Ankara'ya yürüyen Agrobay işçisi Çalışma Genel Müdürü'yle görüştü: ‘Cebimden mi vereyim?’ dedi

213 gündür direnen Agrobay işçileri Ankara'ya yürüdü. Bakanın randevu vermediği işçiler Çalışma Genel Müdürü Baş'la yaptıkları görüşmeyi anlattı: 2 dakika bizimle görüştü. ‘Toplantım var' deyip gitti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İzmir Bergama'da Bayburt Grup’a ait Agrobay Seracılık’ta Tarım-Sen'e üyesi oldukları gerekçesiyle işten atılan ve 213 gündür direnişlerine devam eden işçiler Ankara'ya yürüdü. 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın görüşme talebini kabul etmediği direnişçi 39 işçiden Dudu Güven ve Şehriban Kapaklıkaya Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş ile görüştü.

'NEDEN SİGORTASIZ ÇALIŞTIĞINIZDA ŞİKAYET ETMEDİNİZ?' DEDİ

ANKA'nın haberine göre görüşmeyi anlatan Kapaklıkaya, “Biz binbir hayal ve ümitle gelmiştik. Bize ‘Neden sigortasız çalıştığınızda şikayet etmediniz?’ dedi. Biz suçlu durumda kaldık. İki dakika bizimle görüştü. ‘Toplantım var, gidiyorum’ dedi. Biz buraya derdimizi anlatmaya geldik. Para, sadaka istemeye gelmedik” diye konuştu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin Olgunlar Sokak’taki Madenciler Anıtı önünde yaptığı destek açıklamasına katılan Agrobay işçisi kadınlardan Kapaklıkaya, görüşmeye ilişkin şunlaerı söyledi: 

'İKİ DAKİKA GÖRÜŞTÜ, ‘TOPLANTIM VAR, GİDİYORUM’ DEDİ’

-İki dakika bizimle görüştü. ‘Toplantım var, gidiyorum’ dedi. Bizi sekreterine yönlendirdi. Tabii ki doluyuz, derdimizi anlatacağız... Biz buraya derdimizi anlatmaya geldik. Para, sadaka istemeye gelmedik. Emeğimizi almaya geldik.

- 'Bize kim sahip çıkacak?' dedim. Biz buradan hakkımızı almadan gitmek istemiyoruz. Bizden taraf olmadığını anlayınca 'Bize kim destek çıkacak?' dedim. Kim bize yardım edecek? ‘Cebimden mi vereyim?’ dedi. 'Ben buraya senin cebinden para istemeye mi geldim' dedim. 'Ne demek istiyorsun?' dediğimde ‘demedim’ dedi. Ben sinirlendim.

- Sinir krizi geçireceğim. Arkadaşımla konuşmaya başladı. ’Ben ne yaptığımı biliyor muyum?’ dedi. Nasıl ne yaptığını bilmiyorsun, rahat yerde, sıcak yerde oturuyorsun. Asıl ben bilmiyorum ne yaptığımı. Barakalarda yaşıyorum. Sokaklarda sürünüyorum. Beyefendi ne yaptığını bilmiyormuş. Biz buraya hakkımızı alalım diye geldik.

'EVE GİTTİĞİMDE BAK YÜRÜDÜM, KAZANDIM DİYECEKTİM'

Ben işten çıktığımdan beri ayağıma çorap alamadım. Benim hasta, entübe torunum var. Torunuma bakmak zorundayım. İletişimimi dört gündür kestim. Evdekiler de karşı. ‘Sen sokakta çığlık atmakla ne kazanacaksın?’ diyorlar. Komşularım da bunu söylüyor. Ben evden hastaneye randevu aldım, hastaneye gidiyorum diye çıktım. Buraya ümitle gelmiştim. Kazanacağım diye gelmiştim. Eve gittiğimde, bak yürüdüm, kazandım diyecektim. Şimdi ben bu cevabı evdeki aileme nasıl vereyim? Ben şov yapmadım. Kazandığım emeğimi çoluğum çocuğum yesin diye... Torunuma tıbbi malzemeler alınıyor. Dünyanın masrafı. Ben zor yetişiyorum. Ben entübe hastası torunumun babasına nasıl şunu alacağım, bana para ver diyeyim."

 

(HABER MERKEZİ)