Clinton'a bağış haberleri üzerine
'Adil Öksüz’den Clinton’a bağış' haberlerinde, bilinçli ya da bilinçsiz, Amerikan politik sisteminin ayrıntılarına hakim olmamaktan kaynaklanan maddî hatalar yapıldı.
Burak Tekin*
Dün medyada yer bulan ve genelde “Adil Öksüz’den Clinton’a bağış” başlığıyla verilen haberlerde, bilinçli ya da bilinçsiz, Amerikan politik sisteminin ayrıntılarına hakim olmamaktan kaynaklanan maddî hatalar yapıldı. Bunun yanı sıra haberin sunulduğu mecraya göre atlanan bazı detaylar da oldu. Bu yazının amacı hem bazı önemli ayrıntıları kısaca hatırlatmak, hem de Yeni Şafak, Hürriyet ve Sabah’ın haberlerini orijinal haberle mukayese etmek.
Öncelikle, bağışın yapıldığı “Ready PAC” nedir ona değinmek lâzım. Bu bir “super PAC (Süper Politik Eylem Komitesi)”. Haberlerde değinilmeyen, ya da üstünkörü geçilen ayrıntılar ise şunlar:
*Super PAC’ler, sıradan PAC’lerin aksine yasalar gereği adaylarla ve kampanyalarıyla hiçbir ilişki içinde olamıyor, onlara doğrudan para bağışı yapamıyor. Bu hususta bazı yasal boşluklar mevcut, fakat super PAC’e bağış yaptığınızda “adaya” ya da “adayın kampanyasına” bağış yapmış olmuyorsunuz.
*Super PAC’lerin gene yasalar gereği bağışçılarını açıklama yükümlülüğü yok.
*Ready PAC, Hillary Clinton’ın başkan adayı değil, Demokratların başkan aday adayı olabilmesi için kampanya yapan bir komiteydi. Nisan 2015’te Clinton’ın resmen başkan aday adayı olmasıyla birlikte misyonunu tamamladı.
Şimdi haberlere bakalım:
*Clinton kampanyasının soruları yanıtlamadığı belirtiliyor, ama yukarıda değindiğim üzere Clinton kampanyasının bu soruları cevaplayacak bilgiye sahip olması beklenemez zira super PAC kampanyadan bağımsız olmak zorunda olan bir kuruluş.
*Gökhan Özkök’ün Ready PAC’in mali eş başkanı olduğundan bahsedilse de, 2015 itibariyle bu ünvanı taşıyan toplam 232 kişi var. (link) Daha da önemlisi; malî eş başkan ünvanını almak isteyen üyeler, 25 bin dolar bağışta bulunma yahut bu meblağda bağış toplamak zorunda. (link) USA Today’in haberinde Özkök’ün 10 bin, Özkan’ın 20 bin dolar bağış yaptığından bahsediliyor.
Burada bir parantez açıp çok afakî olmayan bir yorum yapalım: Geri kalan miktarı tamamlama arzusu, haberlerde iddia olunan paravan şirketler vasıtasıyla bağışları açıklayıcı bir unsur olabilir. Zira Öksüz’ün bağışladığı 7500 doları ve akrabası Urgulu’nun iki araba satış yerinden gelen 12500 doları Özkök ve Özkan’ın bağışlarına eklemek bizi 50 bin toplamına ulaştırıyor. (Haberde daha önce bahsedilen 62 bin toplamının ayrıntılı dökümü mevcut değil, o yüzden diğer 12 bin alâkasız kişilerden olabilir)
Haberlerde atlanan/yanlış bahsedilen diğer ayrıntılar ise şöyle:
*Yeni Şafak ve Hürriyet’in haberinde Mustafa Urgulu’ya ulaşılamadığı belirtiliyor, fakat USA Today kendisine ulaşmış. Urgulu “Demokrat Parti’de toplandığımızda bağış yapmak zorundaydık” açıklamasını yapıyor, neden bağış yapmayı bıraktığı sorusuna da “işlerime yardımcı olur sandım ama olmadı” diye cevap veriyor. Bağışların neden yapıldığına dair bir önemli açıklama atlanmış.
*Sabah’ın haberinde “Özkök de Clinton'ın Ready PAC'ine 8 bin dolar verdi.” ifadesi var, fakat orijinal haberde Özkök’ün bu bağışları başka Clinton kampanyalarına yaptığı ifade ediliyor. Gene Özkan’ın ulusal finans eş başkanlığı yapmasına değinilirken, bu ünvanın ne anlama geldiği atlanmış.
Diğer ufak tefek maddî hatalara da değinilebilir fakat başta da dediğim gibi ayrıntılarda boğulmaya gerek yok. Toparlamak gerekirse; mevzubahis super PAC zaten kapanmış durumda ve Clinton kampanyası ile doğrudan ilişkisi hiçbir zaman olmadı; bu bağışların motivasyonu yerel inisiyatifler olabilir, miktarların anlattığı bir hikâye var; ve haberlerde değinilen ünvanlar ilk bakışta olduğundan daha önemsiz. Bu illaki önemsiz olmayan haberlerden daha büyük anlatılar yaratılmak istenirse, bu ayrıntıları akılda tutmanın faydalı olacağını düşünüyorum.
*Bağımsız araştırmacı