Araştırma: Sit alanları yaban hayata fayda sağlamıyor
Sit alanları (doğa için ayrılan yerler) üzerine yapılan şimdiye kadarki en büyük araştırma, çoğunun yaban hayata aktif olarak fayda sağlamadığını ortaya koydu.
DUVAR - Bilim insanları, sulak alanlar ve su kuşlarına yoğunlaşarak 68 ülkede bin 500 sit alanının etkisini inceledi. Nature’da yayınlanan çalışmada, yaban hayatının başarılı şekilde devam etmesinin dünya çapında büyük ölçüde değiştiği vurgulandı.
Çalışmanın yazarları, habitatların doğa için destek sağlayacak şekilde etkili biçimde yönetilmesi gerektiğini söylüyor. Exeter Üniversitesi Ekoloji ve Koruma Merkezi'nden baş araştırmacı Dr. Hannah Wauchope, "Yerinde kurallar ve restorasyon olması gerekiyor. Bir bölgenin çevresine öylece bir çizgi çekip 'buraya otopark yapamazsınız' diyemeyiz” dedi.
Dr. Wauchope, çalışmanın, sit alanlarında başarı ölçüsü olarak sulak alan kuşlarının popülasyon gidişatını kullandığını açıkladı. O ve meslektaşları ayrıca, alanların resmi olarak korunmadan öncesini ve sonrasını karşılaştırdı ve benzer kuş popülasyonlarının korunan alanların içindeki ve dışındaki eğilimlerini karşılaştırdı.
Wauchope "Baktığımız yerlerin çoğunda vahşi yaşam popülasyonları hala sabitti veya artıyordu, ancak korunmasız alanlardan daha iyi değiller" dedi. "Bu hayal kırıklığı yaratıyor ama şaşırtıcı değil. Ne kadar koruma sağlandığı hakkında konuşan insanlar ve bu alanların gerçekten olumlu bir etkilerinin olup olmadığı arasında bir kopukluk var gibi görünüyor."
BİR MİLYON BİTKİ VE HAYVAN TÜRÜ TEHDİT ALTINDA
Birleşmiş Milletlere (BM) göre, şu anda bir milyon bitki ve hayvan türü tehdit altında. Dünya liderleri önümüzdeki on yıl için küresel koruma çabalarının gündemini belirlemek için gelecek ay Çin'de toplanacak. Birçok ülke, 2030 yılına kadar Dünya yüzeyinin yüzde 30'unu koruma hedefinde.
Ancak bilim insanları, bunun biyolojik çeşitliliğin korunmasını garanti etmeyeceğini söylüyor. Sit alanlarının niceliğine değil niteliğine yönelik hedefler konulması gerektiğini söylüyorlar. Başarının ölçülmesi, tür popülasyonu sayımı yapmayı veya bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin çeşitliliğini artırmak için hedefler belirlemeyi içerebilir.
Bangor Üniversitesi'nden Prof. Julia Jones, “Mevcut korunan alanların durumunu iyileştirmeye odaklanmadan, 2030 yılına kadar yüzde 30 gibi belirli bir alan bazlı hedefe ulaşma saplantısı çok az şey başaracaktır” dedi. (DIŞ HABERLER)