YÖK'ün kadro kararı ne anlama geliyor?

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), asgari kadro ve bunun iki katına kadar kadro kullanma yetkisini üniversitelere devretti. Karar medyada 'YÖK'ten tarihi reform' olarak sunulurken buna karşı çıkan eğitimciler söz konusu düzenlemenin kadro alımında rektörlüklerin elini güçlendirmek için yapıldığını savunuyor.

Abone ol

DUVAR - Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun hazırladığı ve 2 Kasım 2018'de, 30583 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 'Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik' bugün tekrar gündeme geldi. Düzenlemeye göre, YÖK Yürütme Kurulu'nda alınan karar gereği üniversitelerdeki asgari kadro aktarımı artık YÖK'ün onayına ihtiyaç duyulmaksızın üniversite yönetim kurullarının kararıyla gerçekleştirilebilecek.

Değişikliğe gelen itirazlar ise kararla rektörlüklerin kadro alımında akademik gereklerden çok kendisine yakın gördüğü isimlere yönelebileceği eleştirisine dayanıyor. Bir diğer eleştiri de üniversite yönetimlerinin kadro yetkisini muhalif akademisyenlere karşı bir tehdit unsuru olarak kullanabileceği şeklinde.

NEDEN ELEŞTİRİLİYOR?

Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz ve farklı üniversiteler de görev yapan akademisyenlerin eleştirileri şöyle:

- Uygulama üniversitelerdeki 'piyasacı' mantığa hizmet edecek. Neoliberal anlayışın ürünü. Burada sadece maliyet hesabının gözetilerek bir şeylerin yapılması uygun öngörülüyor.

- Düzenleme ile asıl amaç asgari sayıda öğretim elemanına azami saat ders verdirebilmek.

- Kadro dağıtma yetkisi rektörlere geçiyor. Böylece onların eli güçleniyor. Rektör bundan sonra uygun görmediği bölümlerde kadroları kendine göre dizayn edebilir.

- Rektörlükler isterse doçentlik ve profesörlüklere kabul edilenlere kadro vermeyebilir. Ya da bölümün asgari kadrosunu düşük gösterip yükseleceklerin önüne engel getirilebilir.

- Rektörlükler kendine yakın olanlar için asgari öğretim elemanı kadrosunu yüksek gösterip alım sağlayabilir.

- Yönetmelik mevcut rejimin ideolojik bir tercihi. Olması gereken kadro politikasında üniversitedeki akademik personele ve öğrencilere söz hakkı verilecek bir sistem oluşturulmasıdır.

'YETKİ DEVRİ DİYE BİR ŞEY YOK...'

Düzenlemeyle medyada ilgili yapılan bir yorum da YÖK'ün kendi yetkisini üniversitelere devrederek özerkliği güçlendirdiği yönünde. Ancak görüştüğümüz bir akademisyen bu yoruma karşı çıkıyor: "Burada yetki devri diye bir şey yok. 'Üniversiteler özerkleşiyor' gibi yorumlar doğru değil. Bu yönetmelikten önce de durumun pek çok farklı değildi. Bütün bunlar eskiden de olabilirdi. Ayrıca bu yeni bir uygulama da değil. Rektörler eskiden de birini işe alabilir ya da işine son verebilirdi. Aradaki fark sadece norm kadro gibi gücünü de ellerine almaları."

Norm kadro nedir?

Kamu kurum ve kuruluşlarında hizmetin yürütülmesi için personelin nitelik, sayı, sahip olacağı unvan ve derece olarak tespit edilmesi ve standart hale getirilmesidir.