'YSK, 100. yılda gelecek 100 yılın kararını verecek'

Anayasa hukukçusu, CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu, 2019 yılının, Milli Mücadele'nin başladığı 1919’un 100. yılı olduğuna dikkat çekerek, YSK’nin vereceği İstanbul kararının, ülkenin gelecek 100 yılını belirleyeceğini söyledi.

Abone ol

ANKARA - AK Parti’nin İstanbul seçimlerinin iptali için yaptığı başvuruda sona gelindi. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 6 Mayıs’ta itirazla ilgili dosyayı müzakere etmeye başlaması ve kısa sürede kararını vermesi bekleniyor.

Karara sayılı günler kala AK Parti ve MHP’den seçimin yenilenmesi gerektiği yönünde artan açıklamalara, bir de sandık kurullarıyla ilgili 32 soruşturma ve 100’ün üzerinde sandık kurulu başkanının ifadeye çağrılması eklendi. Son gelişmeler “İstanbul seçimleri iptal mi edilecek?” yönündeki soru işaretlerini artırırken, anayasa hukukçusu, CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu ile konuştuk.

'YSK ÇOK YÖNLÜ BASKI ALTINDA'

AK Parti’nin seçimlerin iptali için yaptığı başvurudan sonra Birgün gazetesindeki köşesinde, “Medya yoluyla kurulan mahkeme” başlıklı yazısını hatırlatan Kaboğlu, son gelişmeleri, “hukuk görüntüsü altında medya yoluyla kitleye dönük mesaj” olarak nitelendirdi. Kaboğlu şunları söyledi:

“YSK çok yönlü olarak baskı altına alınmış bulunuyor. Yapılanların anlamı şu: İstanbul’da seçimleri kaybettik, ama biz kazanmak istiyoruz. O zaman 1 Nisan’da açıklanan seçimleri 1 ay sonra da olsa mayıs başında YSK’yı araçsallaştırmak yoluyla iptal ettirmek istiyoruz. Onu izleyen 1 ay içinde de ne pahasına olursa olsun çoğunluğun bize geçmesini sağlayacağız. Ancak hukuken iptal edilmesini sağlayacak koşullar mevcut olmadığı için bunu siyaseten ve baskı yoluyla yapmaya çalışıyorlar. Bu bakımdan YSK tarihi bir sınav verecek. Ama YSK’nın ne yapacağı belli. 4 kriterle karar vermeli. Bu kriterler, anayasa, uluslararası sözleşmeler, yasalar ve YSK’nın yerleşik kararlarıdır. Bu durumda da karar nettir.”

'AYKIRILIK OLSA MAZBATA VERİLMEZDİ'

Kaboğlu’na göre, YSK İstanbul seçimlerinde bir aykırılık görseydi, 17 Nisan’da Ekrem İmamoğlu’na mazbatanın verilmesi için yeşil ışık yakmazdı. Mazbatanın 17 gün gecikmesinin esasen bu seçimlerin anayasaya, hukuka uygun olduğunun göstergesi olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, “Aslında 1 Nisan’da mazbata verilmesinin önünde engel yoktu. Ama YSK daha ihtiyatlı davrandı, İstanbul metropolünde 17 günlük kayba rağmen -Bu kuşkusuz bütçe açısından pahalıya mal olmuştur- daha emin olarak, ihtiyatlı davranarak İmamoğlu’na 'Sen başkansın' dedi, mazbatayı verdi. İmamoğlu’na mazbatayı aldıktan 17 gün sonra YSK’nın “ben yanıldım” demesi ne hukuken ne de mantık olarak mümkün” dedi.

'SORUŞTURMA HAPİS DE GETİRSE KARARI ETKİLEYEMEZ'

Kaboğlu’na İstanbul’daki seçimlerle ilgili açılan soruşturmalar ve sandık kurulları başkanlarının ifadeye çağrılmasını da sorduk. Soruşturmaların bu itiraz süreciyle ilgisi olamayacağını belirten Kaboğlu şöyle devam etti:

“O soruşturmaların sonunda bazı kişiler hapse de girse YSK’nın önceki kararları doğrultusunda seçimlerin iptalini getirmez. Bunlar cezai sorumluluktur. Sandık kurulu ile ilgili konuda oy kullanan kişilerin iradesinin etkilendiğinin ortaya konulması gerekiyor. Sandık gözetim ve yönetimi 1 kişi tarafından değil, neredeyse bir manga diyebileceğimiz 7 kişi, ayrıca gönüllüler eklenince yaklaşık 10 kişilik ekip tarafından yürütülüyor. Oy kullanılan kabine sandık başkanı giriyor mu? Seçmene 'Şu yönde oy kullanacaksın' diyor mu? Ancak böyle bir şey seçim sonucuna etkileyici müdahaledir.”

'YSK ÜYESİ OLSAM VİCDANEN RET KARARI VERİRDİM'

YSK’nin İstanbul seçimleriyle ilgili kararını vermesine kısa bir süre kala sandık kurullarıyla ilgili soruşturmanın zamanlamasının manidar olduğunu vurgulayan Kaboğlu, “YSK’nın kararını değiştirmesi için bir neden bulunmamaktadır. Ben bir hukukçu olarak YSK üyesi olsaydım vicdanen, müsterih şekilde bunun reddi yönünde karar verirdim” dedi.

Kaboğlu, YSK Kanunu’ndaki, “Kurul, görevler ini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kurula emir ve talimat veremez” düzenlemesini hatırlatarak, “Ben inanıyorum ki YSK her türlü baskıya rağmen kararını 4 ölçüt ışığında verecek” yorumunda bulundu.

2019 yılının Milli Mücadelenin başladığı 1919’un 100. Yılı olduğuna dikkat çeken Kaboğlu, YSK’nin vereceği İstanbul kararının, ülkenin bundan sonraki 100 yılını belirleyecek bir karar olacağını söyledi.

2015 Haziran seçimlerindeki yenileme kararının inisiyatifin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’da olduğunu hatırlatan Kaboğlu “Bunu anayasa dışı yolla, anayasa darbesi olarak yazdım. İnisiyatif kendi elindeydi. O yazın nasıl kanlı geçtiğini biliyoruz. Şimdi tesellimiz inisiyatif tek başına ne Erdoğan ne Bahçeli ne de Yavuz’da. İnisiyatif yüksek yargı kurumu olan YSK’da. YSK bu kararını hukuk çerçevesinde verecektir inancımı korumak istiyorum” dedi.