Metalde adım adım greve
İşçilerin taleplerine kulak vermek ve masada müzakere etmek yerine grevi yasaklatmak EMİS işyerlerinin yapacağı en büyük hata olur. Aylardır adil ve iyi bir toplu sözleşme için mücadele eden metal işçilerinin grevini yasaklattıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi onlardan verim almayı hayal etmek oldukça iyimser bir yaklaşımdır.
Nuran Gülenç
Birleşik Metal-İş Sendikası'nın Elektromekanik Metal İşverenleri Sendikası (EMİS) ile yürütmüş olduğu grup toplu iş sözleşmesinde ortaya çıkan uyuşmazlık, Birleşik Metal-İş Sendikası’nın grev kararı almasına neden oldu. İşverenlerin grev kararına yanıtı grev oylaması organizasyonu oldu.
EMİS’i oluşturan uluslararası şirketler General Elektrik Grid Solution, Schneider Enerji, Schneider Elektrik ve ABB işyerlerinde çalışan 2200 işçiyi kapsayan ve 7 Eylül’de başlayan grup toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, Birleşik Metal-İş Sendikası 26 Aralık 2016 tarihinde grev kararı alarak aynı gün işyerlerinde ilan etti ve 20 Ocak 2017’de grev uygulamasının başlayacağını duyurdu.
İşverenler şimdi grevi engellemenin peşindeler, bunun için grev oylamasını gündeme getirdiler. İşverenler, beyaz yakalıların (idari personel) sendikalı olamadığı işyerlerinde, beyaz yakadan alacağı oyla mavi yakalı işçilerin toplu sözleşme hakkını gasp etmeye çalışıyor.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na göre çalışanların dörtte birinin kendi aralarında “bağımsız” iradelerini kullanarak topladıkları imzalı dilekçe ile görevli makama –ki bu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleridir- başvuruları ile başlayan grev oylaması süreci başladı.
İşverenler, işyerine kurdukları sandıklarla, sözleşmenin tarafı olmayan beyaz yakalı çalışanların oyları ile grevi ertelemenin peşine düştü. Neredeyse, üretimdeki işçi kadar plaza çalışanı, mühendis kadrosu olan işyerlerinde, en çok merak edilen de, beyaz yakaların “grev kırıcılığı” görevini üstlenip üstlenmeyeceğiydi. Olmasın diye, işçiler, sendika, işçi dostları kolları sıvadı.
BEYAZ YAKALILARDAN DESTEK
Grev oylamalarının ilki, 4 Ocak’ta Schneider Enerji’de yapıldı. Çabalar ilk meyvesini verdi. 309 "Evet"e karşı, 110 "Hayır" oyu ile sendika “Grev’e Evet” çıkarmayı başardı. 6 Ocak günü de Schneider Elektrik ve GE Grid Solution işyerlerinde grev oylaması yapıldı. GE Grid Solution’da 683 “Evet”e karşın 161 “Hayır” oyu alındı. Bir kritik işyeri de, Schneider Elektrik işyerleriydi. Burada da sonuç 708 “Evet”e 567 “Hayır” oldu. İşyerlerinin hepsinde beyaz yaka çalışanların desteği ve dayanışmasıyla greve “Evet” çıktı. Böylece, işverenlerin mavi yaka işçilerin karşısına beyaz yakayı dikme girişimi boşa çıktı.
Şimdi gözler son işyeri olan ABB işyerlerinde. ABB işyerlerinde de oylama 9 Ocak tarihinde yapılacak.
TEHLİKE GEÇMEDİ
Grev oylamasından “Evet” çıkan işyerlerinde, 20 Ocak tarihinde işçiler greve çıkacaklar. İşçiler, yasaların her daim işvereni kollayan kanun hükümlerine karşı tek tek mücadele ederek bugüne kadar engelleri ortadan kaldırmayı başardılar. Ama henüz tüm tehlikeler ortadan kalmış değil. İşverenlerin adil bir toplu sözleşmenin aracı olan grevi durdurmak için ellerindeki kartlar henüz bitmiş değil, bundan sonra da hükümeti devreye sokup, Bakanlar Kurulu kararı ile “grev erteleme” çıkarmaları, söz konusu olabilir.
Her ne kadar adı ‘grev erteleme” olsa da, bu grev ertelemesi ile sonuçta grevin yasaklanması mümkün. Grevin Bakanlar Kurulu kararı ile yasaklanması demek, toplu sözleşmenin 'Yüksek Hakem' denilen bir kurul tarafından, taraflar adına imzalanması anlamına geliyor. Bu, sendikanın dolayısıyla işçilerin ücret, sosyal hak ve diğer talepler için serbest sözleşme yapma haklarının elinden alınması demektir. Bu da bir toplu sözleşme sürecinde işçilerin karşı karşıya kalacağı, en kötü senaryodur.
İşverenleri hiç bir koşulda üzmeyen Hükümet’in, bu süreçte de EMİS işverenlerinin imdadına yetişmesi muhtemel. Hele ki, en demokratik hakkın bile kullanılmasının askıya alındığı OHAL koşullarında.
EKMEK YOKSA BARIŞ DA YOK
İşçilerin taleplerine kulak vermek ve masada müzakere etmek yerine grevi yasaklatmak EMİS işyerlerinin yapacağı en büyük hata olur. Aylardır adil ve iyi bir toplu sözleşme için mücadele eden, işyerlerinde uyarı eylemleri yapan, grev oylamalarında gece gündüz demeden çalışan metal işçilerinin grevini yasakladıktan sonra onlardan hiçbir şey olmamış gibi çalışmalarını beklemek, verim almayı hayal etmek oldukça iyimser bir yaklaşımdır.
Büyük bir inançla ve azimle yola çıkan, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için mücadele eden işçilerin ellerinden, hükümetin yardımı ile grev haklarını almak, toplu sözleşmeyi iradelerinin dışında Yüksek Hakem’e göndermek, iş barışını ortadan kaldıracaktır. Bunun sinyalini de işçiler bugüne kadar OHAL’e rağmen yaptıkları eylemlerle, eylemlerde attıkları “ ekmek yoksa, barış da yok” sloganı ile defalarca dile getirdiler.
Kendi alanlarında dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan bu uluslararası şirketlerin yapması gereken, grevi durdurmanın peşinde koşmak, OHAL fırsatçılığı yapmak yerine, onları yıllardır alanlarının en büyüğü haline getiren, kârlarına kâr katmasını sağlayan, gece gündüz demeden çalışan işçilerin taleplerini dikkate alan bir sözleşeme teklifi ile sözleşme masasına dönmektir.