Antik Maya medeniyetinin çöküşünü ne tetikledi?

Yeni sonuçlanan bir araştırma, dünya tarihinde büyük izler bırakan Maya medeniyetinin siyasal ve kültürel başkentinin neden terk edildiğini kanıtlarıyla birlikte ortaya koyuyor.

Google Haberlere Abone ol

David Nield

Araştırmacılar, 800 yıllık tarihi inceleyerek, M.S. 13. ve 14. yüzyıllarda Yucatan Yarımadası’nda yaşayan Maya halkı açısından kültürel ve siyasi başkent olan Mayapan’ın kuraklık nedeniyle terk edilmiş olabileceği sonucuna ulaştılar.

Araştırmacıların aktardığı kadarıyla, bu kuraklık toplumsal çatışmalara yol açacak ve neticede siyasi çöküşe neden olacaktı. Akabindeyse, insanlar daha sonra daha küçük ve güvenli yerleşim alanlarına çekilecekti. Yeni araştırma, bize bu eski toplumun tarihiyle ilgili faydalı bilgiler sunmasının yanı sıra, iklimde gerçekleşen değişimlerin en köklü ve müreffeh medeniyetler üzerinde dahi nasıl hızlı bir şekilde baskı yaratabileceği hususunda bir uyarı niteliği taşıyor.

Yayınlanan makalelerinde araştırmacılar, “Çok sayıda veri kaynağı, iç çatışmaların büyük oranda arttığını ve genelleştirilmiş doğrusal modellemenin, kentte yaşanan huzursuzluğu M.S. 1400 ile 1450 yılları arasında meydana gelen kuraklık koşullarıyla ilişkilendirdiğini ortaya koyuyor” diyor.

“Uzun süren kuraklığın rakip gruplar arasındaki tansiyonu yükselttiğini savunuyoruz; bununla birlikte, daha sonraki uyum süreçleri bölge ölçeğinde var olan esnekliği ortaya koyuyor ve Mayalara ait siyasal ve ekonomik yapıların M.S. 16. yüzyılın başlarında Avrupalılarla yaşanan temasa dek varlığını korumasını sağlıyor.”

Araştırma ekibi, nüfustaki değişimleri, o günün beslenme biçimlerini ve iklim koşullarını içeren ve birlikte çalışılması gereken çok sayıda tarihsel kayda sahipti. Bu kayıtlar, insan kalıntıları üzerinde olası travmatik yaralanma belirtilerini tespit etmek amacıyla yapılan (olası bir çatışmaya işaret eden) yeni bir analiz aracılığıyla desteklendi.

KURAKLIK İSYANLARA VE ÇATIŞMALARA NEDEN OLDU

Yağışların artması ile bölgede yaşayan nüfustaki artış arasında ve daha sonra yağışların azalması ile çatışmalardaki artış arasında korelasyonlar olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, M.S. 1400 ile 1450 yılları arasında yaşanan uzun vadeli kuraklığın büyük ihtimalle Mayapan kentinin terk edilmesine neden olduğunu ifade ediyorlar.

Araştırmada, sudaki azalmanın tarımsal faaliyetleri ve ticari su yollarını etkilemek suretiyle, Mayapan halkına baskı uyguladığı öne sürülüyor. Gıda azaldıkça ve durum daha da tehlikeli bir hale geldikçe, insanlar ya öldü ya da dağıldı.

Araştırmacılar, kent terk edilmeden önce kazılan son toplu mezarda bulunan kalıntıların büyük kısmının, muhtemelen Cocoms’un (devlet başkanlarının) aile üyelerine ait olduğunu, rakip grupların ve toplumsal huzursuzluğun neden olduğu kanlı bir sona maruz kaldıklarını aktarıyorlar.

Araştırmacılar, “Bulgularımız, tanıklıkları erken Sömürge Dönemi’nin yazılı kaydına da geçen ve Yucatecan halklarının sosyal hafızasına işleyen siyasi rekabet ve hırsın yol açtığı iç çatışmaların bir sonucu olarak Mayapan’ın M.S. 1441 ve 1461 arasındaki tarihsel dönemde, kurumsal olarak çöktüğünü destekliyor” diyor.

İnsanların kuraklık gibi çevre kaynaklı baskılara verdiği tepkiler açık biçimde karmaşıktır, bölgeye ve döneme göre değişiklik gösterir; tarihte yer etmiş bir toplumun neden böyle hareket ettiğini düşünmek söz konusu olduğunda, tartılması ve dengelenmesi gereken birçok etken söz konusudur.

DAĞILMA KÜLTÜRE KATKI SAĞLADI

İnsanların refah içindeki sahil kasabaları ve siyasal açıdan bağımsız yerleşimler de dahil olmak üzere, Yucatan Yarımadası’nın diğer bölgelerine göç etmesi, Maya kültürünün Mayapan’ın yıkılmasının ardından da gelişmeyi sürdürmesine yardım etti; ek olarak, İspanyol egemenliği başlamadan önce bu bölgeler arasında herhangi bir çatışma yaşandığına ilişkin çok az kanıt vardı.

Araştırmacılar, bunun, “esnek bir insan-çevre uyum sistemi”nin kanıtı olduğunu ifade ediyorlar; öte yandan, uyum süreçleri sizi yalnızca bir yere kadar götürebilir. Aynı bölgeler, dünyanın geri kalanıyla birlikte, şimdi bir defa daha bir iklim kriziyle karşı karşıyalar. Araştırmacılar, “Arkeolojik ve tarihsel kayıtlar, iklim krizlerinin uzun vadeli döngüler üzerindeki geçmiş toplumsal etkilerini incelemeye fazlasıyla uygun” diye aktarıyorlar: “Maya bölgesi, toplumsal dönüşüm ve istikrarsız iklim koşulları arasındaki korelasyonları incelemek için gereken arkeolojik, tarihsel ve iklimsel kayıtların genişliğini ve derinliğini barındırıyor.”

Araştırma Nature Communications dergisinde yayınlandı.


Yazının orijinali Science Alert sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)