Araştırma: Kamusal alanda Kürtçe konuşmak azalıyor
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, Kürtçe üzerine yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Araştırmada, "Kamusal alanlara doğru Kürtçe anadili kullanımı azalıyor" tespiti yer aldı.
DUVAR - Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, 20 Nisan-5 Mayıs 2022 tarihleri arasında “Kürtçe Anadilinin Kullanım Düzeyleri ve Eğitimi” üzerine araştırma raporu yayınladı. Raporda, Kürtçenin çalışma ve gündelik hayatta anadil kullanımı yaygınlığına, eğitim hayatı içindeki durumuna, Kürtçenin kullanımı ve geliştirilmesi önündeki engellere, risklere ve önerilere odaklanıldı. Adana, Adıyaman, Ağrı, Ankara, Antalya, Batman, Bursa, Dersim, Diyarbakır, Antep, Hakkari, İstanbul, İzmir, Mardin, Mersin, Muş, Urfa, Şırnak ve Van'da 19 kenti kapsayan online çalışmada, anadili Kürtçe olan 2 bin 638 kişiye ulaşıldı. Çalışmaya katılanların yüzde 61’ini erkek, yüzde 38,7’sini ise kadınlardan oluştu.
Kürtçe anadilinin kullanımı ve yaygınlığını tespit etmek amacıyla sorulan soruların ilkinde katılımcıların yüzde 89,4’ü Kurmancî, yüzde 10,1’i Kirmanckî/Zazakî, yüzde 0,5’i ise hem Kurmancî hem de Kirmanckî/Zazakî lehçelerde konuştuklarının yanıtını verdi. Hanelerdeki katılımcılara çoklu yanıtlı soruda yüzde 87,7’si Kurmancî’yi, yüzde 71’i Türkçe, yüzde 10,7’si Kirmanckî/Zazakî ve yüzde 1,7’si ise Arapça dillerini kullandıklarını söyledi.
ANADİLİNİ SÜREKLİ KULLANANLARIN ORANI YÜZDE 68,4
Katılımcıların yüzde 68,4’ü hane içinde anadilini her zaman kullandığını bildirirken, yüzde 22,8’i ara sıra, yüzde 6,7’si ise nadiren konuştuğunu, yüzde 2,1’i ise hiç konuşmadığının yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 54,1’i sokakta/sosyal hayatta çoğunlukla Türkçe konuştuğunu, yüzde 44,6’sı Kurmancî, yüzde 1,2’si Kirmanckî/Zazakî ve yüzde 0,1’i Arapça konuştuğunu belirtti. Hane den sokağa ve kamusal alanlara doğru Kürtçe anadilinin kullanımının azalarak sürdüğü görüldü.
ANADİLİNİ ÇOK İYİ ANLAYANLARIN ORANI YÜZDE 47,6
Araştırma grubunun; yüzde 47,6’sı anadilini çok iyi düzeyde, yüzde 24,2’si iyi düzeyde anlayabildiğini belirtirken, anadilini çok iyi düzeyde konuşabilenlerin oranı yüzde 34,3, İyi düzeyde konuşabildiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 30’u buldu. Anadilini Çok İyi düzeyde okuyabildiğini belirtenlerin oranı yüzde 26,1'i oluştururken, İyi düzeyde okuyabildiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 21,7’de kaldı. Katılımcılardan anadili ile yazanların oranı yüzde 20,5, iyi düzeyde yazabildiğini belirtenlerin oranı ise yüzde 17,7’de kaldı.
YÜZDE 13,5 YASAK NEDENİYLE KÜRTÇE'DEN UZAK
Anadilini anlamayan veya kısmen anlayabilen katılımcıların yüzde 31,7’si "Ailemde/Çevremde konuşan olmadığı için", yüzde 28,6’sı "Anadilimi öğrenebileceğim, geliştirebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı için", yüzde 19,8’i ise "Dışlanmamam için sadece resmi dil öğretildi", yüzde 13,5’i ise "Yasak olduğu için" yanıtlarını vermesi dikkat çekti. Anadilini konuşamayan veya kısmen konuşabilen katılımcılardan yüzde 52,8’i "Anadilimi öğrenebileceğim bir okul ve kaynak olmadığı için", yüzde 26,7’si "Ailemde konuşan olmadığı için ve ailem öğretmediği için", yüzde 6,9’u "yasak olduğu için", yüzde 6,7’si ise "dışlanmamam için sadece resmi dil öğretildi" yanıtını verdi.
ÇOCUKLARLA KÜRTÇE KONUŞMUYOR
Anadilin yaş küçüldükçe daha az kullanıldığını gösteren çalışmaya katılanların yüzde 72,8’i hanelerinde, 0-18 yaş grubunda çocuk bulunduğunu söylerken, hanelerinde bulunan bu çocuklarla anadillerini konuşup konuşmadıklarına dair soruya ise yüzde 67,7’si “Evet”, yüzde 31,5’i “Hayır” yanıtını verdi. Konuşmayan yüzde 31,5’ine sorulan durumun nedenine verilen yanıtta ise, yüzde 49,8, "Çevremiz hep Türkçe konuştuğu için", yüzde 20,9’u "Öğretecek kadar iyi bilmediğim için", yüzde 10,9’u "Okul hayatında zorlanmaması için", yüzde 7,6’sı ise "Anadilimi bilmediğim için" yanıtını verdi.
ANADİLDE MASALLARINI EN ÇOK ANNELER ANLATIYOR
Çalışmada katılımcılara sorulan “hanenizde yaşayan çocuklara anadilinizde masal ya da hikâye anlatıyor musunuz? İle “hanede anlatan başka biri var mı? Şeklindeki sorulara "Çocuklara anadilimizde masallar / hikâyeler anlatırım" diyenlerin oranı yüzde 42,2, "Anlatabilecek kimse yok" diyenlerin yüzde 22,8, "Çocuklara anadilde masallar/ hikâyeleri genellikle annem anlatır" diyenler yüzde 12,2, "Çocuklara anadilde masallar / hikâyeleri genellikle ninem/dedem anlatır" diyenler yüzde 6,6, "Çocuklara anadilde masallar / hikâyeleri genellikle babam anlatır" diyenler ise yüzde 5,9’unu oluşturdu.
ANADİLDE SINIF TALEBİNE YÜZDE 5 YANIT VERİLDİ
“Hanenizde Yaşayan Okul Çağındaki Çocuklar İçin Okudukları Okulda Anadillerinde Eğitim Görmeleri İçin Talepte Bulundunuz mu?” sorusuna katılımcıların yüzde 50,2’si “Hayır”, yüzde 49,8’i “Evet” yanıtını verirken, talepte bulunanalar ise sonucun ne olduğu dair yüzde 5,2’si "Talep ettiğimiz anadilde çocuklar için sınıf açıldı" yanıtını verdi. Öte yandan katılımcıların yüzde 42,7’si "Talep ettiğimiz halde hiçbir sınıf açılmadı, gerekçe de bildirilmedi", yüzde 27’si "Talep ettiğimiz halde talep sayısı sınırlı denerek hiçbir sınıf açılmadı", yüzde 19,9’u ise "Talep ettiğimiz halde öğretmen olmadığı gerekçesiyle sınıf açılmadı" yanıtlarını verdi.
YÜZDE 22,3 KÜRTÇE SEÇMELİ DERS OLDUĞUNU BİLMİYOR
Eğitim talebinde bulunmayanların yüzde 22,3'ü "Böyle bir seçmeli ders olduğunu bilmiyorduk", yüzde 19,5’i "Yaşayan diller kapsamında anadilimizde eğitim tercih ettiğimizde değişik gerekçelerle reddedildiği için", yüzde 14,7’si "Bu konudaki tercihlerimiz dikkate alınmayıp okul idaresi tarafından çocuklar farklı bölümlerde eğitimlere tabi tutulduğu için", yüzde 11,7’si "Yaşayan diller ve lehçeler kapsamındaki seçmeli derslerin anadili öğrenimine katkı sunmadığına inandığım için" ve yüzde 6,5’i ise "Çocuklar okulda ayrımcılığa maruz kalmasın diye talepte bulunmadığını" belirterek bunun nedenini cevapladı.
ANADİLDE EĞİTİM TALEBİ YÜZDE 99
“Çocukların anadillerinde eğitim Görmelerini İster Misiniz?” Sorusunun yöneltildiği tüm katılımcıların yüzde 99,3’ü gibi ezici çoğunluğu “Evet”, yüzde 0,7’si “Hayır” yanıtını verdi. Katılımcıların yüzde 72'si “Okullarda Verilen Yaşayan Diller Kapsamındaki Anadili Öğretimlerini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?” sorusuna "Yetersiz yanıtı verirken, yüzde 19,4’ü yeterli buldu. Katılımcıların yüzde 88,7’si "Okul öncesinden başlayarak öğretim anadilde olmalı" derken, yüzde 7,8’i ise, "İlkokuldan itibaren öğretim anadilde olmalı", yüzde 2,4 ise "Anadil kursları veya anadil öğreten seçmeli dersler yeterli" yanıtını verdi.
EN BÜYÜK TEHLİKE AİLELERİN TÜRKÇE KONUŞMASI
Katılımcılardan anadillerinin korunması ve geliştirilmesini isteyenlerin oranı yüzde 99,2 gibi yüksek bir rakam çıktı. Anadilinizin varlığını sürdürmesi önünde en büyük tehlike sizce Nedir? sorusuna ise katılımcıların yüzde 57,2’si "Ailelerin Çocuklarıyla Türkçe Konuşması”, yüzde 18,1’i "Anadilde Eğitimin Olmaması", yüzde 9’u "Kente Göç İle Anadilin Unutulması", yüzde 8,5’i "Yasal Statünün Olmaması", yüzde 5,3’ü "Baskı ve Asimilasyon Politikaları" yanıtlarını verdi.
KÜRTÇE EĞİTİM-ÖĞRETİM DİLİ OLMALI TALEBİ
Katılımcıların yüzde 31,7'si anadillerinin korunması ve gelişmesi için Eğitim-Öğretim dili olmasını isterken, yüzde 30,3’ü ise, yasal-anayasal güvencelere katılması gerektiğini, yüzde 24,3'ü ise resmi dil olarak kabul edilmesi gerektiği yanıtını verdi. “Devlet Kurumlarında Anadiliniz ile İlgili Bir Ayrımcılığa Maruz Kaldığınızı Düşünüyor Musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 66,3’ü "Çoğunlukla", yüzde 19,3’ü "Ara Sıra", yüzde 5,9’u "Nadiren", yüzde 8,5’i ise "Hiçbir Zaman" yanıtını verdi.
ANADİL AYRIMCILIĞI
Anadil üzerinde sosyal çevresinde ayrımcılığa maruz kalınıp kalınmadığı sorusuna katılımcıların yüzde 17'si “çoğunlukla”, yüzde 20,5'i “arası”, yüzde 22,7'si “nadiren”, yüzde 39,8'i ise “hiçbir zaman” yanıtını verirken, bu ayırımcılığın sosyal medyada ki boyutuna, yüzde 35,9'ı çoğunlukla, yüzde 37,2'sinin ise ara sıra yanıtını vermesi dikkat çekti. İş ortamında ise anadil nedeniyle ayrımcılığa uğrama sorusuna ise yüzde 34,2'sinin çoğunlukla, yüzde 20,6'sınınise hiçbir zaman yanıtı verdiği görüldü. Aile ve akraba arasında ayrımcılık oranında ise, katılımcıların sadece yüzde 3,3'ünün çoğunlukla yanıtını verirken, yüzde 61,7'si gibi yüksek oranın ise hiçbir zaman demesi dikkat çekti. Katılımcıların yüzde 21,2'si yaşadıkları kentlerde çoğunlukla ayrımcılığa maruz kaldığını belirtirken, yüzde 35,3'ü ise hiçbir zaman cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 50'sisağlık kurumlarında, yüzde 65,1'i eğitim kurumlarında, yüzde 30,7'si toplu taşımada ise çoğunlukla maruz kaldıklarının yanıtını verdi. Mevcut ayrımcılığı akraba ve arkadaşlar arasında ise yüzde 4,4 gibi az bir seviyede olduğu görüldü.
MÜZİK, FİLM VE GÖSTERİ AYRIMCILIĞI
Katılımcılar ayrıca kültürel folklorik aidiyetlerinden dolayı da ayrımcılığa uğradıkları yönünde cevaplar verdi. Katılımcıların yüzde 45,6'sı müzik, film ve gösterilerde çoğunlukla ayrımcılığa uğradıklarını söylerken; bu oran, giyim-kuşam-tarzında yüzde 22,1, inanç, bayram, kutlama ritüellerinde yüzde 38,5, edebi ve sözlü anlatıda yüzde 12,5, nişan, düğünlerde yüzde 13,4, yöresel mutfakta ise yüzde 13,8'lik bir oranı oluşturdu. (HABER MERKEZİ)