Yüzyılın Anlaşması'ndan uygulanmayan ne kaldı?

Kudüs meselesini Amerikan Başkanı Trump bitirdi. Filistinli mülteciler meselesiyle ilgili olarak Foreign Policy Dergisi’nin yayınladığı ayrıntılı yazı, Amerikan yönetiminin bu meseleyi tamamen toprağa gömme konusundaki ısrarını ortaya koyuyor. Filistin’in egemenliği reddediliyor, hatta gündeme dahi getirilmiyor.

Abone ol

Muhammed Ebu Rumman*

Amerikan Foreign Policy dergisinin son yayınladığı yazı, bize Amerikan Başkanı’nın damadı Jared Kushner’in Filistinli mültecilerle ilgili niyetlerine dair çok önemli bilgiler sunuyor. Yazının “Trump’ın ABD İdaresi ve Kongre’deki müttefikleri Milyonlarca Filistinlinin Durumunu Sonlandırmaya Çalışıyor” şeklindeki başlığı, söz konusu niyetin anlam ve önemini ortaya koyar nitelikte.

Amerikan yönetiminin, görevine son vermek amacıyla imajını yerle bir etmeye ve mali kaynaklarını kurutmaya çalıştığı BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) yönelik saldırılarını (söz konusu yazının ayrıntılarını dillendirdiği ve Amerikan yönetimine gönderilen) Kushner’in e-postaları ortaya çıkartmış durumda. E-Posta’da Kushner şunları söylüyor: “UNRWA’yı işlemez hale getirmek için samimi ve dürüst bir çaba ortaya konulması oldukça önemli.” Ve ekliyor: “Bu kuruluş, mevcut durumu devam ettirmeye çalışıyor. Barışa katkı sağlamıyor. Amacımız, statükoyu olduğu gibi devam ettirmek olamaz. Bazen amaçlarınıza ulaşmak için stratejik olarak bazı şeyleri kıracak riskler almak durumundasınız.”

Colum Lynch ve Robbie Gramer’ın bize sunduğu özet şu şekilde: “Amerikan yönetimi, tıpkı geçtiğimiz Aralık ayında Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığında yaptığı gibi, Filistinli mültecilerin durumunu İsrail lehine yeniden yapılandırmaya hazır görünüyor.”

'YÜZYILIN ANLAŞMASI'

Bu özet, ABD yönetiminin Kushner’in gözetiminde barışı sağlamak için ortaya koyduğu “Yüzyılın Anlaşması” planına ilişkin devam eden tartışmalara bizleri sürüklüyor. Nitekim medyada yer alan haberler, bu planın önümüzdeki dönem ya da Amerika’daki dönemsel seçimler sona erinceye kadar rafa kaldırılabileceğini söylüyor. Sızdırılan bazı başka bilgilerde, Trump’la damadı arasında anlaşmayı geciktiren ve damadın Amerikan yönetimi içerisindeki konumunu zayıflatan bir anlaşmazlık olduğunu ifade ediyor.

Bununla birlikte, ‘Yüzyılın Anlaşması’ ve içeriği hakkındaki sızdırmaları bir kenara bırakırsak, bütün her şey Ürdün eski Başbakanı ve deneyimli siyasetçi Tahir el Mısri’nin Anlaşma’ya dair sormuş olduğu şu soruda yatıyor: Anlaşma’ya ilişkin şu ana kadar uygulanmamış ne kaldı?

Kudüs meselesini Amerikan Başkanı Trump bitirdi. Filistinli mülteciler meselesiyle ilgili olarak Foreign Policy Dergisi’nin yayınladığı ayrıntılı yazı, Amerikan yönetiminin bu meseleyi tamamen toprağa gömme konusundaki ısrarını ortaya koyuyor. Filistin’in egemenliği reddediliyor, hatta gündeme dahi getirilmiyor. İsrail yönetimi, Yahudi Ulus Devleti meselesiniyse Knesset’te zaten kanunlaştırmış durumda. İsrail’in istediği her şey pratikte gerçekleşmiş durumda. Pratikte ortaya konan senaryo, gerçekten de en büyük anlaşmaysa, görüşme ya da pazarlığa neden ihtiyaç var ki?

TASFİYE İÇİN TARİHİ BİR FIRSAT

İsrail, Filistin meselesini tasfiye etme projesini hayata geçirmek için şu anki tarihsel andan daha iyi bir fırsat bulamaz. Bu tarihsel ânın iki şıkkı bulunuyor… Birincisi, Trump’ın etrafında Başkan yardımcısından damadına, Dışişleri Bakanı’ndan ABD’nin İsrail ve BM’deki büyükelçilerine varana kadar, bütün ekibin Siyonistlerin kendisinden daha Siyonist olması. Bunlar İsrail’e hizmet konusunda oldukça hamasiler ve İsrail sağından daha fazla Siyonistlerin amaçlarını hayata geçiriyorlar.

Newyorker Dergisinin geçen ay yayınladığı Adam Entous imzalı bir başka yazıdaysa İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ABD Başkanı Donald Trump üzerindeki etkisinin boyutlarını ve ABD’nin İsrail büyükelçisi David Friedman’ın büyük nüfuzu ve etkili rolünü ortaya koyuyor. Yazıya göre bu durum, şu anda Amerika ve İsrail’deki aşırı sağı Filistin Meselesi’ni tamamen ortadan kaldırmaya yöneltiyor.

İkinci şık ise, şu anki tarihsel dönemeçte Filistinlilerin açığa düşmesi ve Arapların stratejik zaafı şeklinde somutlaşıyor. Sadece uğursuz anlaşmayı “Bölgesel çözüm” adlı plan üzerinden kabul ettirerek değil, daha da kötüsü, İran nüfuzuna karşı “Arap NATO’su” kurmak gibi komik fikirler karşılığında Filistin Sorunu’nun kenara itilmesi ve bu davanın Arapların önem verdiği konular arasından çıkarılması isteniyor. Hikâye, gerçekte ABD’nin Araplara yönelik şantajından öteye geçmiyor.

Evet Efendim, Yüzyılın Anlaşması, kabul edecek ikinci bir tarafa ihtiyaç duymuyor. Proje tüm hızıyla uygulanıyor. Geriye sadece küçük bir bölümü kaldı. Emrivaki senaryosu kulislerde anlatılanlardan ya da haber ve sızıntıların ortaya koyduğundan çok daha tehlikeli.

*Filistin, Selefi-Cihadi Hareketler alanında uzman Ürdünlü akademisyen ve Yazar.

(Alarabi'den çeviren: İslam Özkan)