Aralıklı oruç kilo vermeyi kolaylaştırıyor mu?
Yeni bir araştırma, aralıklı oruç ve protein tüketimini artırmanın kilo vermede etkili olduğunu, bağırsaktaki mikrobiyomu iyileştirdiğini iddia ediyor. Ancak uzmanlar araştırmaya şüphe ile yaklaşıyor.
DUVAR - Son yıllarda en çok rağbet gören diyet türlerinin başında aralıklı oruç geliyor. Bu diyet biçiminde prensip günde iki öğün yemek, sabah kahvaltısı veya akşam yemeğinden vazgeçiliyor. Vücut uzun süre gıda almadan ayakta kalıyor. Bu şekilde de daha az kalori alma ve bu sayede kilo verme amaçlanıyor.
KÜÇÜK ATIŞTIRMALIKLAR HALİNDE PROTEİN ALIMI
Sonuçları yeni açıklanan bir araştırmaya göre aralıklı oruç diyeti, 'protein-pacing' olarak adlandırılan, düzenli aralıklarla küçük porsiyonlar halinde protein alma prensipli beslenme ile kombine edilirse bağırsaklardaki mikrobiyomlar üzerinde olumlu bir etkisi oluyor. Bu da kilo vermeyi destekliyor. Bağırsaktaki bütün mikro organizmalar ve bakteriler mikrobiyom olarak adlandırılıyor. Yine de aralıklı oruç ile 'protein-pacing' diyetlerinin birlikte uygulandığında başarılı sonuç verdiğine dair bu araştırmaya şüpheli yaklaşmak gerekiyor. Araştırmaya maddi olarak destek verenler arasında 'protein-pacing' diyeti için ürünler üreten Amerikan şirketi Isagenix International LLC da bulunuyor. Bu tür araştırmaların geçtiğimiz dönemlerde sosyal medyada oldukça ilgi gördüğünü de hatırlatmakta fayda var.
DW Türkçe'nin aktardığına göre, araştırma, fazla kilosu olan 41 kişinin katıldığı bir proje. Araştırma süresi olarak saptanan sekiz hafta boyunca katılımcıların yarısı aralıklı oruç ve protein tüketiminin artırıldığı diyeti yaparken, diğer yarısı kalorisi düşük Akdeniz tipi beslenme uyguladı. Protein bakımından zengin gıdalarla beslenerek aralıklı oruç uygulayan katılımcılar vücut ağırlıklarının yüzde 3'ü oranında daha fazla kilo vermeyi başardı. Aynı zamanda bu gruptakiler daha az hazım sorunu yaşadı. İlaveten araştırmacılar bu gruptakilerde zayıf kalmayı sağlayan bağırsak bakterilerinden daha fazla olduğunu da saptadı. Bu sonuçlar oldukça olumlu olarak değerlendiriliyor.
UZMANLAR ARAŞTIRMAYI ELEŞTİRİYOR
Bağımsız uzmanlar ise araştırmadan yapılan çıkarsamalara şüpheyle yaklaşıyor. Bu uzmanlara göre söz konusu araştırmada beslenme, mikrobiyom ve etkileri konusunda neden-sonuç ilişkisinin kurulmasını onaylayacak kanıtlar yok. Ayrıca araştırmanın yapılış biçimini de eleştirerek, katılımcı sayısının az, araştırma süresinin de kısa olduğuna dikkat çekiyorlar. Berlin'deki Charité Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği araştırmacılarından Dr. Stefan Kabisch "Denek sayısı, iyi temel tıbbi veriler sağlanması için görece düşük, kilo veya kan değerleri gibi veriler sağlıklı çıkarsamalar yapmaya da yeterli değil" diyor. Kabisch, ayrıca araştırma için obezite sorunu olmasına rağmen, bunun beraberinde getirdiği sağlık sorunlarını yaşamayan kişilerin seçilmiş olduğunu söylüyor: "Katılımcıların hiçbirinin yüksek tansiyon veya diyabet gibi metabolik hastalığı yok. Bundan dolayı da klinik açıdan metabolizmalarında iyileşme olduğunu saptamak mümkün değil. Sekiz hafta gibi kısa bir sürede ayrıca olası kötüleşmeler görülmesi de zor."