Armin Laschet'in şansölye olma umudu eriyor

Almanya'da Angela Merkel'in partisi CDU, yeni lideri Armin Laschet ile girdiği ilk seçimde ağır bir yenilgi aldı. Koalisyon partilerindeki yolsuzluk iddiaları ve pandemi krizinin iyi yönetilemiyor oluşu Armin Laschet'in işini çok zorlaştırıyor.

Google Haberlere Abone ol

KÖLN - Almanya’nın iki önemli eyaleti Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde pazar günü yapılan eyalet meclisi ve hükümeti seçimlerinde Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokratlar Birlik Partisi (CDU) ağır yenilgi aldı. Baden-Württemberg’de Yeşiller, Rheinland-Pfalz’da ise Sosyal Demokrat Parti (SPD) sandıktan birinci çıktılar.

Federal Meclis seçimlerine yaklaşık altı ay kala CDU'nun her iki eyalette de tarihinin en kötü sonuçlarını alması ülkede CDU'nun artık genel seçimlerden birinci parti çıkamayacağı konusunu da tartışmaya açtı.

16 yıllık Merkel liderliğinden sonra, Armin Laschet yönetimindeki CDU girdiği ilk sınavdan başarılı çıkamadı. Covid-19 sürecinde üstelik BionTech aşısının memleketinde aşılamanın son derece yavaş ilerliyor olması, halkın pandemi krizinin iyi yönetilmediğini düşünmesi gibi nedenler CDU’ya olan güvenin erimesine neden oldu ve son bir yılda hükümet iyice yıprandı.

Kamu yayıncılık kuruluşu ARD tarafından mart ayı başında yaptırılan "Deutschlandtrend" adlı ankette, iktidarın korona döneminde gösterdiği performans nedeniyle hükümete verilen kamuoyunu desteğinin düştüğü ortaya çıkmıştı. Yine yapılan anket, Başbakan Angela Merkel'e yönelik kamuoyu desteğinin de gerilediğine işaret etmişti.

Pandeminin kötü yönetildiğine dair eleştirilere bir de seçimlerden hemen önce CDU’lu Nikolas Löbel'in ve kardeş partisi CSU’dan Georg Nüßlein’ın adlarının maske skandalına karışması eklendi.  Hükümet partisinin adı bir anda yolsuzluk skandalıyla gündeme geldi. Her iki milletvekilinin korona virüsü salgınına karşı koruyucu maske tedariğinde nüfuzlarını kullanarak çıkar sağladıkları ortaya çıktı. Mannheim bölgesi milletvekili Nikolas Löbel görevinden derhal istifa ettiğini ve Eylül’de yapılacak seçimlerde tekrar aday olmayacağını açıkladı. Aynı şekilde CSU’dan Georg Nüßlein da bir sonraki seçimlerde tekrar milletvekilliği için aday olmayacağını duyurdu.

Ancak milletvekillerinin istifa etmiş olmaları seçmenin CDU’ya güvenini korumadı. Kafaları karıştıran Korona politikaları, pandemi yönetimindeki başarısızlık ve yolsuzluk nedeniyle yaklaşık 11 milyon seçmen partiyi cezalandırdı.

LASCHET’İN YÜKÜ AĞIRLAŞTI

Muhtemelen CDU zaten bu seçimlerden bir zafer çıkmayacağını hesaplamıştı. Armin Laschet, seçimlerden partisinin yenilgiyle çıkması durumunda bunun kendisi nasıl etkileyeceği sorulduğunda, kendi iktidarı üzerinde bir etkisi olmayacağını söylemişti. Her ne kadar Laschet eyalet seçim sonuçlarının kendisini etkilemeyeceğini söylemiş olsa da bu sonuçlar hem Laschet’e hem CDU’ya ciddi bir uyarı niteliğinde oldu. Armin Laschet’in gerçek liderlik hikâyesi ise asıl şimdi başlıyor. Hayal kırıklığı yaratan sonuçlar aslında Laschet'nin omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırıyor. Laschet genel seçimlerde Merkel'in yerini almak için Bavyera Başbakanı ve CSU lideri Markus Söder ile de yarışıyor. Şimdiye kadar Söder resmen başbakanlık yarışına gireceğini açıklamamış olsa da bu konuda istekli olduğu biliniyor. Şimdi Laschet hem ezeli rakibi Söder ile olan yarışı kazanmaya çalışmak hem de hem de bocalamakta olan partisine doğru ve yeni bir yön vermek zorunda. Tüm bu süreç Armin Laschet üzerindeki siyasi baskıyı da artıracaktır. 

Ayrıca başkanlığının son altı ayı Angela Merkel için de oldukça sorunlu geçiyor. Merkel pandemi politikasının son dönemlerinde açıkça yalnızlık çekiyor. Partinin güç kaybediyor olmasının sorumluluğuyla şansölye görevinden ayrılacak olması Eylül’e kadar Merkel için de zor bir süreci işaret ediyor.