Anket şirketleri sahaya indi: ‘İttifak tercih değil, zorunluluk’
Yerel seçimlerin gündemi de ittifaklara kilitlendi. Araştırmacılar partilerin ‘pazarlık sinyali’ verdiğini, dağınık görüntünün muhalefet, ekonominin ise iktidar için sıkıntı olduğuna dikkat çekiyor
DUVAR - İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz hafta sonu Afyonkarahisar Kocatepe Mitinginde yerel seçimlerle ilgili olarak, “Her yerde tek başına girecekmişiz gibi çalışma yapıyoruz” diyerek ittifak tartışmalarını başlatmış oldu. Akşener, yerelde işbirliğine kapısını tam anlamıyla kapatmasa da tüm siyasi partilere, seçime ayrı ayrı girme çağrısı yaptı.
İYİ Parti liderinin bu çağrısına, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den cevap geldi. Bahçeli, "Bizim nazarımızda ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Seçime ayrı girmek isteyenlerin elinden tutan yoktur" dedi ve Cumhur İttifakı’nın tüm bileşenlerinin işbirliğini sürdüreceği mesajını verdi.
Öte yandan Saadet Partisi, Zafer Partisi ve Yeniden Refah Partisi de 2024 yerel seçimlerine kendi adayları ile gireceğini ve ittifak anlayışından uzak olduklarını açıkladı.
Peki Akşener’in 26 Ağustos konuşması ile başlayan ittifak tartışmaları ne anlama geliyor? Anket şirketleri partilerin münferit olarak seçime girmesi sonucunda ortaya çıkacak tabloyu ve seçmenin bu tercih konusundaki tavrını yorumladı.
’İYİ PARTİ VE DİĞER PARTİLER PAZARLIĞA EN YÜKSEKTEN BAŞLAYACAĞININ SİNYALİNİ VERİYOR’
Saadet ve Zafer Partisi de tek başına yerel seçimlere gireceğini açıkladı. Partilerin tek başına seçimlere girmesi ortaya nasıl bir aritmetik çıkarır? Partilerin başarı oranı nasıl etkilenir? Seçmen nasıl tavır alır?
ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki:
Büyük bir ihtimalle her yerde olmasa da büyükşehirlerde ittifak olacaktır. İYİ Parti ve diğer partiler (Zafer, Yeniden Refah vs) iki büyük partiye (AK Parti ve CHP) en yüksekten pazarlığa başlayacaklarının sinyalini veriyorlar. Ancak bu blöfün tonu (özellikle İYİ Parti’nin) seçmeni 'muhalefetten bir şey olmaz' hissiyatına itiyor. Yani İYİ Parti’nin bu tavrı ittifak olmazsa muhalefete oy vermem diyen seçmeni baştan keskinleştiriyor ve ileride ittifak olsa bile seçmenin en azından önemli bir kısmının CHP adaylarına oy vermemesine sebep oluyor.
Tıpkı 3-6 Mart'tan sonra masaya döndüğü halde yaklaşık 5 puanlık İYİ Parti seçmeninin Kılıçdaroğlu'nun dışındaki adaylara oy vermesi gibi.
’İYİ PARTİNİN ADAY ÇIKARMASI CHP’Yİ AŞIRI ZORLAMAZ’
Aksoy Araştırma Şirketi kurucusu Ertan Aksoy:
Öncelikle siyasilerin her açıklamasını o günün koşullarına göre değerlendirmenin bizleri daha doğru sonuca götüreceğine inanırım. Bugün yapılan bu açıklamalara baktığımda sandık yaklaştığında kurulacak pazarlık sürecine el güçlendirerek gitmek dışında bir karşılığı olduğuna inanmıyorum. Türkiye’de birkaç ideoloji partisi dışında kalan partilerin üzerinde iktidar olabilme, seçimde sonuç alma baskısı güçlü. Bu nedenle ne İYİ Parti’nin ne de CHP’nin yerel seçimlerden kazançlı çıkmak dışında bir seçeneği yok. Yani ittifakları her ikisi için de bir tercih değil. Bir zorunluluk. Bana göre İyi Parti çok anlaşılır nedenlerle pazarlık öncesi el yükseltiyor.
'ASIL BELİRLEYİCİ HDP'NİN ADAY ÇIKARIP ÇIKARMAYACAĞI'
Eğer mutlaka bir senaryo tartışması yapmamız gerekiyorsa da İYİ Parti’nin aday çıkarması başta büyükşehirler olmak üzere CHP’yi aşırı zorlamaz. İYİ Parti seçmeninin karar sürecinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı var. Ona kaybettirmek için, sınırlı bir grup dışında İYİ Parti seçmeninin ezici çoğunluğu CHP adaylarına oy verecektir. Bana göre asıl belirleyici olan HDP’nin aday çıkarıp çıkarmayacağı. Çünkü HDP büyükşehirlerde aday çıkarırsa seçmeni çok az fire ile kendi partisinin adayına oy verecektir. Bu da muhalefetin adaylarını zora sokar. DEVA, Gelecek gibi partilerin ise kime destek verdiğinin bugün itibariyle belirleyici gücü kalmadı.
'YAVAŞ VE İMAMOĞLU’NU DESTEKLEMEMENİN İZAHI ZOR OLACAKTIR'
Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun:
Türkiye uzun zamandır seçimlere ittifaklarla giriyor, kurulan bu ittifakların partileri kimliksizleştirdiği de bir hakikat. Siyasetin büyük oranda sayısal hesaplar üzerine inşasına sebebiyet veren bu durum siyasal söylemlerin ayırt ediciliğini zayıflattı. Bugün ortaya çıkan tablo tabii ki salt bu kaygılarla alınan kararların bir ürünü değil, bu daha çok muhalefetin seçim kaybetmesinin yaratığı travmanın sonuçları. Bununla beraber Akşener’in 26 Ağustos’ta yaptığı konuşma 'tavsiye' kararları mıydı, 'bağlayıcı' kararlar mıydı bu henüz netleşmiş değil. Yerel seçimlerin özellikle kilitleneceği İstanbul ve Ankara’da mevcut belediye başkanlarını halen desteklenebileceği gibi bir kanaat taşıyorum. Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devleti teslim etmeye layık gördüğü bu iki belediye başkanına iki kenti tekrar teslim etmekten uzak bir tutum sergilemesinin izahı zor olacaktır. Pek tabii Akşener’in bu çağrısının bir başka arzusu da kendisini CHP’den ayrıştırma arzusu ve milliyetçi seçmenlere göz kırpması olarak da okunabilir. Ve pek tabii bütün bunların yanında en önemlisi HDP ve seçmenlerinin yerel seçimlerdeki kararı olacaktır. Üçüncü yol stratejilerine ete kemiğe büründüren bir strateji izleyebilecekler mi? Sorulardan biri de bu.
‘YRP YÜZDE 4-5 CİVARINDA OY ALIR, TÜMÜNÜ DE AK PARTİ’DEN ALIR’
Mayıs ayındaki genel seçimlere Cumhur İttifakı çatısı altında katılan ve Meclis'e 5 milletvekili gönderen Yeniden Refah Partisi, Mart 2024'teki yerel seçimlere tek başına gireceğini açıkladı. İktidar partisi açısından Yeniden Refah’ın kararı ne getirir?
ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki:
Yeniden Refah Partisi’nin de pazarlığı yukarıdan açmak istediğini düşünüyorum. Ancak burada Yeniden Refah Partisi'nin yerel seçimlerde yüzde 4-5 civarında bir oy alabileceğini ve tümünü AK Parti’den alacağını söyleyebiliriz. Bunun iki sebebi var. Birincisi Milli Görüş partisi olan Saadet Partisi, geçmişten bu yana yerel seçimlerde genel seçimlere göre daha yüksek oy alıyor. Yeniden Refah Partisi SP’ye göre daha yeni bir parti ve AK Parti’nin seçmenine SP’den daha çok benziyor. İkincisi ekonomik memnuniyetsizliğin giderek artması ile benzeşen bu seçmen tabanından, Yeniden Refah Partisi üçüncü yol olarak ciddi oy alabilir.
Aksoy Araştırma Şirketi kurucusu Ertan Aksoy:
AKP genel seçimleri geride bırakarak zor olanı da geride bırakmış oldu. Güçlü olduğu ve gücünü koruduğu kentler var. Buraları yine almakta zorlanmayacaktır. Yeniden Refah Partisi’nin yerelde aday çıkarması AKP’nin seçim başarısında genel seçimlerde olduğu kadar belirleyici olmaz.
Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun:
Geçtiğimiz yerel seçimlerde MHP önemli kentlerde AK Parti lehine seçimlere girmemiş olsa bile, AK Parti ile yaptığı işbirliğinin sonucunda kendi alması mümkün görünmeyen bazı ilçe ve illerde AK Parti’nin desteği sayesinde seçimleri kazandı. Bunun yanı sıra ittifak yapmanın meşruiyeti AK Parti’yi cezalandırmak isteyen seçmenin yerel seçimlerdeki ilk tercihi oldu. MHP; Bayburt, Erzincan, Amasya gibi illerde AK Parti’ye karşı seçimlere girip kazanmış olsa da bu belediyeleri kazanmasını sağlayan en önemli sebebi ittifak içi oy geçişlerinin kolaylığı ve AK Parti ile kurulan ittifakın sağladığı meşruiyetti. Yeniden Refah Partisi de özellikle Karadeniz ve İç Anadolu’da yerel seçimlerde güçlü adaylar bularak AK Parti seçmenine karşı yerel seçenekleri güçlendirmenin yollarını arayabilir ve pek tabii İstanbul ve Ankara gibi illerde bugünkü açıklamalarının aksine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi Cumhur İttifakı lehine adaylarını çekebilir.
’ERDOĞAN YEREL SEÇİMLERİ GENEL SEÇİM HAVASINA SOKMAK İSTEYECEK’
Henüz Ekrem İmamoğlu dışında bir aday adayı yok ama genel seçim sonuçları yerel seçimler açısından öncül olarak ne söylüyor? Sizin 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında elde ettiğiniz veriler var mı?
ORC Araştırma Genel Müdürü Mehmet Pösteki:
Evet seçimden sonra hemen yerel seçim ve ittifak senaryoları üzerine çalışmaya başladık. İki kutup için de işler iyi gitmiyor. Muhalefet için dağılmışlık görünümü büyük sıkıntı ancak iktidar için de ekonominin seçim öncesine göre çok daha ağırlaşması büyük sıkıntı. Bir de ittifakların bileşenleri de zor durumda. CHP ve İYİ Parti tabanları birbirlerini eleştirdikçe uzaklaşıyor. CHP tabanı 3-6 Mart masa devirme olayını affetmiyor. İYİ Parti tabanı da ‘Kılıçdaroğlu adaylığı dayattı, kaybettirdi’ diyor.
HDP/YSP'nin muhalefetin neresinde olduğu/olacağı ise iki parti arasında başka bir sorun. İktidar açısından ise ittifakın MHP ve Yeniden Refah Partisi kanadı sürekli olarak 'Biz bu iktidarın neresindeyiz, ekonomik krizin getireceği olumsuzluklara ne için ortak oluyoruz' sorgulamasında.
Başta, İYİ Parti’nin masaya döndüğü halde geri gelmeyen '5 puandan' bahsetmiştim. Muhalefet ittifak yapmazsa İyi Parti’nin alacağı maksimum oy budur ki, Ankara ve İstanbul’da İYİ Parti seçmenleri iki belediye başkanını da seviyor, yani oralarda bu oyu bile alamaz.
İktidar için ittifaksızlık daha büyük sorun çünkü onun bileşenlerinin tamamı ideolojik olarak birbirine çok daha yakın. Yeniden Refah Partisi'nin ayrı girmesi bile İstanbul, Ankara ve Bursa gibi yerlerde kaybettirmeye yeter.
Hatırlayın ilk İstanbul seçiminde Saadet Partisi oyları AK Parti’ye gitse seçimi AK Parti alıyordu. MHP ise büyükşehirlerle birlikte Anadolu da birçok il ve ilçeyi hem Ak Parti’den alabilir, hem de muhalefetin kazanmasını sağlayabilir. Batı metropollerinde Yeşil Sol Parti yine kilit parti olur.
TWİTTER'DAKİ HEZEYAN HALİ SEÇMENDE YOK
Aksoy Araştırma Şirketi kurucusu Ertan Aksoy:
Geride kalan sürede büyükşehirlerde yaptığımız ölçümlerin bize gösterdiği önemli bir sonuç var. Seçmen genel seçim sürecinde başta CHP olmak üzere topyekûn muhalefete biriktirdiği öfkeyi yereldeki tercihlerine şimdilik yansıtmıyor. Yani yaşadığı kentin belediye başkanından memnun ise gelecek seçimde oy vereceğini belirtiyor. Twitter’daki büyüklükte bir hezeyan hali seçmende yok.
Eğer muhalefet yerel seçime giderken tartışmayı bir genel seçim havasına sokmadan, makro siyasi figürlerin polemiklerinden uzak tutup yerel adaylara odaklayabilirse başarılı çıkabilir. Önceki seçimlerden biliyoruz ki Erdoğan yerel seçimi bir genel seçim havasına sokmak isteyecek. Bu sayede belde belediyelerinden tutun da büyükşehirlere kadar muhalefetin her adayı ile kendisi yarışmış olacak. Bu durum şimdiden öngörülebilir. Öngörülemeyen kısmı Erdoğan’ın bu hamlesine karşı muhalefetin ne yapacağı. Sonucu da belirleyecek olan da bu olacak.
'AK PARTİ İSTANBUL'DA SİYASAL PSİKOLOJİDE ÜSTÜNLÜĞÜ ELE GEÇİRMİŞ'
Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun:
Yerel seçimin dinamikleri şuan için genel seçimler üzerinden okunabilecek gibi değil. Muhalefetin yenilgi sonrası yaşadığı dağınıklık ve öte yandan da muhalif seçmenlerde de ciddi bir moral bozukluğu var. Bu iki handikabı nasıl aşacağı muhalif blok için belirleyici. Seçimlere 8 ay var ve 3 ay önce genel seçimlerde muhalif blok İstanbul’da seçimleri önde kapatmış görünse bile dağınıklık ve belirsizlik sebebiyle İstanbul’da AK Parti siyasal psikolojide üstünlüğü ele geçirmiş. Bu sebeple bugünden yalnızca matematiği ya da siyasal psikolojiyi tek başına adaylar üzerinden konuşmak sağlıklı olmayabilir. İstanbul seçimleri için de sağlıklı bir analiz yapmak için ittifak dengelerinin ve belirsizliğinin bir miktar ortadan kalkması gerekiyor. Son genel seçimlerde hem iktidara oy vermiş hem de muhalefete oy vermiş olan seçmenlerde farklı sebepler ile yerel seçimlerde tepkisel/cezalandırıcı oy kullanma tavrı bugünden güçlü görünüyor. Bu sebeple de genel seçimlerinin ortaya çıkardığı tablo yerelde aynı matematiksel hesaplar üzerine bina edilemeyebilir.