Şiddetin yeni biçimi mobbing

Batılı kapitalist ülkelerde bu olgu 1980’lı yıllardan bu yana biliniyor. Bizde ise hâlâ belli dar bir alanda bilinmesinin temel nedenlerinden biri Türkiye’de kaba şiddet biçimlerinin hala uygulanıyor olmasından.

Google Haberlere Abone ol

Hasan Kaya

Batılı sanayi toplumları sanayileşmenin birçok nimetlerinden yararlanırken bir yandan da sanayileşmenin getirdiği sorunlarla uğraşmak durumunda kalmışlardır. Yakın bir zamana kadar Türkiye ve Türkiye gibi ülkelerde pek sözü edilmeyen Mobbing Batının sanayileşmiş toplumlarında gündelik dile kadar girmiş bir sözcüktür.

Bu konuda kendi bilgilenmemizi sağlamak amacıyla Türkçe kaynak aramalarımız boşa gittiğinde, buna önce şaşırdık, ancak araştırmalarımızın bir noktasından sonra Türkçe kaynak eksikliğinin doğal olduğunu gördük. Türkçe kaynak eksikliğinin aksine bolca Almanca kaynak bulmak hiç de zor olmadı. Internet’te onlarca sayfaya ulaştık. Almanca sayfaların çokluğu ve bu konudaki kitap ve malzemenin zenginliğinden başka, yardım almak amaçlı yardım merkezlerinin çokluğu ve çeşitliliği konun Almanya’daki boyutunu anlatmaya yetiyordu.

Ulaştığımız kaynakların büyük çoğunluğu konuyu işyerlerindeki mobbinge sınırlı ele almakta. Bunun dışında okullarda eğitim sürecinde eğitmen öğrenci, öğrencilerin bir birine yaptığı mobbing dışında olayı toplumun değişik kesimlerinde gözlemleyen ve/veya ele alan çalışmalara pek rastlamadık…

Ancak bu çalışmaların tümüne bakıldığında ve mobbingin tanımı ve uygulama biçimleri göz önüne alındığında çok kolaylıkla görülecektir ki mobbing sadece okullar ve işyeri ile sınırlı bir olgu değil…

Belki en doğru yaklaşım birden fazla kişi ile bir arada olunan her alanda mobbing olgusunun gözlenebileceğini kabul etmek ve izini sürmek daha doğru olur.

MOBBING NEDİR?

“İş yerinde ruhsal taciz anlamında kullanılan mobbing’in Türkçe anlamı saldırma, sataşma ve hücum etme.” Bu tanımdan hareket edersek yukarıda da belirttiğimiz gibi mobbingin inceltilmiş şiddet olduğunu söylemek mümkün.  Bildiğimiz kaba şiddet ve taciz olgusundan farklı bir yan içerdiği tanımın kendi içinde zaten verilmiş olduğundan bu tespitimiz çok da yanlış değil.

Bu tanımın kendisi Mobbing’in salt iş yeri ile sınırlı olmayacağını biraz daha belirginleştiriyor. Örneğin bir kitle örgütü, siyasal parti, dernek veya insanlarla ilişkide olduğumuz her hangi bir sosyal çevre içinde ve evde mobbing mağduru olmamız mümkün.

Sosyal çevremizde mobbinge maruz kalmak kolay aşılabilir. Örneğin bir dernek veya bir gurup arkadaş içinde buna maruz kaldıysanız o dernek veya sosyal çevre ile ilişkinizi kesmeniz bu saldırıdan kurtulmanız için yeterli olabilir. Ancak ev işyeri ve okulda mobbingden kurtulmak son derece zordur.

MOBBING MAĞDURU OLDUĞUMUZU NASIL ANLARIZ?

Geceleri uyumakta zorlanıyorsanız, gün boyu nedenini açıklamadığınız bir sıkıntı ve karın kasılmaları yaşıyorsanız. Her sabah güne başlarken işyerinde/okulda yaşayacaklarınızı düşünmeye başlıyorsanız. Başınıza gelecekleri merak ediyor, bütün bunlardan kurtulmanın tek yolu olarak işten çıkmayı, okula gitmemeyi düşünmeye başlamışsanız, üretkenliğiniz düşmüş ve kimsenin size yardım edemeyeceğini düşünmeye başlamışsanız; siz bir mobbing mağdurusunuz”

Bu aktarmadan hemen sonra bir kaç şeyi daha eklemek gerekiyor. Akşamları eşinizin işten çıkış saati yaklaştıkça bir huzursuzluk ve ne yapacağını bilmeme telaşı yaşıyorsanız, sürekli bir diken üzerinde oturma hali içindeyseniz, eşinizin eve gelmesini istemiyorsanız bu yaşadığınızın nedeni ne olabilir ki.  Daha kötüsü babasının veya annesinin işten eve gelme saati yaklaştıkça telaşlanan çocukların durumu. Çocukların bu saat yaklaştıkça huzursuz olma nedenleri ne olarak değerlendirilmeli?

Bütün bu veriler çoğaltılabilir değişik kesimler için değişik birçok şey sıralamak olanaklı. Ancak değişmeyen bir gerçek var. O da: bazı yaşam alanlarımızda kendimizi mutlu duyumsamamızdır. Bu bazen bulunmak zorunda olduğumuz bir yerde bütün zaman dilimi içinde olurken, bazen de o yerde kendimizi mutlu duyumsamamamıza neden olan bir veya birkaç kişinin olması ile de sınırlı olabilir.

Toplumda herkesin mobbing mağduru olması olanaklı. Mobbingi diğer şiddet türlerinden, kaba şiddet ve tacizden ayıran özellik ruhumuza ve ruhsal dünyamıza yapılmış bir saldırı olmasıdır. Yeri gelmişken; Mobbing’in fiziki şiddet araçlarının ve yöntemlerinin kullanılmıyor olması, onun şiddet olarak tanımlanmasının önünde engel olmadığını söylemek gerekir…

HANGİ HALLERDE MOBBING'DEN SÖZ EDEBİLİRİZ?

Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da; bizi her rahatsız eden, anlık üzen tartışma, çatışma, firik ayrılığını mobbing olarak değerlendirmek doğru olmaz.

Mobbingden söz ediliyorsa burada zaman faktörü çok önemli rol oynar. Sistemli ve sürekli bir saldırının olması önemli bir ölçüttür.  (en az haftada bir kez) Ve bunun uzun bir zaman dilimi içinde (en az altı ay) yaşanmış olması da mobbing olgusunun olduğunun kabullü için öngörülenlerdendir.

Bu durumda bir seferlik ve bir kaç kez olan olayları mobbing olarak değerlendirmemek gerekir. İlişkilerde İngilizce “conflict,” Almanca “Konflikt” sözcüklerinin karşılığı olarak Türkçe de “çatışma” sözcüğü ile karşıladığımız durumların yaşanması her zaman söz konusu olabilir. Bu konuda yapılan araştırmaların sonucunda varılan ortak duraksamanın her çatışmayı mobbing olarak değerlendirmemek noktasındadır.

KİM KİME MOBBING YAPAR?

Bunun yanıtını belli ölçülerde yukarıda verdik. Ancak biraz daha açmamızda yarar var. Mobbing yapan; işyerinde bir üstünüz, amiriniz iş arkadaşınız olabileceği gibi bulunduğunuz sosyal çevredeki bir arkadaşınız da olabilir. Evde eşiniz, anne veya babanız olabileceği gibi birlikte yaşadığınız bir yakınınız da olabilir.

Birçokları için işyerinde bir amirin, üstün baskıcı olması mobbing yapması anlaşılır olmakta. Buna iş arkadaşının kıskançlık, yarışma, çekemezlik gibi sebeplerden dolayı katılması da doğal olarak görülebilir. Ancak akraba, eş, anne ve baba gibi yakınların bir birine mobbing uygulaması pek anlaşılır görülmeyebilir. Böyle düşünenlere şiddetin en kabasının ve tacizin en açık biçimlerinin bile aile içinde ve yakın çevrede gözlendiğini anımsatmanın yeterli bir yanıt olacağını düşünüyorum.

İşyerlerinde yapılan birçok araştırmanın sonucuna göre. Yetenekleri ve beceri ile üstlerini rahatsız eden mobbing mağdurlarının olduğu gerçeği şaşırtıcı gelmiştir. Bu araştırmalarda gözlenen bir başka gerçekte; mobbing mağdurlarının çok da sıradan insanlar olmadıklarıdır. İşlerini iyi bilen ve çalışkan becerikli insanlar olduğudur. Bir şekilde üstlerinden ve birlikte çalıştıkları iş arkadaşlarından iyi olmaları hedef olmalarının da asıl nedeni olmakta. Mobbing mağdurları ne kadar becerikli ve yetkin ise mobbing yapanlarda o oranda kendine güvenmeyen tipler olmakta.

Şiddetten söz edildiğinde genelde fiziki uygulanan şiddet aklımıza gelmekte… Oysa şiddet sadece kaba biçimi ile fiziksel olmayıp ekonomik, siyasal ve psikolojiktir de. Belki de şiddetin bu inceltilmiş biçimleri açıktan yapılan kaba, fiziki şiddetten daha tehlikelidir. Kaba fiziksel şiddetin nedenleri ve sonuçlarına ulaşmak ve onun tedavisinin gerçekleştirilmesi hem fiziki hem de ruhsal anlamda daha kolaydır. Ancak psikolojik şiddetin nedenlerini ve sonuçlarını bulmak o kadar kolay değildir. Bu da nedenlerine ve sonuçlarına ulaşmada zorlanıldığı oranda tedavinin zorlaşmasına neden olmaktadır.

Bizde ki çırak usta ilişkisinde gördüğümüz şiddet, açıktan kaba kuvvetin kullanılması biçiminde yaşanmaktadır. Türkiye de işyerleri için en çok sözü edilen konulardan biri de cinsel tacizdir. Bu iki bilinen ve çok yaygın sözü edilen konu dışında kalan Mobbing pek bilinmemekte. Ancak önümüzdeki dönem bu olgudan da çokça söz edileceği şimdiden gözükmektedir.

Şimdi Mobbing neden batıda bu kadar yaygın ve gündelik konuşma diline girdiği halde bizde bilinmez olduğuna gelelim.

Batılı kapitalist ülkelerde bu olgu 1980’lı yıllardan bu yana biliniyor. Bizde ise hâlâ belli dar bir alanda bilinmesinin temel nedenlerinden biri Türkiye’de kaba şiddet biçimlerinin hala uygulanıyor olmasındandır.

Batılı toplumlarda mobbing kurbanı ve profesyonel yardım alan birçok kişi var. Buna mobbing kurbanı ve intihar etmiş birçok genç öğrenci ve çalışanın olduğunu da eklemeliyiz. Görüldüğü gibi mobbing sadece işten ayrılma ve ruhsal sorunlar yaşamanın ötesine kadar insanı götürebilmekte.

Batı toplumlarının birey haklarının işleyen hukuk güvencesi altında olması, kaba şiddet yöntemlerinin alanını daraltmış en aza indirmiştir. Açıktan kaba şiddet yöntemlerine başvurmanın olanaksızlığı, daha sinsi yöntemlerin kullanılmasını, psikolojik şiddetin yaygınlık kazanıp öne çıkmasını sağlamış gözükmekte. Bu da mobbingin daha yaygın ve gözle görünür bir hal almasının neden olmuş gözüküyor.

Bizde ise çırakların maruz kaldığı şiddet, sekreterlerin ve tezgâhtar genç kızların uğradığı açık cinsel tacizin yaygınlığı şiddetin inceltilmiş bir biçimi olan mobbing gibi saldırılara alan bırakmıyor. Mobbing daha çok beli bir eğitim ve kültür düzeyine gelmiş olduğu çalışma alanlarında, kurumlarda kendine uygulama alanı buluyor.

Çok ilginçtir mobbing uygulayanlara yaptıklarının yanlış olduğunu, bir tür şiddet uyguladıklarını kabul ettirmek olanaksızdır. Kendilerini savunurlarken eleştiri yaptıklarını, bunu da onun (mobbing kurbanının) iyiliği için yaptıklarını ileri sürüp işyerindeki verimliliği artırmak gibi “ulvi” bir amaca hizmet ettikleri üzerine bir sürü şey sayabilirler…

Buradan şu sonuç çıkmakta burada sadece mobbinge maruz kalanın tedavi edilmesi tek başına sorunu çözmüyor. Mobbinge maruz kalan kişi ne kadar ruhsal sorunlar yaşıyor ve/veya yaşayacaksa ondan daha ileri bir ruhsal sorun sahibi olan kişi mobbingi yapan kişinin ta kendisidir.

Aile içinde, okullarda çocukların maruz kaldığı şiddet olarak mobbing giderek yaygınlaşıyor. Çocukların, gençlerin evden, okuldan uzaklaşması bazı kötü alışkanlıkların edinilmesinin olduğu gibi intiharların da nedeni olabilmektedir. Okulda bazen öğretmenin, bazen arkadaşlarının yaptığı mobbingin gençler ve çocuklar üzerinde etkisi daha yıkıcı olmakta ve ilerde yaşamın her alanında etkisini sürdürebilmekte.

Çok çocuklu ailelerde bu olgu daha sıklıkla yaşanabilmektedir. Kardeşler arasında oluşan kamplaşma ile başlayan ve süren mobbing çok yaygın rastlanan bir olgu. Ailenin özelikle de ana ve babanın kız ve erkek çocuklar arasındaki ayrımdan dolayı yaşanması da oldukça yaygın bir başka biçimi.

Ancak en yaygın biçimiyle Türkiye eğitim sisteminin kendisidir. Çocukların yaşadığı mobbingdir. Çocukların çok erken yaşlarda okul, kurs, dershane ve ev arasında sıkışmaları, bol sınavlı bir sistem oluşu başlı başına sistemli uygulanan bir mobbingdir…