Anadolu Ajansı kameramanı Muntasır es-Savvaf, İsrail saldırısında hayatını kaybetti
İsrail'in, Gazze'de 18 Kasım günü evini vurduğu ve ailesi öldürdüğü, kendisi yaralı kurtulan AA kameramanı Muntasır es-Savvaf, bugün düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti.
DUVAR - Anadolu Ajansı'nın (AA), abluka altındaki Filistin'in Gazze Şeridi'nde serbest habercisi olarak görev yapan kameramanı Muntasır es-Savvaf, İsrail hava saldırısında yaşamını yitirdi.
İsrail ordusu, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda sivillerin yanı sıra gazetecileri ve ailelerini hedef almaya devam ediyor.
Savvaf'ın dayısının oğlu Hasan Ismameh, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Kameraman Muntasır es-Savvaf, kardeşi Mervan ve bazı akrabaları Gazze Şeridi'nin güneyindeki ed-Durc mahallesinde İsrail bombardımanında şehit oldu" dedi.
Muntasır'ın bombardımanda ağır yaralandığını ve yaklaşık yarım saat ambulans ve sağlık ekiplerini beklediklerini ancak gelmemesi üzerine şahsi bir araçla Baptist Hastanesi'ne nakledildiğini ifade eden Ismameh, doktorların, Muntasır'ın durumunun ağır olduğunu ve çok kan kaybettiğini belirterek tıbbi yetersizlikten dolayı müdahale edemediklerini söyledi.
Ismameh, Muntasır'ın kardeşi ve akrabalarıyla birlikte kentteki el-Batş mezarlığına defnedildiklerini kaydetti.
AA GENEL MÜDÜRÜ KARAGÖZ'DEN TAZİYE MESAJI
AA Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Karagöz, Muntasır'ın İsrail saldırılarında hayatını kaybetmesinin ardından taziye mesajı yayımladı.
Karagöz mesajında, "Savaşın başından itibaren 71 gazeteci meslektaşımızı İsrail yönetiminin Gazze’deki saldırılarında kaybetmiştik. Bugün de Ajansımızın çalışanı Muntasır es-Savvaf bu saldırılarda maalesef hayatını kaybetti. Anadolu Ajansı olarak Gazze’de çok zor koşullarda görevlerini büyük bir özveriyle yerine getiren meslektaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması için mücadele ediyoruz. Hem Muntasır es-Savvaf hem de Gazze’de İsrail yönetiminin saldırılarında hayatını kaybeden tüm meslektaşlarımız adına bu saldırıları gerçekleştirenlerin uluslararası hukuk önünde hesap vermesi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Çalışma arkadaşımıza ve Gazze’de hayatını kaybeden tüm arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.
Karagöz mesajında, şöyle devam etti:
"Bugün İsrail yönetiminin Filistin'e attığı bombalar yalnızca Filistinli çocuklara, hastanelere, okullara, camilere ve kiliselere düşmüyor; aynı zamanda Batı değerlerine, uluslararası hukuka, insan haklarına ve iyilik adına ne varsa onun üzerine de düşüyor, bu değerleri de paramparça ediyor. Gazze'de esas kaybedenlerden birisi de bu değerler ve bu değerlerin içini boşaltan uluslararası toplumdur."
İSRAİL, 18 KASIM'DA SAVVAF'IN EVİNİ VURMUŞTU: AİLEM SOĞUKKANLILIKLA ÖLDÜRÜLDÜ
İsrail'in 18 Kasım'da düzenlediği bombardımanda da Muntasır es-Savvaf'ın evi vurulmuştu. Savvaf yaralanırken, araştırmacı-yazar olan babası Mustafa es-Savvaf, annesi, iki erkek kardeşi ve onların çocuklarının da bulunduğu Savvaf ailesinden yaklaşık 30 kişi ölmüştü.
Katliamı anlatan Savvaf, 23 Kasım'daki açıklamasında "İsrail savaş uçakları ailemin evine hava saldırısı düzenleyerek evi içindekilerin başına yıktı. Ev şiddetli bir şekilde yok oldu. İşgal güçleri, çocuk-yaşlı ayrımı yapmadı, ailem soğukkanlılıkla öldürüldü. Çok üzgünüm, acı ve dehşet içerisindeyim" demişti.
İsrail'in bombardımanında öldürülen 47 yakınının çoğunu enkazdan çıkardıklarını aktaran Savvaf, "Geri kalanını da ilkel yöntemlerle enkaz altında arıyoruz çünkü arama kurtarma ekipleri ihtiyaç duyduğu temel ekipmanlardan yoksun" diye konuşmuştu.
'İŞGALCİLERİN YAPTIKLARI BİZİ İŞİMİZDEN ALIKOYAMAYACAK'
Bombardımanda sağ gözünden yaralanan ve yüzünün birçok yerinde deformasyon oluşan Savvaf, insani krizin ortasında ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini almadığını söylemişti.
Doktorların "uzaktan rehberliği ile gözünü tedavi etmeye" çalışan Savvaf, "Bombardıman sonucu sağ gözüm yaralandı, tedavisini yapacak doktor aradım ama bulamadım. Şu anda internet ve telefonla iletişim kurduğum doktorların tavsiyeleri doğrultusunda kendimi tedavi etmeye çalışıyorum. Yaralanmam hayati tehlike teşkil etmiyor ancak bir göz doktorunun tedavisine ihtiyacım var" ifadelerini kullanmıştı.
Savvaf, "Gazze şehrine göre biraz daha az tehlikeli sayılan Gazze’nin güneyine gitmeyi düşünmüyor musun?" sorusuna verdiği yanıtta, tüm risklere rağmen bölgeyi terk etmeyeceğini ve işini yapmayı sürdüreceğini vurgulamıştı.
Filistinli kameraman, "Burada kalacağız. Her şeye rağmen işimizi yapmaya ve Gazze’den çektiğimiz görüntüleri göndermeye devam edeceğiz. Son nefesimize kadar devam edeceğiz. İşgalcilerin bize yaptıkları bizi işimizden alıkoyamayacak" demişti. (HABER MERKEZİ)