Antalya örneği: Kentsel dönüşüm mü müteahhitsel dönüşüm mü?
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı yıkıcı depremlere karşı bir çözüm yolu olarak sunulan kentsel dönüşüm, İzmir depreminin ardından yeniden tartışmaya açıldı. Şehrin bir bölümünün ya da geniş bir alanda bulunan riskli yapıların deprem de gözetilerek bir proje kapsamında sistematik yenilenmesi anlamına gelen kentsel dönüşümün ne yazık ki kendisi bir soruna dönüşüyor. Türkiye'nin en büyük kentsel dönüşüm projelerinden biri olan Antalya'daki yapıların son durumunu inceledik.
ANKARA - Covid-19 pandemisi nedeniyle bütün dünyada 21’inci yüzyılın belki de en uzun yılı yaşanıyor. Birçok ülke gibi salgından etkilenen Türkiye bir yandan bu salgınla mücadele etmeye çalışırken diğer yandan depremlerle sarsılıyor. 24 Ocak’taki Elazığ depreminin yaraları daha yeni sarılırken bu kez 30 Ekim’de İzmir'de 114 kişinin ölümüne yol açan bir deprem meydana geldi. Her iki depremde toplam 155 kişi hayatını kaybetti.
Japonya, ABD, Yunanistan, Endonezya ve Şili gibi ülkelerde de bu yıl benzer büyüklükte depremler oldu ama bu depremlerde toplam can kaybının 13 olması, ‘deprem değil bina öldürür’ sözünü bir kez daha hatırlattı. Nitekim iktidar, Türkiye’nin yaşadığı bu durum karşısında tek reçete olarak kentsel dönüşüm projelerini işaret etti, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum da kentsel dönüşümün terörle mücadele kadar önemli olduğunu söyleyerek bu reçetenin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
MÜTEAHHİTSEL DÖNÜŞÜM
Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Burçak Başbuğ Erkan'a göre kentsel dönüşüm depreme karşı bir formül. Erkan, "2019 yılında yenilenen Türkiye'nin resmi Deprem Tehlike Haritası baz alınarak birinci ve ikinci deprem riski olan bölgelerde bir an önce çalışma başlatılmalı" diyor. Türkiye’deki kentsel dönüşüm projelerinin çoğunluğunun müteahhit ve özel şirket bazlı yapıldığına dikkat çeken Erkan, bu saatten sonra konut ve toplum bazlı kentsel dönüşüm projelerinin uygulanması ve bilimin temel alınması gerektiğini kaydetti. Kentsel dönüşümde Kaliforniya örneğini veren Erkan, "Kaliforniya kentsel dönüşümü 40 yılda gerçekleştirdi. Ama depremlere karşı dayanıklı bir ülke haline geldi. 'Deprem değil bina öldürür' diye boşuna demiyoruz. Örneğin İstanbul Fikirtepe'de yapılanlar kötü bir kentsel dönüşüm örneği” ifadelerine yer verdi.
ANTALYA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM: KENDİSİ SORUN HALİNE GELDİ
Kentsel dönüşüm projeleri, sıkışan kentler için sihirli bir reçete olarak sunulmasına karşın Antalya’da 1 milyon 300 bin metrekarelik bir alanda 3 bin 265 hak sahibiyle anlaşılarak başlanan ve “Yeni bir Antalya kuruluyor” sloganıyla 3 yıl önce temeli atılan Kepezaltı – Santral mahalleleri kentsel dönüşüm projesi ise birçok sorunla gündem oldu, olmaya devam ediyor.
Dönüşüm kararı alınan Kepez ve Santral mahalleleri, 1970'li yıllarda başlayan sanayileşmeyle birlikte, başta dokuma ve ferrokrom fabrikalarında çalışmak için Korkuteli ve Burdur'dan Antalya’ya göç edenler tarafından kuruldu. Fabrikalara en yakın noktada vakıf mülkiyetindeki arsaları işgal eden ve kendilerine tek göz gecekondularda hayat kurmaya çalışan insanların mücadelesi 1980'li yıllarda arsa mücadelesine dönüştü. İki mahalle, göçlerle büyürken o yıllarda henüz büyükşehir olmayan Antalya Belediyesi, bölgeyi vakıflardan kamulaştırarak 'gecekondu önleme bölgesi' ilan etti. İki mahallenin 2000’li yılların başında gecekondu önleme bölgesinden kentsel dönüşüm alanına çevrilmesiyle bitmeyen hikâyesi de başladı.
'3 YILDA 460 KONUT TESLİM EDİLEBİLDİ'
Türkiye’nin en büyük inşaat firmalarından Sur Yapı tarafından gerçekleştirilen projede 2017’de tüm evler yıkılıp inşaat çalışmaları başlarken Eylül 2019'da tamamlanması bekleniyordu. Ancak projede ilk dairelerin teslimi temmuz ayında yapılabildi. 3 bin 265 hak sahibinin bulunduğu bölgede ilk etapta teslim edilen daire sayısı ise ancak 460 oldu. Firma yılsonunda bin 500 dairenin daha teslimatını yapacağını açıklarken bu süreçte proje üzerinden çok sayıda konutun da satışı gerçekleştirildi.
19 BİN KONUT YAPILACAK
Proje kapsamında 19 bin konutun inşa edileceği bölgede proje bitiminde 70 bin civarında nüfus oluşacak. Antalya’da yapılan kentsel dönüşüm projesinin iyi bir örnek olmadığını belirten Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi mimar Recep Esengil, 3 bin 265 kişiyle anlaşılmış olunmasına rağmen zaman içerisinde kentsel dönüşüm alanına yapılacak konut sayısının artırıldığını ifade etti. Esengil, “Yapılacak konut sayısı zaman içerisinde 19 bine çıkarıldı. Projenin bittiği varsayıldığında ticari alanlar da dâhil edildiğinde iki mahalle oluşarak nüfus 70 binlere çıkacak. Bu Antalya nüfusunun yüzde 5’ine denk geliyor. Bu durum Antalya’nın içerisine ilave yük getirecek. Çünkü altyapısı bu nüfusa yetersiz kalacak” diye konuştu.
ANTALYA KENT KONSEYİ ÜYESİ: PAZARLAMA PROJESİ
Kepezaltı-Santral projesinin pazarlamaya yönelik bir proje olduğunu savunan Esengil, şunları söyledi:
“Proje insanların konut sorununu çözmesinin ötesinde Türkiye’nin her tarafından pazarlanan klasik konutların örneği olarak karşımızda duruyor. Burada hak sahiplerini çıkarırsak geriye kalan konutları müteahhit alıyor. Oraya hak sahiplerinden oluşan rahat yaşanabilir bir alan yapılmalıydı. Bu durum Antalya’nın kent nüfusunu artıracağı gibi kent iklimine cevap verecek konutlar da yapılmıyor. Ben 2+1 bir daire incelemedim. Dairenin 85 metrekare olduğu ifade edilse de faydalı alanı 50-55 metrekare civarında. İyi bir kentsel dönüşüm projesi yap-sat mantığı ile yapılmamalı. Bu mantıkla yapıldığında klasik müteahhit işine dönüşüyor. Kamunun elinde kentsel dönüşümde kullanılacak yüksek kaynaklar -deprem vergileri, imar barışı kaynakları- var. Kat karşılığında yapılan projelerde bir kar elde etme amacı vardır. Bu da rantı işin içine sokar. Sur Yapı İstanbul’dan buraya para kazanmak için geldi. Proje kapalı kapılar ardında çizildi.”
PROJE BİTMEDİ AMA KİRA YARDIMI DURDU
Öte yandan Antalya’daki kentsel dönüşüm projesinin zamanında tamamlanamaması, buna bağlı olarak da kira yardımlarının durdurulması da hak sahiplerinin mağduriyetine yol açtı. CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, kira yardımları mağduriyetinin son bulması amacıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na yazdığı yazıya gelen cevapta kira yardımın 36 ayla sınırlı olduğu bilgisinin verildiğini, kira yardımlarının Sur Yapı tarafından yapılması gerektiğinin ifade edildiğini söyledi.
‘NE EV VAR NE DE DEVLETİN YARDIMI’
Kepez-Santral projesinde hak sahibi olan kişiler de sosyal medyada oluşturdukları grup ile mağduriyetlerini duyurmaya çalışıyor. Projede hak sahibi olan İbrahim Özen, 2016 yılında evlerinden çıktıklarını belirtirken “Bize 24 ayda evlerimizi teslim edeceklerini söylediler. Proje başında bizlere 750 TL kira yardımı yapılacağı ifade edildi. Kira yardımları da kesildi. Evlerimizin teslimat tarihlerine ilişkin de bizlere bilgi verilmiyor. Ortada ne evimiz var ne de kira yardımı alabiliyoruz. Çok mağduruz” diye konuştu. Özen, her gün inşaatın ne aşamada olduğunu görmek için mahallesine gittiğini anlatırken “Evlerinin tamamlanmasını beklerken ölen arkadaşlarımız var” dedi.
‘ZEMİN KÖTÜ DEDİLER 11 KATA İZİN VERDİLER’
Bir diğer hak sahibi Gökhan Yavuz ise yaşadıkları mağduriyeti şu sözlerle anlattı:
“Hiçbir kentsel dönüşüm projesinde hak sahiplerinin metrekaresi yüzde 60 oranlarında kesilmez. Benim 300 metrekare yerim vardı, şimdi 123 metrekareye düştü. Geri kalan yerimi kendim satın aldım. İlk başlarda bu alanın zeminin kötü olduğunu, 7 kattan fazla olmayacağını söyleniyordu ama nasıl olduysa 11 kata yükseldi. Burada inanılmaz bir rant ve para kaçırma var. En önemlisi sözleşmede de projenin geç tamamlanması halinde yüklenici firmaya uygulanacak bir cezai müeyyide yok.”
'12 YAŞINDA OĞLUMLA GEÇİNEMİYORUZ'
Bir başka hak sahibi Hülya Nur da şunları söyledi:
“Evlerimizde oturacağımızı hayal ederken, maalesef neredeyse iki yıl olacak evlerimiz tamamlanmadı. Bu süreçte eşimi kaybettim. Kira yardımı da alamadığımız için şu anda 12 yaşında oğlumla geçinmekte zorluk yaşıyoruz. Orada ne ev var ne de kira yardımı" dedi.