Ermeni soykırımı döneminde çocuk istismarının şahidi
Önce Meclis’te ardındansa tüm toplumda tartışmaya neden olan düzenleme sebebiyle cinsel istismar yeniden Türkiye’nin gündeminde. Bu topraklar özelinde aynı konu 100 yıl önce de tartışılıyordu. Dünya kamuoyunun gündemine taşıyansa Ermeni Soykırımı’ndan kurtulan Arşaluys Mardiganyan’dı.
Serdar Korucu
Ermeni Soykırımı sırasında kadınlar kadar cinsel istismara uğrayan bir başka kesim çocuklardı. Soykırım sürecinde hayatta kalıp yaşadıklarını Batı kamuoyuna aktardığı için Ermenilerin Jeanne d'Arc’ı olarak anılan Arşaluys Mardiganyan’ın anlatısı içinde de çocuklara yönelik cinsel istismar yer alıyordu.
Ermenice ismi “sabah ışığı” demek olan, ileriki yıllarındaysa “Aurora” diye anılacak Arşaluys Mardiganyan 1901’de Osmanlı vatandaşı olarak Çemişgezek’te doğdu. Ailesinin maddi durumu iyiydi. Babası zengin tüccardı.
14 YAŞINDAKİ MARDİGANYAN’A HÜSEYİN PAŞA 'TALİP OLUYOR'
Mardiganyan 1915’te 14 yaşındaydı. Ve bu yaşında, “Sultanın dostu, despot ve zengin” diye andığı Hüseyin Paşa’nın kendisini üç kez babasından istediğini yazıyordu. Hikayesini konu alan ve 1918’de yayımlanan, Pencere Yayınları’nın Diran Lokmagözyan’ın çevirisiyle Türkçe olarak bastığı “Parçalanmış Ermenistan” kitabında… Bu talep soykırım kararı henüz şehre ulaşmadan önceydi. Üçünde de aile Paşa’yı reddetmeyi başarıyordu. Nedeni ise ailenin Britanya Elçisi ile olan yakın ilişkileriydi…
Fakat buna rağmen soykırım süreci aileyi vuruyordu. Arşaluys Mardiganyan önce babası ve erkek kardeşinin katledildiğini görüyor, ardındansa annesi ve kızkardeşleri ile Suriye çöllerine sürülüyordu, diğer Ermeni kafileleri ile birlikte. Türk haremleri ya da Kürt çetelerinden korunmak için çarşaf giyseler bile bu önlem onları kurtaramıyordu.
'DOKUZ YAŞINDA BİR KIZI ÇEKİP GÖTÜRDÜLER'
Aile yol üzerinde çok sayıda çocuğun kaçırıldığını görecekti:
“Dokuz yaşında bir kızı, haykırışlarına aldırmadan, gözlerimin önünde çekip götürdüler. Akrabaları şikayet ettiğinde “kızın son noktanız olan Suriye çöllerinden kurtulduğu için sevinmelisiniz”, oldu cevap.”
Arşaluys Mardiganyan da sık sık ailesinden kopartılıyordu. Çeteler onu sürekli bir beye ya da ağaya satıyordu. İttihat ve Terakki Partisi üyesi Kemal Bey’in elinden Ermeni Soykırımı nedeniyle kana boyanmış bir nehre atlayarak, Hacı Gafur’un haremindense yüksek pencereden canı pahasına kendini yere bırakarak kurtuluyordu.
Kaçışı yalınayak, yarı çıplak ve aç bir halde o dönem Rus birliklerinin denetimindeki Erzurum’a ulaşması ile sona erdi. Oradan da Amerika’ya ulaştı ve sesini dünyaya duyurmayı başardı.
'16 ÇARMIH YIĞILIYDI, BİZ İSE 17 KİŞİYDİK'
Kitabı “Rusların Açık Arttırması” adıyla filme dönüştükten sonra Mardiganyan, yaşamının nasıl bir mucizeye bağlı olduğunu, 11 Mayıs 1919 gecesi, New York’taki Lou tiyatrosunda sorulara verdiği yanıtta anlatıyordu:
“Sizin beni bugün, bu sahnede görmeniz bir tesadüftür. Bakram Bey ve onun vahşi Kürtleri biz 17 kızı önlerine oturtmuş atlarını antik Diyarbakır şehrine doğru sürüyorlardı. Şehrin kapıları kapalıydı. Bakram Bey ise artık bizimle ilgilenmek istemiyordu. Biraz ötemizde 16 çarmıh yığılıydı, biz ise 17 kişiydik. Bir çarmıh eksikti. İşte bu yüzden ben bugün buradayım.”
* İsmini Aurora Mardiganian’dan alan ve olağanüstü zor koşullar altında insanlık için mücadele edenlere verilen “Aurora Ödülü” ilk kez 2016 yılının 24 Nisan’ında sahibini buldu. Ödül, Yerevan’da düzenlenen törenle Burundi'de iç savaş sonucu yetim kalan çocukların bulunduğu Maison Shalom Yetimhanesi’nin kurucusu Marguerite Barankitse’ye verildi.