'Arkadaşlar bu kadın organ mafyası lideri' mesajı nasıl şiddete yol açtı?
Sosyal medyada ve Whatsap'ta “çocuk kaçıran organ mafyası” diye yayılan bir fotoğrafın sokakta şiddete varan sonuçları oldu.
(Fransa’da çocuk kaçıranlara ait minibüsü gösterdiği iddia eden sosyal medya gönderisi) Benzer çocuk kaçırma söylentileri Meksika ve Hindistan’da da yayılmıştı. İki ülkede de bu söylentiler şiddet olaylarına yol açtı ve masum insanların ölümüne neden oldu. Hatta Hindistan’da yapılan başka bir araştırma ülkede artan şiddet olaylarında WhatsApp gibi sosyal medya uygulamalarından yayılan yanlış bilgilerin rolü olduğunu gösteriyor. 2021 yılında seçimlerden sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 Ocak kongre baskınında da kapalı gruplardan yayılan yanlış bilgiler etkiliydi. Yanlış bilgi ve şiddet olayları arasındaki ilişki sadece günümüze özgü de değil. Bu endişe verici bağlantının emarelerini geçmişte de buluyoruz. 1955 yılında Türkiye’de azınlıkların evlerine işyerlerine saldırılarla sonuçlanan 6-7 Eylül olaylarının çıkışı da yanlış bilgiye dayanıyordu. Yani yanlış bilgilerin toplumda ortaya çıkardığı kolektif bir “zarar” var. Ve bu zarar geri alınmayacak sonuçlara yol açabiliyor. Son günlerin organ mafyası iddialarına geri döndüğümüzde bu iddiaların Türkiye için yeni olmadığı da görülüyor. Suçu olmayan insanların hedef gösterildiği bu asılsız iddialarla sosyal medya kullanıcıları daha önce de birçok defa karşılaşmış. Örneğin 2017 yılında bu sefer bir erkek fotoğrafı dolaşıma sokularak farklı illerde görülen, çocukları kaçıran organ mafyası iddiaları yaygınlaştırılmıştı. Ancak yetkililer bu iddiaların doğru olmadığını açıklamıştı. 2019 yılında da başka bir kadın fotoğrafı dolaşıma sokulmuştu. İddialar yine aynıydı. Ancak fotoğraftaki kadının iddialarla ilgisi olmadığı ortaya çıkmıştı.
Paylaşılan fotoğraf “çocuk kaçıran organ mafyası”nı gösterdiği iddiasıyla birçok ili dolaştı. Fotoğraftaki kişinin aynı anda Diyarbakır, Hatay, Bursa, Şanlıurfa, Samsun, Iğdır, İstanbul, Aydın, Ankara, Gaziantep, Batman, Van, Mardin, Şırnak, Bitlis gibi Türkiye’nin birçok ilinde görüldüğü öne sürüldü.
Hatta fotoğraftaki kişinin “çarşaflı kadın kılığına girmiş bir erkek” olduğu bile iddia edildi.
İddialar Facebook, Twitter, TikTok ve YouTube gibi birçok platformda yayıldı. CrowdTangle ve TweetDeck gibi sosyal medya araçlarına baktığımızda en erken paylaşımların Mayıs ayının başlarında yapıldığı görülüyor. Ancak paylaşımlardaki ekran görüntülerinden iddiaların en çok kapalı hesap ve gruplardan yapıldığı anlaşılıyor. İddiaların özellikle WhatsApp’ta yaygınlaştırıldığı belli.
Ancak fotoğraftaki kişinin kim olduğuna yönelik elde yeterli veri yok. Tersine görsel arama gibi doğrulama yöntemleri ile araştırdığımızda bir sonuca ulaşamıyoruz. İddialar dışında herhangi bir bilgiyle karşılaşmıyoruz. Fotoğraf hakkında bilgiye çeşitli yüz tarama araçlarından da ulaşamıyoruz.
Fotoğrafın başka iddialara eşlik ettiği de görülüyor. Aynı fotoğrafın kullanıldığı başka bir paylaşımda kadının gri listede aranan ve Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sınırdan geçmeye çalışırken yakalanan bir DEAŞ’lı olduğu da öne sürülmüş.
Bu durum olağan fotoğrafın kolaylıkla “uydurma hikayelere” konu olabileceğinin göstergesi. Fotoğraf hakkında yeterli bilginin internette olmaması da farklı bağlamdaki iddiaların yayılmasına neden olabiliyor.
Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: Fotoğraftaki kişinin çocuk kaçıran organ mafyası ya da herhangi bir örgüte mensup birini gösterdiğine ilişkin hiçbir kanıt yok.
Buna rağmen organ mafyası olduğuna kanıt olmayan fotoğraftaki kişinin yakalandığına ilişkin başka fotoğraf da yayıldı.