Antalya piyazı
Antalya piyazı gerçek bir lezzet, onu diğer örneklerinden ayıran en önemli şey, üzerindeki sosu. Bu sos Antalya piyazını yemek yanında yenecek bir salata olmaktan çıkarıp, adeta bir ana yemek olacak denli zengin bir lezzete kavuşturuyor. 2017 yılında bu yemek coğrafi işaret ile tescil de edilmiş.
Bu hafta oldukça eğlenceli bir deneme yaptım. Kendi Instagram hesabımdan paylaştığım bir hikaye ile, okuyucularıma hangi tarifi görmek istediklerini bana yazmalarını rica ettim. Hiç beklemediğim kadar da geri dönüş aldım.
Gelen taleplerden bazıları daha önce yazdığım tariflerdendi ancak bazıları gerçekten son derece keyifli ve daha önce benim aklıma niye gelmedi diyeceğim cinstendi. Hepsini önümüzdeki haftalarda yazmaya çalışacağım.
Bugün ilk olarak Antalya usulü piyaz ile başlayacağım, çünkü Instagram'da oluşan talebin yanı sıra, tarif konusunda bile Antalyalı eski bir arkadaşımdan destek geldi. Bu noktada artık ilk tarifin Antalya piyazı olması kaçınılmazdı.
Babam işi nedeniyle pek çok defa farklı şehirlerde yaşadı, bunlardan en uzun kaldığı ve sanırım en çok sevdiği Antalya idi. O dönem ben de boş bulduğum her vakit aralığında Antalya’ya kaçarak bu harika şehirde bol bol zaman geçirme imkanı yakaladım. Yaz sıcağının acıtıcı kuvveti dışında gerçek bir cennet Antalya. Denizi, doğası, lezzetli meyve sebzeleri. Türkiye’nin en iyi restoranlarından 7 Mehmet’in bu coğrafyada olması da hiç sürpriz değil.
Bu bölgede yapılan piyaz gerçek bir lezzet, onu diğer örneklerinden ayıran en önemli şey, üzerindeki sosu. Bu sos Antalya piyazını yemek yanında yenecek bir salata olmaktan çıkarıp, adeta bir ana yemek olacak denli zengin bir lezzete kavuşturuyor. 2017 yılında bu yemek coğrafi işaret ile tescil de edilmiş.
Antalya piyazında geleneksel olarak Çandır denilen küçük taneli bir kuru fasulye kullanılırmış. Ancak günümüzde bu türün üretiminin çok sınırlı olması nedeniyle Sıra denilen, yine küçük taneli bir fasulye türü tercih ediliyor. Üzerine dökülen sosundaki tahin, en önemli farklılık, ancak sos sadece tahinden ibaret değil. Gelin nasıl yapacağınıza Antalya Tanıtma Vakfı’nın tarifi ile bakalım.
MALZEMELER (6 KİŞİLİK)
-500 gr Çandır fasulyesi (ya da diğer mümkünse ufak taneli kuru fasulye)
-3 adet domates
-6 adet yeşil sivri biber
-4 adet taze soğan
-½ demet maydanoz
-4 adet haşlanmış yumurta (isteğe bağlı)
-2 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
-1 tatlı kaşığı karabiber
-1 tatlı kaşığı tuz
SOS MALZEMELERİ
-3 yemek kaşığı haşlanmış kuru fasulye
-1 kahve fincanı tahin
-5-6 diş sarımsak (ezilmiş)
-2 kahve fincanı zeytinyağı
-1 adet limon suyu
-1 kahve fincanı sirke
-1 tatlı kaşığı tuz
-2 çay bardağı su
YAPILIŞI
Fasulyeleri bir gece önce suya koyup şişmelerini sağlayın. Sonrasında tuzlu suda önce yarım saat kadar haşlayın, fasulyeleri süzüp yıkayın, sonra tekrar haşlayın. Fasulyeler iyice piştiğinde altını kapatın ve ılınmaya bırakın.
Haşladığınız fasulyelerden üç yemek kaşığı kadar alıp bir kapta ezin. Üzerine tahin, sarımsak, zeytinyağı, limon suyu, sirke, tuz ve suyu ekleyip iyice karıştırın. Hatta Antalyalı arkadaşımın önerisi, burada eğer fasulyenin haşlama suyu kaldıysa, o suyu kullanın. Ancak o durumda tuzu malzemeleri karıştırdıktan sonra deneyerek eklemekte fayda var. Bu karıştırma işlemini elbette bir blender ile de yapabilirsiniz bu arada.
Sonrası oldukça basit. Fasulyeleri bir servis tabağına alıp, üzerine sosunu dökün, kabukları soyulup küp küp doğanmış domates, ince dilimlenmiş taze soğan (isterseniz piyazlık doğrayıp, tuzlayıp ince su altında öldürdüğünüz bir kuru soğan da kullanabilirsiniz), ince dilimlenmiş yeşil biber, kıyılmış maydanoz, tuz, kırmızı biber, karabiber ekleyip hafifçe bir karıştırın. Arzu ederseniz dörde böldüğünüz haşlanmış yumurtalarınızı da ekleyin ve servis yapın. Yumurta eklemezseniz vegan bir tarif haline geliyor bu arada.
Keyifli bir hafta sonu dilerim.
Not: Görseller Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arşivinden alınmıştır.