Yüksekdağ'dan 'sırtımızı YPG'ye dayıyoruz' savunması
Suriye sınırında yaptığı, "Biz sırtımızı Rojava'ya, Kobani'ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ'ye dayıyoruz" açıklaması nedeniyle yargılanan Figen Yüksekdağ savunma yaptı.
DUVAR - Kocaeli'nde tutuklu olan HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, Şanlıurfa'da yargılandığı davanın duruşmasında Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılarak ifade verdi. Suriye sınırında söylediği 'Sırtımızı YPG'ye dayıyoruz' sözlerinden dolayı ifade veren Yüksekdağ, "Eğer terörist ilan ettikleri PYD ile sağlıklı bir ilişki kurulsaydı, bugünkü sıkıntı ve kayıplar yaşanmazdı" dedi.
Figen Yüksekdağ, 20 Temmuz 2015 tarihinde, PYD'nin Suriye'nin Kobani kentinde kanton ilan edişinin 3'üncü yıldönümü nedeniyle Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'nde düzenlenen kutlamalara katıldı. Yüksekdağ, "Biz sırtımızı Rojava'ya, Kobani'ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ'ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz. Bakın sırtımızı kime dayadığımızı çok net söylüyoruz ve bundan sonra da sırtımızı buraya dayamaya devam edeceğiz" dedi.
Bu konuşma üzerine Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yüksekdağ hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında, Yüksekdağ hakkında, 'Terör örgütü propagandası yapmak ve silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlanarak dava açıldı.
'SİYASİ TASFİYE YÜRÜTÜLÜYOR'
HDP milletvekili Dilek Öcalan ve İbrahim Ayhan’ın da izlediği 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü dördüncü duruşmasına Yüksekdağ, SEGBİS aracılığıyla katılarak ifade verdi. Yüksekdağ, savunmasında yargılamalar yolu ile oluşan baskının siyasi gasp ile oluşturulduğunu, kesinleşmiş bir yargı kararına dayandırılarak milletvekilliğinin düşürüldüğünü ve böylelikle açık bir gasp hareketi yaşandığını öne sürdü. Bunun anayasa ve meclis teamülleri ile izah edilemeyeceğini belirten Yüksekdağ, savunmasında, "Yargı mekanizmaları iktidarın silahı olmuştur. Yargı kurumlarına dayanılarak siyasi tasfiye yürütülmektedir" dedi.
FETÖ'cü yapının yargıyı baskı altına almakla suçlandığına kaydeden Yüksekdağ, savunmasına şöyle devam etti:
"Benim hakkımda hüküm veren hakim ve savcılar tutukludur. Bu kararla milletvekilliğim düşürüldü. Bu karar yok hükmündedir. Bu nedenle mahkemenizin karşısında seçilmiş bir kişi olarak konuşmaktayım. Türkiye'de yasal olan bizzat devlet ve iktidar tarafından ayaklar altına alınmıştır. Hak ve temsiliyet zorla cebirle alınmıştır. Zora giren benim meşruiyetim değil, olağan olmayan şey benim meşruiyetimi ayaklar altına alan iktidardır."
'TÜRKİYE'NİN SIRTI DAYAYACAĞI KİMSE KALMADI'
Hakkında dava açılan konuşmasına da değinen Yüksekdağ, söylediklerinin yanlış olmadığını savunarak ifadesinde şöyle dedi: "Konuşmamın kriminalize edilmesi yanlıştır. İfade özgürlüğü kapsamındadır. Sonradan üretilmiş bir krizdir. O süreçte PYD terör örgütü olarak kabul edilmemişti. Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasında vekillerimiz ile kurulan komisyona dair belgeleri sunacağız. Salih Müslim devlet protokolü ile ağırlanmıştı, yapılması gereken bu idi, halkların kardeşliği için gerekliydi. Siyasi iktidar Ortadoğu politikasında yanlış ata oynadı, Türkiye halkları bu yanlış oyunun bedelini ödüyorlar. Biz o dönem gereğini söyledik. Yanlış yere sırtınızı dayıyorsunuz dedik. IŞİD'in geçişini sağlayarak hiçbir şey elde edemeyeceklerini belirttik, ancak yıllar boyu IŞİD'e oynamaya devam ettiler. Esas olarak sırtınızı dayamanız gereken yer Kürt toplumudur dedik. PYD, IŞİD saldırılarına karşı Şanlıurfa ve Gaziantep’i de savunuyordu. Konuşmanın içeriği bu ve tarih bizi haklı çıkardı. Eğer bugün terörist ilan ettikleri PYD ile sağlıklı bir ilişki kurulsaydı bugünkü sıkıntı ve kayıplar yaşanmazdı. Türkiye'nin sırtını dayayabileceği tek müttefiki kalmamıştır. Eğer Kürtler ile ittifak kurulsaydı Türk ve Kürt halklarının istediği yollar açılacaktı. Siyasi iktidar kendi çıkarını öne almıştır. Son olarak mahkemenizin ağır baskı altında yurt dışı yasağı vermiştir. Bu davanın dosyası iktidar medyası tarafından oluşturulmuştur. Mahkemeyi kuranda onlardır. Ben bu zamana kadar, isteseydim onlarca kez yurt dışına çıkardım. Bu memleketi bırakmaya niyetim yoktur. Kara siyasidir. Bir siyasi partinin eş genel başkanı nere gidebilir ki?"
Ertelenen duruşmanın çıkışında gazetecilere konuşan HDP milletvekili Dilek Öcalan, Figen Yüksekdağ'ın demokrasiye aykırı bir şekilde parti üyeliğinin düşürüldüğünü öne sürdü. Yüksekdağ'ın tutuklu olmasına rağmen halen eş genel başkanları olduğunu kaydeden Öcalan, "Figen Yüksekdağ 6 milyon insanın iradesiyle seçilmiş eş genel başkanıdır. Halen bu görevini yerine getirmektedir. Yer, mekan hiç önemli değildir" diye konuştu. (ŞANLIURFA/DHA)