'Zamanın kutusu' parçalanırken ne yapmalı?
Haluk Yurtsever'in 'Dünyada ve Türkiye’de Komünist Ufuk' çalışması Yordam Kitap tarafından yayımlandı.
Ali İleri
Haluk Yurtsever, Eylül 2023’te Yordam Kitap tarafından yayımlanan 'Dünyada ve Türkiye’de Komünist Ufuk'ta, yine aynı yayınevince Kasım 2021’de yayımlanan 'Uygarlık Dönemeci' kitabında ileri sürdüğü teorik-ampirik çerçevenin öne çıkardığı sorunları, fırsat ve olanakları tartışıyor. Bir dönem emperyalizmin stratejik aklını temsil eden Brzezinski’nin yıllar önce yaptığı, "Hepimiz geleceğe doğru bir yarış içindeyiz ama geleceği biçimleyen bizim arzularımız değil, giderek artmakta olan değişimlerin hızıdır. Dünya sanki otomatik pilota bağlanmış ve hızı gittikçe artan ama hangi yöne gideceği belli olmayan bir uçağa benziyor"(1) itirafında yer alan ve Marx’ın kapitalizmin temel işleyiş mantığını doğrulayan uçağın yönünü gösteriyor. İnsanlığın hızla kendi geleceği hakkında yaşamsal bir tercih yapacağı eşiğe sürüklendiği bir dünyada sadece aydınların değil, giderek her insanın zihnini işgal etmeye başlayan 'Ne yapmalı?' sorusuna yanıt arıyor.
Her iki yapıt da gücünü, yazarın "kapsayarak aşan ya da aşarken kapsayan eleştiri" olarak tanımladığı Marksist yöntemden alıyor.
Bir önceki yapıtında uygarlığın sermaye egemenliğinde aldığı yolun tükendiğine, kapitalist sistemin tarihsel sınırlarına, kendisinin de tarih olacağı bir eşiğe yaklaştığına, bu bağlamda uygarlıkta zorunlu bir rota değişikliğine işaret eden Haluk Yurtsever, son yapıtında eş zamanlı olarak aynı süreçte yeni bir toplumsal sistemin öğelerinin oluşmakta olduğuna dikkat çekiyor. Bu öğelerin üstünde yükselip serpileceğini öngördüğü sınır bilincini, devrim ve özne sorununu güncelleyerek irdeliyor. Bu güncellemenin ışığında devrimci bir içerik ve işlev yüklediği mücadele, başlık ve hedefleriyle, insanlığın gelecek kaygılarına bütünüyle son vereceği yeni bir topluma geçişin devrimci siyasal programını tartışmaya açıyor.
TEORİDEN PRATİĞE, TARİHTEN GÜNCELLİĞE
Sınırdan güncele bir bakışla yazar, günümüz dünyasının kaotik görünümü içinde birbiriyle ilintisiz gibi görünen olguları bütüne dair anlamlı bir kavrayışın öğelerine dönüştürmeyi başarıyor.
Böylece yapıt, daha matbaada basılmayı beklerken Filistin’in özgürlük mücadelesini dünyanın gündemine taşıyarak yeniden anımsatan 7 Ekim isyanının neden ve ne için İsrail’in tek yanlı soykırımına dönüştüğünü; başta ABD, bütün emperyalist devletlerin nerede ise Ortadoğu’yu tümüyle haritadan silecek bir silah gücünü bölgeye alelacele neden yığdığını, Gazze katliamının Ukrayna-Rusya savaşı ile arasındaki derin bağı açıklayan bir güç ve canlılık kazanıyor.
Marx, dev eseri 'Kapital’de kapitalizmin devrimci eleştirisini yapmakla kalmamış, onun insanlığın toplumsal ilerlemesinde sınırlı ve sonlu, geçici bir evre olduğunu teorik olarak kanıtlamış; tarihsel mazeretini dünya ölçeğinde komünizmin kurulacağı bir dünya piyasası yaratmak olarak açıkladığı sermayenin bu tarihsel görevine eninde sonunda ihanet etmek zorunda kalacağını yazmıştı. Marx’ın ardıllarına bıraktığı teorik ipuçlarından hareket eden yazar, bugün somut olarak kendi tükenmişliğine sonsuzluk kazandırmak amacıyla tarihsel ve doğal sınırlarını zorlayan kapitalizmin o tarihsel yol ayrımında olduğunu ileri sürüyor. Tezini, bu sınırın ötesinde sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın nesnel zemini işlevini de görecek olan, geri dönülmez biçimde organik bir bütünlük ve nitelik kazanmış bir dünya piyasasının varlığına dayandırıyor.
UZLAŞMAZ ÇATIŞMA
Günümüzde kapitalizmin temel çelişkisi, devleti ele geçirerek aşan sermayenin yaratmış olduğu dünya piyasasının genişleyen ve çeşitlenen insan ihtiyaçlarının karşılanmasında gereksinim duyduğu merkezi koordinasyon ve plan ihtiyacı ile sermayenin doğasında verili olan rekabet ve parçalanmışlığın siyasal ifadesi ülke devletlere bölünmüşlüğü arasındaki uzlaşmaz çatışma biçimine bürünmüştür.
Bu temel çelişki, bugüne değin vekiller aracılığıyla süren hegemonya ve yeniden paylaşım kavgasının neden iradelerinden bağımsız olarak asıl faillerin başrole soyunduğu daha büyük bir savaşa dönüşmek zorunda kalacağını açıklıyor. Ayrıca, bir yanda ABD ve müttefiklerinin, diğer yanda Çin-Rusya ve müttefiklerinin yer aldığı bu yeniden paylaşım ve hegemonya savaşının önceki iki büyük savaş gibi kapitalizm çerçevesinde yeni bir hegemonik işleyişle neden sonuçlanamayacağını da anlatıyor.
KAPİTALİST DEMOKRASİNİN SONU
Son yirmi yıl içinde en gelişmişinden en ilkeline, kapitalist demokrasilerin içinin neden boşaldığını/boşalmak zorunda kaldığını, kapitalist sınıfın öne sürdüğü siyasi liderlerin neden giderek daha fazla birbirine benzeyen otokrat karikatürlere dönüştüğünü, sosyal demokrasinin ve yeşil hareketin beşiği Almanya’da sosyal demokratların ve yeşillerin ağırlığındaki hükümetin neden Ukrayna’da savaşın, Gazze’de katliamın yanında yer aldığını/almak zorunda kaldığını artık anlamak zor değil.
'Dünyada ve Türkiye’de Komünist Ufuk'a göre tüm bu olgular ve benzerleri, kapitalizmin sınırlarına gelip dayanmış olduğunun hem kanıtı hem de sonucudur.
Haluk Yurtsever bu yapıtıyla, bir yandan teorik yeniden üretimin önünü tıkayan kalıp ve klişeleri temizlemeye, aşmaya çalışırken, diğer yandan dünyada ve Türkiye’de komünist harekete, doksanlı yılların başında reel sosyalizmin çözülmesiyle girdiği ve halen içinden çıkamadığı yalıtılmışlık ve dağınıklık haline son verebilecekleri somut bir izlek, komünist bir ufuk sunuyor. En önemlisi de, bunu yalın bir Türkçe ile sürükleyici bir roman tadında rahatça okunabilen bir kitapla başarıyor.
1. Z. Brzezinski, Kontroldan Çıkmış Dünya, Türkiye İş Bankası Yayınları, İkinci basım, Şubat 1996, s: XII. (Vurgu bana ait.)
Başlıkta geçen 'Zamanın kutusu': "Zaman kutusu" Marx’ın 'Felsefenin Sefaleti’nde kullandığı bir eğretileme. Marx bu kitabında, "Zaman her şey, insan hiçbir şeydir; insan olsa olsa zamanın kutusudur. Nitelik artık önemli değildir. Her şeyi belirleyen yalnızca miktardır" diye yazarak aslında insanın güncel kapitalizmdeki açmazını erkenden dile getirmişti. (Çeviren Ahmet Kardam, Sol Yayınları, Beşinci Baskı, Ankara, 1999, s. 53