CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a 420 kilometrelik Adalet Yürüyüşü bitti ama tartışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yürüyüş sonrası sert açıklamalar gelirken, “Bu yürüyüş ilk adım” diyen CHP bundan sonra ne yapılacağıyla ilgili istişarelere başladı. Bir tarafta devam eden polemikleri, diğer tarafta Adalet Yürüyüşü’nün bundan sonraki adımlarını izleyeceğiz. Ama bu arada üzerine belgesel yapılacak, kitap çalışmaları başlayan “tarihi” yürüyüşün perde arkasındaki renkli anları da Duvar’a not edelim istedik.
Öncelikle CHP MYK’nın 4 saatlik bir MYK toplantısında aldığı ve 12 saat sonra uygulamaya geçirdiği bu kararı partililere dahi inandırmakta zorluk çektiğini not edelim. Kritik toplantının bitiminde MYK üyesi ile karşılaşan bir partili anlattı. CHP’yi yaşananlara karşı yeterli tepki göstermemekle eleştiren partili toplantı sonrası asansörde gördüğü MYK üyesine, imalı bir şekilde “Hangi radikal kararı aldınız” diye sorduğunu “Genel Başkan ile Ankara’dan İstanbul’a yürüyeceğiz” yanıtını ise ciddiye almadığını söyledi. Partili yürüyüş sırasında hala şaşkındı.
Ankara Güvenpark’tan yola çıkan Adalet Yürüyüşü ilk gün 21 kilometre yol aldı. 15 dakikalık mola dışında neredeyse kesintisiz süren bu ilk gün yürüyüşü ayaklara da en büyük zayiatın verildiği gün oldu. İlk günü kösele ayakkabı ile geçiren ya da yeni ayakkabılar nedeniyle ayakları vurulan yürüyüşçüler de bunun acısını günlerce çekmek zorunda kaldı.
Yürüyüşün hızı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun rahat ettiği tempoya göre ayarlandı. Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun da şikayet ettiği gibi hızlı yürüyordu. Bu hız nedeniyle geride kalanların da 25 gün arkadan “koşmak” zorunda kaldığını söylemek yanlış olmaz. Belki Kılıçdaroğlu’na söylenmedi ama, geride kalanlar kendi aralarında sık sık Kılıçdaroğlu’nun bu temposundan şikayet etti.
Yürüyüşün dikkat çeken isimlerinden biri Harp Okulu’nda okuyan oğlu darbe girişiminin yaşandığı gece tutuklanan Veysel Kılıç’tı. Yaşına rağmen yürüme ısrarını sürdüren Kılıç’a CHP milletvekilleri özel ilgi gösterdi. Bir CHP milletvekili Kılıç’ın daha rahat yürüyebilmesi için spor ayakkabısı hediye etti.
Yürünen yolun uzunluğu, sıcak hava ve vuran ayakkabılar nedeniyle yürüyüş boyunca en sık yapılan sohbet ayaklar üzerine oldu. Yürüyüşte kilosunun da etkisiyle ayağı en çok kötü olan Ali Şeker, Şeker TV yayınını “drone” ile görüntü alma kalitesine yükseltirken, molalarda da elinde çanta “Ayak İşleri Daire Başkanı” olarak tıbbi müdahalede bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yürüyüş boyunca 4 ayakkabı değiştirdi ama yine de ayaklarını koruyamadı. Yürüyüşün başında ve sonunda sıkıntılar yaşayan Kılıçdaroğlu’nun sık ayakkabı değiştirmesiyle ilgili, “Sık değiştirsin ki ayakkabı nereden vuracağını şaşırsın. Bir oradan bir buradan derken belki dengelenir” esprileri yapıldı.
“25 günlük yürüyüşün yıldızı kim” diye sorulsa “yürüyüş kolundan sorumlu Veli Ağbaba’ydı” demek haksızlık olmaz. Kortej asayişi ve düzeni ile sorumlu Ağbaba, tatlı sert bir şekilde bu görevi yerine getirdi. Elinde megafonla yürüyüşçülere takılmaktan da çekinmedi. Ağbaba’nın davul zurna eşliğinde Malatya türküsü söyleyip halay çekmesi de çok fazla ilgi gördü. İstanbul’a yaklaşırken ise daha ilginç bir durum yaşandı. Mola sırasında hoparlörden yine Ağbaba’nın söylediği Malatya türküsü duyuluyordu. Ama türkü bitmedi. Ağbaba tekrar tekrar söyleyince dayanamayıp sesin geldiği noktaya gittik. Ağbaba “yoğun istek alan” türküyü seslendirip kayda almış, arkada o türkü çalarken ortada halay çekiyordu.
Yürüyüş notlarına KHK ile ihraç edilen Prof. Dr. Cihangir İslam’ı da eklemek gerek. 25 günü eksiksiz yürüyen İslam, siyah yeleğini de hiç çıkarmadı. Terden tuz izlerinin görünür hale geldiği yeleğini hiç yıkamayan İslam, yürüyüş bittikten sonra yeleğinin son halini sosyal medya hesabından paylaşarak ömür boyu saklayacağını ilan etti. İslam ayrıca, “Gandhi’nin yürüyüşü Tuz yürüyüşü olarak bilinir, Bizimki de bir şekilde tuz ile iç içe oldu” yorumunu paylaştı.