde 11 kişinin hayatını kaybettiği Yılmaz Erbek Apartmanı'na ilişkin davanın gerekçeli kararı açıklandı. Binanın, kalitesiz beton ve ucuz işçilik nedeniyle yıkıldığı belirtildi.
DUVAR - İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde 11 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı davasında gerekçeli karar açıklandı. Apartmanın b blokuna ilişkin kararda binanın kalitesiz beton kullanımı ve ucuz işçiliğe kaçılması nedeniyle yıkıldığı kanaatine varıldığı belirtildi.
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi, binanın müteahhidi de olduğu öne sürülen arsa sahibi Mustafa Yılmaz, inşaat mühendisi Ali Özsoy, yapı denetim şirketi yetkilileri Binay Bükey ve Eşref Pervis Toğulga ile fenni mesul Nurettin Bozdoğan'a verdiği hapis cezaları ile 6 sanık için verilen beraat kararının gerekçesini açıkladı.
Mahkemenin 120 sayfalık gerekçeli kararında, yargılama süreci alınan bilirkişi raporuna değinildi. Binanın çökme nedeninin "beton basınç dayanımının (10,9 megapaskal) proje dayanımından (20 megapaskal) küçük gerçekleşmesi olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
Kararda, "Bu dayanımın, duvarların ve perde sistemlerini tamamen veya kısmen ortadan kaldırılarak zayıf kat etkisi meydana getirmesinden kaynaklı olarak binadaki yatay deprem yüklerini karşılayamaz hale getirdiği ayrıca düşey taşıyıcı elemanlarının temel filiz donatıları projesinde belirtilen donatılarla karşılaştırılmış olup bazı elemanlarda bir miktar fazla donatı bazı elemanlarda ise bir miktar eksik donatı bulunmaktadır" ifadelerine yer verildi.
Müteahhidin depremden önce vefat ettiğini belirten Mustafa Yılmaz'ın, yargılama boyunca kendisinin binanın müteahhidi olmadığını, yalnızca arsa sahibi olduğunu savunduğu ancak bu savunmasına itibar edilmediği gerekçeli kararda yer aldı.
'TEKNİK ŞARTNAMELERE UYGUN İNŞA EDİLMEDİ'
Davada 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Yılmaz'ın yetkisi olmadığı halde yapı sahibi olarak aynı anda yapı müteahhitliğini de üstlendiği, binaya sürveyan atamadığı, bütün alım, satım, imal ve inşaat işlerini sürveyan olarak takip ettiği vurgulanan kararda, şöyle denildi:
"Betonarme uygulama çizim paftalarında etriye uç bölgelerinde Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik'te (1975) belirtildiği şekilde kanca yapılmasının öngörüldüğü halde, planı doğru okuyamadığı veya ucuz ve basit işçiliğe kaçmak suretiyle demir bağlama işlemlerini yönetmelikteki hükümlere aykırı, çengel olarak bağlanması gerektiği kuralına aykırı olarak 90 derece gönyeli olarak imal ettiği/ettirdiği, statik projede öngörülen beton sınıfının çok çok altında kalitede beton kullandığı, betonu projeye uygun kalitede hazır beton almayarak kendisi imal ettirdiği, bunu da karma usulü ile oluşturduğu, bu şekilde oluşturulan betona ait herhangi bir dayanım veya sınıflama testi yapmadığı/yaptırmadığı, etriye donatıları ve birleşim bölgesindeki donatı imalatlarının proje ile uyumlu olmaması nedeni ile ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun inşa etmediği kanaatine varılmıştır."
Kararda, binanın inşaat mühendisi olan ve 10 yıl hapisle cezalandırılan Ali Özsoy'un projesinde büyük eksik ve yanlışlar olduğu, işini özensiz yaptığı, bazı zorunlu hesapları ise hiç yapmadığı kaydedildi.
Yargılama sonunda 7,5 yıl hapis cezası verilen fenni mesul Nurettin Bozdoğan'ın ise "binanın yapımı esnasında binaya gidip gelmediği, imalatları kontrol etmediği, projenin uygulanmasına nezaret etmediği, gerekli ustalık becerisine kişileri istihdam etmediği, sanığın işinin gerekli yer ve zamanlarda gerekli kurumlara yapılacak müracaatlarda imza atmaktan ibaret olduğu, denetim boşluğundan faydalanan diğer sanıkların da gerek teknik yetersizlik gerek tecrübesizlik ve gerekse ucuza konuta imal etmek saikiyle hatalı ve kalitesiz, projeye aykırı imalat yapmalarına cevaz (izin) verdiği" gerekçeli kararda belirtildi.
Davada 7 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırılan yapı denetim şirketi yetkilileri Binay Bükey ve Eşref Pervis Toğulga için ise "projelendirme, uygulama, imal ve inşa hatalarını tespit edemedikleri veya etmedikleri, denetim şirketince binaya ait düzenlenen raporda binanın beton dayanımındaki yetersizlik ile ilgili herhangi bir yorumda bulunulmadığı, yapısal yetersizlikler ortaya konamadan 'yapının kullanıma uygun olduğu' yönünde rapor düzenlemek suretiyle binaya oturum izni alınmasına yol açtıkları, bina analiz raporunda sahada yer altı suyuna rastlanmadığı, zeminin kaya olduğu bu nedenle sıvılaşma analizinin gerekli olmadığının belirtildiği, oysa bu bölgenin alüvyonlu bir bölge olduğunun herkesçe bilindiği, raporun bu kısmının diğer kısımları ile açık çelişki oluşturduğu" ifadelerine yer verildi.
Gerekçeli kararda, diğer sanıkların beraat gerekçeleri de yer aldı. (HABER MERKEZİ)