'Yüzyılın tokadı': Trump'ın Ortadoğu planı ne anlama geliyor?
ABD Başkanı Donald Trump'ın yanına İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu alarak açıkladığı Ortadoğu Barış Planı ne öngörüyor? Kudüs, İsrail'in yasadışı yerleşimleri ve bağımsız Filistin devleti için ne planlanıyor? Filistin topraklarının 'iki katına çıktığı' iddiası neye dayanıyor? 9 soruda...
DUVAR - ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Yüzyılın Planı' adını verdiği Ortadoğu Barış Planı uluslararası siyasette tartışma yarattı. Filistin tarafıyla iki yıldan uzun süredir doğrudan temas kurmamış olan Trump'ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu yanına alarak Beyaz Saray'da açıkladığı plan, İsrail'in tüm tartışmalı taleplerine olumlu yanıt vermesi ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını ihlal etmesiyle tepki çekti.
Peki, mimarlarından birinin Trump'ın damadı Jared Kushner olduğu, Trump yönetiminin 'Ortadoğu'ya barış getireceğini' iddia ettiği ve bir Filistin 'devletinin' ancak bazı koşullara bağlı olarak kurulmasını öngören plan ne anlama geliyor? Planda Filistinlilere nasıl bir devlet reva görülüyor? Kudüs ve İsrail'in işgal altında tuttuğu Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimler ne olacak? İşte planın ayrıntıları...
1- PLANIN AMACI NE?
Plan özetle, taraflar arasında yeni bir müzakere sürecinin başlatılması için dört yıllık bir 'yol haritası' sunuyor ve bu süre içinde bir Filistin devletinin kurulmasını, yani iki devletli çözümün hayata geçirilmesini öneriyor. Söz konusu sürede, Hamas'ın Gazze'den İsrail'e düzenlediği roket saldırılarının durdurulması koşulu getiriliyor.
Filistinlilere danışılmadan hazırlanan plan, kurulacak Filistin devletinin sınırları konusunda ayrıntılı öneriler içeriyor. Ancak Filistinlilerin sahip oldukları topraklar iki katına çıkarılsa da, İsrail'in Doğu Kudüs'ü ve Batı Şeria'nın yaklaşık yüzde 30'unu ilhakının önü açılıyor.
Filistinlere kurulacak devlet için verilecek olan, sanayi bölgesi olarak kullanılması planlanan ve Trump'ın "Filistin toprakları iki katına çıkarılıyor" iddiasına dayanak gösterilen yeni topraklar ise Gazze ve Mısır sınırlarındaki çöl bölgeleri...
2- KUDÜS İÇİN NE ÖNERİLDİ?
Filistinliler ile İsrail arasındaki en tartışmalı meselelerden biri Kudüs. BM kararlarında, Doğu Kudüs'ün Filistinlilere vaat edilen bağımsız devletin başkenti olması öngörülüyor ancak İsrail devleti Kudüs'ün tamamını kendi başkenti kılmak istiyordu. Geçtiğimiz yıl 'birleşik Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti olarak tanıyan Trump, planında da bu konudan geri adım atmadı.
ABD Başkanı, Kudüs'ün 'İsrail'in bölünmemiş başkenti olarak' kalmasını önerdi. Trump, kurulacak Filistin devletinin de 'doğu Kudüs'te bir başkenti' olacağını söylemekle yetindi. Plan, Filistin başkentinin İsrail'in ayrımcı duvarının doğusunda kalan Kefr Aqab, Ebu Dis ve Şuafat gibi Arap mahallelerini kapsamasını öngörüyor. Kurulacak Filistin devletinin başkentine 'Kudüs' demesine 'izin verilse de', haritada Doğu Kudüs'ün çok küçük bir parçası Filistinlilere verilmiş oluyor ve önerilen başkent Kudüs'ün dışında kalıyor.
3- FİLİSTİN DEVLETİNİN BAŞKENTİ NERESİ OLACAK?
Plan Filistin devletinin de başkenti olarak 'Kudüs'ü gösterse de, esasında kurulacak devletin başkentinin Ebu Dis beldesi olmasını öngörüyor. Ebu Dis, aslında, İsrail'in belediye sınırları uyarınca Doğu Kudüs'ün hemen doğusunda, Batı Şeria sınırları dahilinde bulunan bir belde. Burada yaşayan Filistinliler İsrail yüksek beton duvarı ve kontrol noktalarıyla çevrili. Üstelik Trump, bu duvarın iki devlet arasındaki sınırı oluşturmasını da önerdi.
Plan bu açıdan, bugüne dek yapılan müzakerelerde Filistinlilerin ısrarla dile getirdiği talepleri tamamen görmezden geliyor. Filistinliler, kentin tarihi bölgesini de kapsayacak şekilde Doğu Kudüs'ün kendilerine ait olduğunu söylüyor. BM kararları da, iki devletli çözümde Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olmasını öngörüyor.
4- FİLİSTİNLİ MÜLTECİLERİN DÖNÜŞ HAKKI NE OLACAK?
Filistinliler ile İsrail arasındaki en büyük gerilim kaynaklarından biri de, İsrail topraklarındaki veya işgal bölgelerindeki evlerini terk etmek zorunda bırakılan Filistinli mülteciler ve onların torunlarının hakları. Trump'ın planında dün açıklanan haliyle, Filistinli mültecilerden veya onların eve dönüş hakkından söz edilmiyor.
Trump bununla birlikte, planı uyarınca 'hiçbir Filistinlinin veya İsraillinin evini terk etmek zorunda kalmayacağını' söyledi. Bu ifadeler, dönüş hakkının tanınmayacağı imasını içerirken, taraflar arasındaki en tartışmalı konulardan biri olan yasadışı yerleşimler konusunda da İsrail'in ilhakının önünü açıyor.
Reuters'a konuşan Amerikalı bir yetkiliyse, planda Filistinli mültecilerin terk ettikleri evlerine değil, kurulacak Filistin devletine dönüşünün öngörüldüğünü, 'müşfik bir tazminat fonunun kurulacağını' söyledi.
5- YASADIŞI YERLEŞİMLER NE OLACAK?
İsrail'in 1967'den bu yana işgal altında tuttuğu Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te yıllar içinde inşa ettiği, Filistinlilerin gelecekteki devletinin sınırlarını daraltan ve uluslararası hukuka göre yasadışı olan yerleşimler konusunda da plan İsrail taleplerine boyun eğiyor. Zira plan, İsrail'in yerleşimlerin bulunduğu toprakları ilhak etmesine yeşil ışık yakıyor.
Planda İsrail'in yeni yerleşim inşasını dört yıl boyunca durdurması öngörülse de, mevcut yerleşimleri topraklarına katmasının önü açılıyor. ABD'nin mevcut yerleşimleri İsrail toprağı olarak tanıyacağı da belirtiliyor.
İsrail geçtiğimiz yıllarda Batı Şeria'ya 400 bin, Doğu Kudüs'e de 200 bin kişiyi yerleştirmişti.
6- PLANIN DİĞER MADDELERİ NE?
Planda, kilit talepleri karşılanmayan Filistinlilerin sahip olduğu toprakların iki katına çıkarılması; ABD'nin Filistin başkentinde büyükelçilik açması; Mescid-i Aksa ve Harem-ül Şerif gibi kutsal yerlerin durumunun korunması; İsrail'in Filistinlilere verilecek yeni topraklarda dört yıl boyunca yerleşim inşa etmemesi; tarafların bu süreçte müzakere etmesi ve Hamas'ın saldırılarına son vermesi öngörülüyor.
Plana göre, siyasi çözüm sağlanması halinde Filistin ekonomisine önümüzdeki 10 yılda destek olmak için 50 milyar dolarlık bir fon da öngörülüyor.
7- FİLİSTİNLİLER NE TEPKİ VERDİ?
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Trump'ın 'Yüzyılın Anlaşması' diye tanımladığı planı 'Yüzyılın Tokadı' olarak niteledi. Abbas, "Kudüs satılık değildir, haklarımız satılık değildir, bunlar pazarlık konusu yapılamaz" dedi. Ababs, bir 'komplo' olarak nitelediği planı reddettiklerini ilan etti.
Filistin Kurtuluş Örgütü'nden yapılan açıklamada da, planın Filistinlilere 'tarihi Filistin'in sadece yüzde 15'i üzerinde kontrol hakkı tanıdığına' dikkat çekildi.
Hamas kontrolündeki Gazze'de de dünden bu yana protesto gösterileri düzenleniyor. Hamas'tan yapılan açıklamada da, 'Filistin'in ulusal projesini yok etmeye çalıştığı' belirtilen plan reddedildi.
8- TEPKİLER NE YÖNDE?
Birleşik Arap Emirlikleri planın 'müzakerelere dönüş için iyi bir başlangıç noktası olduğunu' savunurken, Amerikan müttefikleri Suudi Arabistan ve Mısır'dan da olumlu açıklamalar gelmesi dikkat çekti. Avrupa Birliği de planın 'başlangıç için olumlu' olduğu yönünde bir açıklama yaptı. Bununla birlikte, Arap Birliği cumartesi günü olağanüstü bir toplantı düzenleyecek.
BM Genel Sekreteri António Guterres ise İsrail'in Batı Şeria ve Gazze'yi işgal ettiği 1967'den önceki sınırlara dayalı bir iki devletli çözümü desteklemeye devam ettiğini söyledi. Guterres'in sözcüsü, BM kararlarına ve uluslararası hukuka uygun bir barış anlaşması çağrısında bulundu.
Türkiye ise plana sert tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Kudüs Müslümanların kutsalıdır. Kudüs'ün İsrail'e verilme planı asla kabul edilemez. Açıklanan plan, barışa ve çözüme hizmet etmeyecektir" açıklaması yaptı.
9- NEDEN ŞİMDİ?
Planı eleştirenler, Trump ve Netanyahu'nun ülkelerinin iç siyasetinde epey zor durumda oldukları için dikkatleri başka yöne çekmek istediklerini söylüyor. Zira Trump azil sürecinden geçerken, mart ayında zorlu bir genel seçime girecek olan Netanyahu hakkında da da dün rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla resmi iddianame hazırlandı. Trump'ın Ortadoğu sorunu hakkındaki tartışmalı kararlarının neredeyse tamamının, İsrail'de aylardır devam eden hükümet krizinde Netanyahu için kritik anlarda açıklandığına dikkat çekiliyor. (DIŞ HABERLER)