Antroposen sergisi doğayı korumaya davet ediyor
Sanatçı Bestami Eği'nin "Antroposen" başlıklı sergisi DİTAV Kültür Sanat Evi'nde açıldı. Atık ahşap ve metalleri sanat eserine dönüştüren Eği, doğayı savunuyor.
DİYARBAKIR - Heykeltıraş ve ressam Bestami Eği'nin yeni sergisi Diyarbakır Kültür, Tanıtım ve Yardımlaşma Vakfı'nın (DİTAV) Kültür Sanat Evi olarak inşa ettiği binada açıldı. Kültür Sanat Evi'nin atmosferi ile serginin konsepti uyumluydu. Şöyle uyumluydu: Kültür Sanat Evi, DİTAV tarafından, Sur ilçesindeki eski Süryani Kızlar Kilisesi'nin yerine yeniden inşa edildi ve geçtiğimiz aylar içinde hizmete açıldı. Diyarbakır sivil mimarisinin güzel örneklerinden biri olarak
şimdiye kadar birçok etkinlik gerçekleştirildi burada.
Bestami Eği ise atık malzemeleri sanat eserine dönüştürerek yeniden hayata kazandırıyor. Bina yerinde dönüşüm ile bulunduğu mahallenin kültürel tarihine katkı sunarken, "Antroposen" sergisi de atıkları yeniden işlevlendirmenin önemine dikkat çekiyor.
ERDİNÇ'İN CANI RAHMET İSTEDİ
Sergiyi gezerken Erdinç Üstün'ü hatırladım. Erdinç, atık ahşaptan ve metalden acayip güzel ve kullanışlı işler yapıyordu. Diyarbakır'da bohem bir sanatçı ile kentin 'özgün kırık'ı arasında bir yerde duruyordu. Yaptığı işleri sanatçı olarak ün salmak ya da zengin olmak için değil, günü kurtarmak için yapıyordu. Ancak eli bol insanlardandı Erdinç ve binbir emekle yaptığı birçok işi hediye ettiğine tanık oldum.
Ölümden korkmayacak kadar gençti Erdinç ve sağlığına, sanki bilinçli olarak, hoyrat davrandı. Göçüp gitmişler böyle beklenmedik zamanda hatırlandığında, "Canı rahmet istedi" deniliyor ya, herhalde Erdinç de hatırlatmak istedi kendisini. Halbuki evimde onun yaptığı gemiler, uzak dağ köylerini hatırlatan ahşap çalışmaları duruyor hâlâ.
ANTROPOSEN VE DOĞANIN HAKLARI
Bestami Eği, atık metalden ve ahşaptan eserler yaratıyor. Bir vakitler insan hayatında önemli yer tutan nesne, günü gelince gözden düşüyor ve unutulmak üzere atılıyor. Bu, hep böyleydi ve böyle olacak. Üstelik, attıklarımızın hayatımızdan ne götürdüğüne ve doğaya nasıl zararlar verdiğine hiç dikkat etmeden.
Eği'nin yaptığı iş, duyarsızlıkla tarif edilebilecek bu tutuma bir itiraz olarak da okunabilir. Eği, gözden çıkarıp attığımız nesneleri bir sanat eseri olarak hayata yeniden kazandırıyor. Eği'nin ellerinde yeniden biçimlenen nesne, bu kez duvarları süslemek gibi bir işlev üstlenmiş oluyor.
Bestami Eği'nin yeni sergisinin adı "insan çağı" anlamına gelen "Antroposen".
İnsan çağı ya da insanın dünyaya ve dünya üzerindeki bütün varlıklara hükmetme kudretine eriştiği çağ.
Bu konu hem bilimsel hem politik alanda tartışılıyor. Daha çok tartışılacak gibi de görünüyor çünkü insanın hükmettiği dünya, öyle iç açıcı bir yere doğru ilerlemiyor.
Sanatı hak savunuculuğu olarak değerlendiren Eği, sanatsal üretimi bütün canlılar için eşit ve adil bir yaşamı savunmanın dili olarak görüyor. İşlevsizleştiği için atılan ve doğaya ve canlılara zarar veren nesneleri işlevsel hale getirerek, doğayı ve canlıları kendi olanakları ölçüsünde korumaya alıyor.
ATIK NESNEDEN ÖZGÜN ESERLER YARATMAK
Antroposen çağda doğanın canı daha çok yanacak gibi görünüyor. Ancak Bestami Eği gibi sanatçılar, yaptıkları çalışmalarla tahrip etmekte sorumsuz ve sınırsız davrandığımız doğaya karşı bir duyarlılık oluşturmayı hedefliyorlar. Bu, kuşkusuz doğa için kıymetli bir emek anlamına geliyor. Ama elbette Eği'nin atık metal ve ahşaptan yaptığı işlerin sanatsal niteliğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Eği, sanatsal yeteneği ve birikimi ile özgün eserlere imza atmış.
Eği, atık ahşap ve metalleri biçimlendirerek ya da bunların üzerine resimler çizerek, görülmesi gereken bir sergi ile Diyarbakırlı sanat severlerin karşısına çıktı. Antroposen sergisi 6 Ekim'e kadar Sur'da, DİTAV Kültür Sanat Evi'nde açık kalacak.
Bir duyuru: DİTAV'da 6 Ekim'de Selahattin Demirtaş ile Yiğit Bener'in birlikte yazdıkları "Arafta Düet" kitabıyla ilgili bir söyleşi olacak. Yiğit Bener'in katılacağı söyleşinin ardından Bener ile Başak Demirtaş "Arafta Düet"i imzalayacaklar.