Araştırma: Kamuda 1 trilyon TL tasarruf, 300 milyar TL ek gelir mümkün

TEPAV yaptığı araştırmada, 2024 için toplam 1 trilyon 45 milyar TL’lik tasarruf alanı olduğu, ayrıca alınacak tedbirlerle 300 milyar 309 milyon TL’lik gelir artışı sağlanabileceği kaydetti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - TEPAV bünyesinde yapılan bir çalışmada, 2024 için toplamda 1 trilyon 45 milyar TL’lik tasarruf alanı olduğu, ayrıca alınacak tedbirlerle 300 milyar 309 milyon TL’lik bir gelir artışı sağlanabileceği kaydedildi. Ayrıca, kamu maliyesinde yapısal reform alanlarına öneriler de geliştirilerek, 2025-2027’i kapsayan üç yıllık dönem için bir yapısal düzenleme öneri paketi hazırlandı.

'POTANSİYEL TASARRUF...'

Ekonomim'de yer alan habere göre, Hakan Yılmaz tarafından yapılan çalışmada şunlar aktarıldı: “Uygulanan ekonomik programın mali ayağını güçlendirmeye yönelik olmak üzere merkezi bütçe, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik kurumlarını doğrudan kapsayan alanlara ilişkin tedbir önerileri; kısa dönemli mali tedbirler ve yapısal nitelikli tedbirler olmak üzere iki ana başlık altında çalışma kapsamında ele alınmıştır.

Mali tedbirlerin yaratacağı potansiyel tasarruf ve gelir artışları da gösterge niteliğinde olmak üzere çalışma kapsamında tahmin edilmiştir. Bu çerçevede 2024 yılı için gösterge niteliğinde tedbir alanları sağlayacağı mali etkiyle birlikte şekilde hesaplanmıştır. Toplamda 1.045,6 milyar TL seviyesine ulaşan bir tedbir paketi büyüklüğü tahmin edilmiştir (GSYH’ye oran olarak mali tedbirler %2,54 seviyesinde çıkmaktadır). Bu tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda GSYH’ye oran olarak MYB açığı 2024 yılında tahmin edilen %8,3 seviyesinden %5,8 seviyesine düşmektedir.

Önümüzdeki süreçte maliye politikasının odağında bütçe disiplini; iç talebin kontrolünde, enflasyon bekleyişlerinin daha hızlı düzelmesini ve TCMB’nin makul politika faizi patikası, göreli düşük reel faizler ile kalıcı fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme hedeflerini destekleyecektir. Buna karşın, bütçe disiplininin sağlanamaması halinde; özellikle bekleyişlerin kırılamaması nedeniyle, TCMB, makulden daha sıkı para politikası uygulamak zorunda kalacak, nominal ve reel faizler yüksek düzeylerde seyredecek, enflasyonu düşürme önemli ölçüde Türk lirasının belirgin reel değerlenmesine ve kısa vadeli sıcak para girişine bağlı olacaktır. Bu gelişmeler ise; ekonomide orta vadede risklerin birikmesine, kırılganlıkların ortaya çıkmasına ve kalıcı fiyat istikrarı ve sürdürülebilir büyüme amaçlarının ulaşılamamasına yol açabilecektir.

Tedbirlerin orta vadede mümkün olduğunca büyümeyi en az olumsuz etkileyecek alanlardan seçilmesi ve özellikle temel kamu hizmetlerinde aksamaya sebep olmayacak şekilde bir program çerçevesinde tasarlanmasıdır. Programın başarısı açısından kamu harcama programlarının gözden geçirilmesinin tamamlanması ve bütçe hazırlama sürecinin en azında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun fabrika ayarlarına dönecek şekilde etkinleştirilmesi kritik önemde görülmektedir.

'TAMAMLAYICI ROL ÜSTLENECEK'

Ekonomik programın başarısı, mutfakta iş yapma biçimini değişen ve gelişen koşullara uygun şekilde değiştirecek ikinci nesil reformların hayata geçirilmesine de bağlı görülmektedir. Ekonomik programın izleyen Orta Vadeli Programda (2025-2027) sürdürülebilirlik açısından yapısal reformlara ilişkin süreçlerin hızlanmasıyla hayata geçirilmesi beklenmektedir.

Bu anlamda, kamu harcama programlarının gözden geçirilmesi, bütçe hazırlama sürecinin yapılandırılması, kalkınma ve yatırım bankacılığının dış finansmana erişimde yeniden ele alınması, kamu yatırım programının rasyonalizasyonu, KOİ projelerinin gözden geçirilmesi, belediyelerde sermaye yatırım planı ve finansmanı kültürünün yerleştirilmesi öne çıkan alanlar olmuştur. Bu gelişmeyi kamu kaynağı yönünde destekleyecek vergi reformları ile sosyal güvenlik sistemine yönelik mali yönetim reformları da tamamlayıcı bir rol üstlenecektir.”

 

(EKONOMİ SERVİSİ)