Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Güngör: Böyle giderse asla ucuz et yiyemeyeceğiz

Ziraat Mühendisleri Odası, kurban bayramı öncesi önceki yıllara ait ithal edilen küçük ve büyükbaş hayvan sayılarını içeren TÜİK verilerini paylaştı. Başkan Özden Güngör, hayvancılık ve tarım alanında ithalatın önüne geçilmesi gerektiğini söyledi.

Abone ol

ANKARA - TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Kurban Bayramı öncesi yurt dışından ithal edilen hayvanlara ilişkin TÜİK verilerini kamuoyuyla paylaştı. Bu yılın ilk yarısında 20 farklı ülkeden sığır ithal edildiğini gösteren verileri değerlendiren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör hem hayvancılık hem de tarım alanında ithalatın sınırlandırılması gerektiğini belirtirken yakın süreçte gıda sorunun da yaşanacağını belirtti.

KOYUNLARIN YÜZDE 70'İ AVUSTRALYA'DAN GELDİ

Ziraat Mühendisleri Odası'nın hatırlattığı TÜİK 2017 verilerine göre Türkiye'de 16 milyon sığır bulunuyor. 2017 yılında ithal edilen sığır sayısı 18 ilin toplam sığır sayısından fazlaya denk geliyor. 2018 yılında da ithalattaki tablo değişmedi. 2018'in ilk altı ayında 20 farklı ülkeden sığır ithal edildi. İthalat rakamları içinde yüzde 34.3 ile Brezilya ilk sırada yer alırken yüzde 31.66 ile de Uruguay ikinci sırada yer aldı. 2018 yılının ilk altı ayında ithal edilen 245 bin koyun da 8 farklı ülkeden Türkiye'ye geldi. İthal edilen koyunların yüzde 70’nin adresi Avustralya oldu.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör

'BÖYLE GİDERSE İNSANLAR HAYVANCILIĞI BIRAKACAKLAR'

Hayvan ithalatı rakamlarının artışının endişe verici olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, "Hayvan ithalatı her geçen gün artarken, üreticilerimizi kârlı üretim yapabilir hale getirmek zorundayız. Bu zorunluluk öncelikle doğru tarım politikalarını, meraların, yaylaların korunmasını, yem ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanmasını gerektiriyor. Bu ithalat rakamlarıyla ne hayvan üreticisi para kazanır ne et fiyatları ucuzlar. Biz de sürekli tüketici olarak eti pahalı yeriz. Yapılması gereken ithalata son verilmesidir. Türkiye'de gerekli yatırımlar ve destekler hayvan üreticilerine sağlanmıyor. Yurt dışından GDO'lu yemler getiriliyor. Çeşitli maddeler ilave ettirilerek burada karma yemler hazırlanıyor. Dışarıdan alınan tüm katkı maddeli yemler dolarla alınıyor haliyle. Bunlar da ağırlıklı olarak Amerika'dan geliyor. Bu yemlerin fiyatları açısından da besici altından kalkamayacak durumda. Bu yem fiyatlarıyla hayvan beslemek, hayvanı geliştirmek ve satmak mümkün değil. Böyle giderse insanlar hayvancılığı bırakacaklar" dedi.

'VERDİKLERİNİN İKİ KATINI KDV İLE ÖTV İLE ALIYORLAR'

"Bakanlık yetkilileri sürekli 'yerli ve milli' diyorlar. Madem yerli ve milli burada yapılması gereken üreticiye destek vermektir" diyen Güngör'e göre hayvancılığın dışında tarımda da kriz var. Tarım alanlarının korunmadığını ve üretim imkanlarının her geçen gün daraldığını belirten Güngör, "Mera alanlarını korumazsan, tarım alanlarını korumazsan, üreticiyi desteklemezsen bu girdi maliyetleri karşısında üreticinin üretim yapması mümkün olmaz. Mevcut politikalarla tarımın, hayvancılığın gelişmesi mümkün değil. Hükümet üreticilere destek verdiğini iddia ediyor fakat verdiklerinin iki katını ÖTV ile KDV ile geri alıyorlar. Bugün mazotun fiyatı altı lirayı geçti. Tohumda yüzde 31, gübrelerde yüzde 35-40, tarım ilaçlarında yüzde 40 zam var. Bu girdi maliyetleri konusunda inanılmaz artış var. Üreticiyi bu maliyetleri gidermek adına desteklemezseniz, ürettiklerini gerçek maliyetler üzerinden vermezseniz üretici üretimden kopar" diye konuştu.

'MESLEK ODALIĞINDAN ÇIKTIK HUKUK BÜROSU HALİNE GELDİK!'

Yakın süreçte Türkiye'de gıda sorunun ortaya çıkacağını belirten Güngör sözlerini şöyle sürdürdü, "Tarım alanlarınız daralırsa, üretici para kazanmayıp üretimden koparsa sonuç ne olacak? Bizim bu konuda tedbirler almamız gerekiyor. 2019'dan tutun 2025'e kadar kuraklığı, iklim değişikliği vs. düşünerek gıda fiyatlarının en az yüzde 30-40 artacağını düşünüyorum. Nüfusumuz hızla artıyor. Bu nüfus 100 milyona çıktığında ne olacak? Siz bu insanları nasıl doyuracaksınız. Dünyada birçok ülke kendi gıda stokunu yapmaya çalışıyor. Önümüzdeki günlerde de Türkiye'de gıda fiyatlarının artış göstereceğini düşünüyorum. Yapılması gereken ithalatın bırakılması, üreticinin desteklenmesidir. Tarım Bakanlığı'na işi bilen kişilerin gelmesi lazım. Biz meslek odalığından çıktık hukuk bürosu haline geldik. Tarım topraklarımız korunsun, meralarımız korunsun diye son 1 yılda 150'den fazla dava açtık."