Arnuk: Sözlü müzik doğrudan sözünü dinleyiciye ulaştırıyor

Arnuk’un dört şarkıdan oluşan ilk EP’si dinleyiciyle buluştu. Grup üyelerinden Akif Ercihan Yerlioğlu ile enstrümantal müziği ve önümüzdeki günler için planladıkları çalışmaları konuştuk.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Birçok grupta besteci ve müzisyen olarak yer alan Akif Ercihan Yerlioğlu, Berkay Küçükbaşlar ve Berat İşçioğlu'dan oluşan Arnuk'un dört şarkıdan oluşan ilk EP'si dinleyicilerle buluştu. Gruba üflemeli çalgılarda Işık Üstündağ, tuşlularda ise Ozan Tekin eşlik etti. 

Dramatik elektrik gitarları, indie bas melodileri ve sakin davullarıyla dikkat çeken albümde enstrümantal müziğin iyi bir örneğiyle karşılaşıyoruz.

Grup üyelerinden Akif Ercihan Yerlioğlu ile enstrümantal müziği ve önümüzdeki günler için planladıkları çalışmaları konuştuk. Yerlioğlu, "Sözlü müzik doğrudan sözünü dinleyiciye ulaştırıyor ve hikayesi büyük oranda dinleyiciler tarafından anlaşılıyor, paylaşılıyor. Enstrümantal müzikte haliyle dinleyici sayısı kadar tahayyül, belki bir o kadar farklı hissiyat oluşabiliyor. Güzelliği de bu açık tarafında belki…" diyor.

Arnuk olarak ilk albümünüzü yayınladınız. Dört şarkılık bu albümün oluşum sürecinden bahseder misiniz?

Albüm 2019 yılında kaydedildi ama aslında hem bizim tanışıklığımız, hem de bu proje düşüncesi daha önceye gidiyor. Hepimiz aslında farklı gruplarla çalarken birbirimizi tanıyorduk ama bir arada müzik yapma fırsatımız olmamıştı. Benim elimde uzun süredir kendi kendime çaldığım ufak melodiler ya da bitirilmeyi bekleyen bazı parça kırıntıları vardı. Birkaç sene öncesine kadar doktora çalışmam için Amerika'da yaşıyordum ama arşiv araştırmaları için Türkiye'de bulunduğum zamanlar da çok oluyordu. O esnada hem müzik hem de akademik çalışmalar üzerinden tanıdığım arkadaşım Berkay'a bu bahsettiğim eksik yarım parçaları dinlettim. Berkay da bunlarla çok ilgilendi ve birlikte bir şeyler yapabileceğimizi düşündü. Heyecanla yaptığımız birkaç gitar-davul provasından sonra, ikimizin de tanıdığı bas gitarist ve ses mühendisi arkadaşımız Berat'la konuştuk. O da çalmak isteyince trio’muz oluşmuş oldu. Şunu söylemeliyim ki, başından beri getirdiğim beste fikirlerinde hep kulağımın aradığı bir üflemeli, özellikle trompet ya da trombon sesi vardı. Berkay'ın Işık'ı önermesiyle üflemeli katmanı da, belki de hiçbirimizin tahmin edemeyeceği bir güzellikte, şarkılara dahil oldu. Bir şarkımızda da tuşlularda Ozan Tekin eşlik etti.

Albüm, Pür Müzik Stüdyosu'nda kaydedildi. Berat için zaten ev gibi olan bu stüdyoda Ozan Öner ve Burak Gürpınar'ın içten yardımlarını ve katkılarını da zikretmemiz lazım. Nilipek’in de dijital süreçlerdeki yol gösterici rolüne ve hazırladığı, bizi çok duygulandıran klibe müteşekkiriz.

Türkiye'de ve dünyada pandemi özellikle kültür endüstrisini vurmuşken bir albüm hazırlamak sizi korkutmadı mı? Motivasyonunuzu nasıl sağladınız?

Albüm daha önce kaydedilmişti ama mix ve mastering süreçleri biraz uzadı. Sonrasında da pandemiden ve kapanmalardan dolayı düşündüğümüzden daha geç bir zamanda son halini aldı. Bir yandan hepimizin başka iş ve sorumlulukları da var. Açıkçası kayıt süreci tam pandemiye denk gelseydi, her şeyi daha da zorlaştırma ve albümü çok erteleme ihtimali olurdu, diye düşünüyorum. Öte yandan, bu dönemde hayatını tamamıyla müzikten kazanan emekçilerin çok üzücü hikayelerini duyduk, çok zorlandıklarına şahit olduk. Onlarla kıyaslandığında bize etkisi nispeten kısıtlı oldu… Mesela yan yana gelip ağız tadıyla bir grup fotoğrafı dahi çektiremedik. Genel olarak birçok konuda motivasyon sağlamak için çok zor bir zaman. Bizim tarafımızda ise, albümün çıkması ve dinleyicilere ulaşması, sevindiğimiz ve şükrettiğimiz bir şey.

'ARNUK'UN YALIN KALMASINI TERCİH ETTİK'

Enstrümantal müzik yapmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir? Türkiyeli dinleyicilerin enstrümantal müziğe yaklaşımını nasıl yorumluyorsunuz?

Sözlü müzik doğrudan sözünü dinleyiciye ulaştırıyor ve hikayesi büyük oranda dinleyiciler tarafından anlaşılıyor, paylaşılıyor. Enstrümantal müzikte haliyle dinleyici sayısı kadar tahayyül, belki bir o kadar farklı hissiyat oluşabiliyor. Güzelliği de bu açık tarafında belki… Daha önceki grubunda (YORA) sözleri yazmış biri olarak, ARNUK’ta elim de gitmedi sanki bu şarkılarla bir takım sözleri buluşturmaya. Böyle yalın kalmasını tercih ettik. Ama bu demek değil ki sözlü müziğe çok uzağız. Hatta yeni yapacağımız şarkılarda söz de olabilir. Artık dijital platformlarda müziğin belli oranda daha erişilebilir olmasıyla dünyanın her köşesinde yapılan müzikleri merak edip dinlemek isteyen birileri elbet oluyor. Enstrümantal müzik de buna dahil. Türkiye’de de böyle.

'DİNLEYİCİ OLARAK BİRÇOK KAYNAKTAN BESLENİYORUZ'

Kayıtlarda dijital sesleri ve batılı enstrümanları duyuyorken yer yer Anadolu'ya yaklaşan bir atmosfer de inşa ediyorsunuz. Bu noktada müziğinizi kurdunuz temel mesele nedir? Sizi neler besliyor?

Bunun böyle duyulması, hissedilmesi sevindirici. Sanırım her şeyden önce biz de dinleyici olarak birçok kaynaktan besleniyoruz. Kendi adıma söyleyecek olursam, bu kaynaklar içinde Anadolu’nun farklı müzik gelenekleri de var. Grup olarak da birkaç provada çaldığımız ama nihayete ermeyen, benim biraz şaka yollu “türkü” dediğim bir beste de vardı. Belki o, bu bahsettiğiniz atmosferi daha da hissettirecektir. Öte yandan icracılık olarak baktığımızda, Berkay, Berat ve Işık zaten birçok farklı müzisyenle farklı türlerde aktif olarak müzik yapan sanatçılar. Paylaştığımız bazı temel kaynaklar arasında Kuzey cazı, birçok farklı singer-songwriter müziği, farklı alt türleriyle rock müzik var tabii ki. Onların arasında da ortak olan şeylerden biri azla çoğu anlatabilen, kalabalık olmaktan uzak duran tarzlar sanırım. Stüdyoda bir beste üzerine çalışırken, hepimize yeterince alan tanıyan ve hepimizin içine sinen bir güzergah çizmeye çalışıyoruz. Herhalde temel meselelerden biri bu ortak hissiyata ulaşmaya çalışmak.

Spotify, YouTube gibi platformlar görece küçük bütçelerle müziğini ortaya çıkaran insanların dinleyicilerle buluşmasına vesile oldu. Siz de dijital olarak yayınladınız albümünüzü... Müziğin dijital kanallarla dağıtılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

Dijital platformların yaygınlaşmasından önceki dönemde şarkılarınız birçok insana ulaşsın istiyorsanız, “büyük bir şirket bize bir şans verir mi?” sorusu belli oranda müzisyenin aklında oluyordu. Sonrasında ise şirketlerle  çıkılan bu yolda işler emek, telif, vizyon gibi mevzularda çetrefilli bir hal alabiliyordu. Uzun bir süreden beri ise istediği şarkıyı elinden geldiği ve/ya istediği gibi kaydedip istediği şekilde sunan birçok müzisyen ve grup var olabiliyor. Hatta o büyük şirketler artık politikalarında böyle sanatçılarla nasıl ortaklıklar yapabileceklerine dair kafa yoruyorlar. Sanatçılara alan tanıdığı ve yenilikler içerdiği için bu değişimi sevindirici buluyoruz.

'YENİ ŞARKILAR ÜZERİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUZ'

Önümüzdeki günlerde dinleyicilerinizi ne gibi çalışmalar bekliyor?

En kısa zamanda stüdyoda yeni şarkılar üzerinde çalışmak istiyoruz. Belki internette yayınlayacağımız kısa bir canlı performans kaydı yapabiliriz. Farklı fikirler var ama hala etkisini sürdüren pandemi koşulları hepimizi nasıl etkileyecek, ilerleyen günlerde göreceğiz.