Çeyrek final turunda karşılaşılabilecek en iyi rakipti Hollanda. Grup maçlarında parlak bir görüntü sergilememişlerdi, tek rahat galibiyetlerini son 16 turunda Romanya'ya karşı almışlardı. Her ne kadar fizik gücü Türkiye'den üstün olsa da Depay, Simons gibi verimsiz "starları" kompakt bir takım olmalarını engelliyordu.
Türkiye de turnuvada üzerine koyarak devam ediyordu. Grup aşamasındaki Portekiz mağlubiyeti dışında oynadığı 3 maçı da kazanmıştı. Özellikle son 16 turunda Avusturya karşısında alınan galibiyet, taktik yönünden de takımın seviye atladığını göstermişti. Özgüveni yüksek, oyun planı hazırdı. En büyük zorluk, saha dışı gündemleriydi. Ancak 90 dakika boyunca gördük ki oyuncular ve teknik ekip bir şekilde kendilerini bu gündemden soyutlamayı başarmış ve yarı final için konsantre olmuşlardı.
BASKIYI ÜÇÜNCÜ STOPER KIRDI
Maça hızlı başlayan taraf favori Hollanda oldu. Özellikle ilk 15 dakikada oyunu Türkiye'nin yarı sahasına yıkan Hollanda, Milli Takım'ın sert savunmasıyla karşılaştı. Avusturya karşısında kusursuza yakın işleyen defans kurgusunu bozmayan Montella, Kaan'ı yine üçüncü stoper olarak geriye çekti. Hollanda topla oynama oranında yüzde 70'leri yakalasa da sol kanatta Gakpo, sağ kanatta Bergwijn, Mert ve Ferdi'nin markajında istedikleri topları alamadılar. Merkezi de üç stoperin önünde Hakan ve Salih'le kapatan Türkiye, rakibine aradığı boşlukları göstermedi. Portakallar baskı kurdukları bu bölümde Depay ve Simons'un isabetsiz şutları dışında pozisyon üretemedi.
Baskı ise tıpkı Avusturya maçındaki gibi, Kaan ve Abdülkerim'in defanstan çıkardığı isabetli paslarla kırıldı. Hücum hattında bu sefer Arda Güler sağ kanatta, Barış Alper ileri uçta başladı. Defansını önde kuran Hollanda karşısında geriden atılan uzun toplarda Barış Alper ikili mücadeleye girdiği Hollanda savunmasına zorluk çıkardı. Ferdi, Kenan ve Arda da hızlı ataklarda karşı sahaya top taşıyarak Hollanda'yı tedirgin etti ve maçın başındaki baskının dağılmasını sağladı.
STOPERLERİN GOL İŞTAHI
15'inci dakikadan 35'inci dakikaya kadar şut üretemeyen Hollanda karşısında geçiş hücumları kovalayan Türkiye golü de yine önceki maçtaki gibi bir kornerden, yine bir savunmacının kafasıyla buldu. 35'inci dakikada kullanılan köşe vuruşunda Hollanda savunmasının uzaklaştırdığı top, ceza sahası dışında Arda Güler'e geldi. Sağ ayağıyla topu kontrol eden Arda, topu soluna almakta vakit kaybetmeden yine sağ ayağıyla arka direğe harika bir orta kesti. Rakip ceza sahasında gol kovalayan üç stoperin aynı anda koştuğu arka direkte top Samet'in kafa vuruşuyla ağlarla buluştu.
Kaleyi bulan ilk şutunda skoru alan Türkiye oyun planını bozmadı. Hollanda da yenilen gole reaksiyon gösteremeyince ilk yarı 1-0 Türkiye'nin üstünlüğüyle kapandı.
'GELİYORUM' DİYEN GOLLER
Devre arasında oyuna müdahale eden Koeman, kanatta etkisiz kalan Bergwijn'i kenara olarak ileri uca stoperlerle boğuşması için Weghorst'u attı. Ancak 1,97'lik forvet de Hollanda'nın aradığı pozisyonları bulmasını sağlayamadı. 60'lı dakikalara kadar oyun dengede gitmeye devam etti. Hollanda ilk isabetli şutunu 57'nci dakikada Depay'ın ayağından buldu ama ceza sahası dışından, çekmiş olmak için çekilen cılız şutu Mert Günok kolayca kontrol etti. Bu bölümde Türkiye de Arda Güler'in direkten dönen frikiği ile tehlike yarattı ancak akan oyunda rakip kaleyi zorlayamadı.
Oyunun tekrar Türkiye yarı sahasına yığıldığı dakikalarda maçtaki dengeyi bozan aksiyonu başlatan isim ise Gakpo oldu. Grup aşamasından beri attığı gollerle takımını taşıyan Gakpo, 70 dakika boyunca neredeyse hiç tehlike yaratamamıştı. 70'inci dakikada çizgide artık yorgunluk emareleri gösteren Mert Müldür'ü bacak arası atarak geçti ve kendisini içeriye doğru devirdi. Merkezde yaptığı duvar pasıyla ceza sahasını zorladı. Defansın uzaklaştırdığı top geri sekti ve Weghorst'un önüne düştü ancak Hollandalı forvet maçın en net pozisyonunda topa istediği vuruşu yapamadı. Mert Günok'un kornere çeldiği toptan da Hollanda'nın beraberlik golü geldi.
Golden önce zaten fizik olarak düşüş yaşamaya başlayan Milli Takım, golden sonra da oyun ritminde sorun yaşadı. İlk golün iştahıyla baskısını artıran Hollanda karşısında savunmada açık veren Türkiye 76'ncı dakikada kalesinde bir gol daha görerek geriye düştü. Montella'dan oyuna ilk müdahale de bu dakikada geldi. Kenan ve Salih'in yerine Kerem ve Okay oyuna dahil oldu. Yenilen gole istenen reaksiyon verilemeyince önce 82'de Cenk Tosun, ardından 89'da Semih Kılıçsoy hücum hattına katıldı. 85'ten sonra Hollanda sahasına yerleşen Türkiye arka arkaya bulduğu pozisyonları cömertçe harcayınca maçı uzatmaya taşıyacak golü atamadı ve turnuvaya çeyrek final aşamasında veda etti.
MONTELLA BAŞARILI MI, BAŞARISIZ MI?
Elbette Hollanda maçının bu şekilde kaybedilmesi, eldeki yarı finalin kaçırıldığı hissine neden oldu. Ancak öncelikli hedefi gruptan çıkmak olan Türkiye'nin çeyrek finali görmesi bir başarıdır. Türkiye'ye ancak gruptan çıkamaması durumunda başarısız diyebilirdik. Son 16 turunda Avusturya'ya elenseydi de fena olmayan bir turnuva geçirmiş olacaktı. Hollanda karşısında gösterdiği performans da saygı görmeyi hak ediyor.
Türkiye'nin hem oyunuyla keyif vermesi hem gerekli skorları alarak çeyrek finali görmesi, doğal olarak Montella'yı da başarılı yapar. Turnuva boyunca çok sınandı Montella. Özellikle 3-0'lık Portekiz yenilgisi sonrası çok sert eleştirilere maruz kaldı. Bu eleştirileri göğüsleyebilmesi, takımını sürekli hazır ve motivasyonu yüksek tutması, rakibe göre taktik belirleyebilmesi İtalyan çalıştırıcının başarılı olduğu yönler.
Oyuncu tercihleri, santrforsuz oynama kararı, maç içindeki müdahaleleri ise eleştiri konusu. Milli Takım turnuvada Portekiz yenilgisi dışında çıktığı 4 maçta da ilk golü atan taraf oldu, ancak 4 maçta da kalesinde gol görmeye engelleyemedi.
Çekya ve Avusturya karşılaşmalarında 66'ncı dakikada gol yiyen Milli Takım maçların son dakikalarını defansta kritik müdahaleler ve kaleci kurtarışlarıyla geçirdi. Hollanda karşısında da 70'inci dakikada kalesinde golü görerek üstünlüğünü kaybetti.
Gürcistan maçında ilk değişikliği 79'uncu dakikada yapmıştı. Çekya karşısında galibiyet golünü atan Cenk Tosun'u oyuna almak için 75'inci dakikayı beklemişti. Avusturya karşısında Kenan Yıldız ve Arda Güler'i gol yendikten sonra, 78'inci dakikada oyundan almıştı. Hollanda karşısında da ilk gol gelene kadar değişiklik yapmayı tercih etmedi. Üstelik yenilen golden sonra da değişiklik yapmakta oyalanınca 76'da Hollanda ikinci golü buldu. Özetle Montella'nın bu maçlarda oyunun gidişatına müdahale etmesi ve değişiklikleri goller yenmeden önce yapması gerekirdi.
Turnuva boyunca Cenk Tosun'a 34 dakika, Semih Kılıçsoy'a 6 dakika vermesi, Bertuğ Yıldırım'a hiç süre vermemesi de elbette eleştiri konusu. Elindeki santrforlara güvenmiyor olabilir, ana planda kullanmak istemiyor olabilir, ancak uzatmalarla birlikte neredeyse 500 dakikayı bulan EURO 2024 macerasında bir santrfora sadece 40 dakika yer verilmesi izlediğimiz oyunun ihtiyaçlarıyla uyuşmuyor. Eğer Montella ile devam edilecekse, belki sakatlığını atlatırsa Enes Ünal, gelişimlerine devam ederlerle Semih Kılıçsoy ve Can Uzun, ileriki süreçte İtalyan teknik direktörü santrforla oynamaya ikna edebilir.
Maçtan sonra yaptığı açıklamada, "8 sene sonraki Avrupa Şampiyonası'nda bu takımın yarısı hala kadroda olacak" dedi Montella. Turnuvanın en genç ikinci takımı Türkiye için EURO 2024'te yolun sonu çeyrek final oldu. Ama birbiriyle ilk defa büyük bir turnuvaya katılan bu oyuncu grubu için gelecek turnuvalarda yolun sonu çok daha büyük başarılara çıkacak gibi görünüyor.