Asgari ücret, EYT, TRT payı: 'Ekonomik reform' seçim yatırımı mı?

İktidar asgari ücret zammı, EYT, elektrik faturalarındaki TRT payının kaldırılması gibi ekonomik hamleleri tartışıyor. Muhalefete göre ise bu adımların hepsi 'göz boyamaya yönelik' seçim yatırımı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Ekonomik sorunlar her geçen gün artarken AK Parti 2023 seçimleri öncesi "dar gelirli vatandaşları rahatlatacak" çeşitli adımlar atmaya hazırlanıyor. Asgari ücrette enflasyon oranının üzerinde artış, emeklilikte yaşa takılanların (EYT) talepleri ve memurların uzun süredir beklediği 3 bin 600 ek gösterge üzerinde çalışma yapıldığı ifade ediliyor. Son olarak da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, elektrik faturalarındaki TRT payı ile enerji fonu kesintilerini kaldırma kararı aldıklarını açıkladı.

Peki, AK Parti’nin ekonomiye dönük bu adımları ne anlama geliyor? Sahada bir karşılığı olur mu? 

Muhalefete göre; bu hamleler kronikleşmiş ekonomik sorunlara uzun vadede çözüm üretmeyeceği gibi, seçim yatırımı olarak da yetersiz.

'AMAÇ ŞİKAYETLERİ GERİ PÜSKÜRTMEK'

CHP İstanbul Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Mehmet Bekaroğlu, AK Parti’nin ekonomi politikalarının daha çok rant oluşturma, paylaşma, neoriberal birikim ve dağıtım üzerine kurulu olduğunu söylerken, bu politikaların ana hatlarını değiştirmenin de mümkün olmadığını kaydetti.

İktidarın, son dönemdeki söylemlerinde sıklıkla yer alan ekonomik adımların ‘sahada etkili olmayacağı’ görüşünü savunan Bekaroğlu, “AK Parti hükümeti halktan hala yüzde 66 oranında dolaylı vergi alıyor. Öncelikle böyle bir sistemi değiştirmeden ekonomide büyük reformlar yapmak söz konusu değil. AK Parti, sahadan ekonomiyle ilgili gelen baskılar, pahalılık, geçim sıkıntısı ve giderek artan yoksullaşma şikâyetlerini geri püskürtmek için ekonomik hamleler yapıyor. ‘Yaparsa yine AK Parti yapar’ algısı yaratmaya çalışıyor” dedi. 

‘2022’DE HAYATA GEÇİRİLMESİ ÇOK ZOR’ 

Hükümetin, özellikle emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile 3 bin 600 ek gösterge vaatlerinin 2022 yılı içerisinde hayata geçirilmesinin zor olduğunu kaydeden CHP'li Bekaroğlu, Meclis'te görüşmeleri süren 2022 bütçesini işaret etti ve şöyle konuştu: “Şu anda görüşmelerini yaptığımız 2022 bütçesinde tüm bunların yapılabilmesi için ayrılmış bir kaynak yok. Bunları ancak 2022’de düzenleyerek 2023’te geçerli olmak üzere hayata geçirmek için adımlar atılabilir. Bu vaatlerin bütçede karşılığı yok. Tamamen göz boyama, göstermelik, seçime yönelik bir hamle.”

‘İKTİDAR İÇİN EKONOMİK VERİLER, ERKEN SEÇİM YAPMAYA UYGUN DEĞİL’

Mehmet Bekaroğlu, kamuoyunun gündemine giren erken seçim tartışmalarının da yersiz olduğu görüşünde: “AK Parti’nin erken seçim için ekonomik sorunları çözecek zamanı yok. Ekonomik veriler, erken seçim yapmaya uygun değil. Ekonomik iyileşme noktasında eksik olan en önemli koşul ‘güven.’ AK Parti, geniş kitlelerde güven tesis edebilmek için ekonomik reform ve İnsan Hakları Eylem Planı açıkladı. AK Parti’nin artık yeniden güven tesis edecek bir argümanı kalmadı. Erdoğan da bunu anladığı için muhalefeti kaos içine çekmeye çalışacak. Son olarak İYİ Parti’deki Lütfü Türkkan krizinde de bunu gördük. Türkiye ekonomisi çok kötü bir durumdadır ve iyileşmesi için belli bir süreye ihtiyaç var. En temel sorun güven.” 

‘EKONOMİK SORUNLARIN’ ÇÖZÜLMESİ, SİYASAL İKLİMİN DEĞİŞMESİYLE MÜMKÜN’

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu’na göre de ‘ekonomik sorunların’ çözülmesi, siyasal iklimin değişmesiyle mümkün. AK Parti iktidarı döneminde satın alma gücünün çok ciddi aşındığını kaydeden Tatlıoğlu ekonomik tabloyla ilgili şu verileri paylaştı: “AK Parti döneminde döviz yüzde 156 artmış, elektrik fiyatları yüzde 138 artmış, memura orta kesimin zammı yüzde 60 artmış. Dolayısıyla çok ciddi bir satın alma gücü aşınması var. 2018’de 500 dolar civarında olan asgari ücret, 300 dolara düştü. İktidarın, 2018 yılında 3 bin 600 ek gösterge ve EYT ile ilgili taahhütleri var. Bu üç buçuk yıllık süreçte özellikle orta ve alt gelir grubunun satın alma gücü çok düştü. Normal enflasyon bu dönemde yüzde 70 arttı ama mutfak enflasyonunda yüzde 138 gibi bir artış var.”

‘EKONOMİK REFORM’ ADI ALTINDA SEÇİM YATIRIMI’

AK Parti’ye karşı toplumda çok ciddi protesto olduğunu, bu itirazları geri püskürtebilmek için ‘ekonomik reform’ adı altında seçim yatırımı yapılmak istendiğini ifade eden Tatlıoğlu şöyle devam etti: “Tüm bunların gölgesinde AK Parti, artık kendini topluma anlatmakta ve sokakta yürümekte zorlanıyor. Daha önce AK Partili milletvekillerini şaşaa ile karşılayanlar, artık kapılarını açmıyor. Tüm bunlar karşısında seçim döneminin de yaklaşmasıyla ‘ekonomik açılım’ kozunu kullanıyorlar. Bunlar sadece seçime yönelik çalışmalar… Yine bir umut hikâyesi yaratmaya çalışıyorlar. Bugün asgari ücrete verilecek zam, altı ay sonra enflasyonla geri alınacak, daha da yoksulluk sürecine girilecek. 2021’in başında Sayın Erdoğan, büyük bir şaşaayla ekonomik paket açıkladı. Bütün bunlar hiçbir karşılık bulmadı; çünkü mevcut iktidara güven kırıldı. Artık yerine getirilmeyen vaatlerin toplumda bir alıcısı kalmadı.” 

Tatlıoğlu, iktidarın erken seçim için ciddi bir yol haritalarının bulunmadığını, ancak muhalefetin seçime hazır olduğunu da kaydetti. 

‘İKTİDARIN EKONOMİK İYİLEŞME HAMLESİ 6-8 AY ARASI SÜRDÜRÜLEBİLİR’

AK Parti’nin Merkez Bankası yönetiminde değişiklikler ve faiz indirimi politikasıyla kulvar değiştirdiğini söyleyen HDP İstanbul Milletvekili, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Erol Katırcıoğlu ise “AK Parti, gerçek bir kulvardan, klasik olmayan, radikal bir kulvara geçti” dedi.

İktidarın son dönemdeki ekonomik söylemleri ve yaşanan gelişmeler ile yeni bir büyüme patikası oluşturmaya çalıştığını anlatan Katırcıoğlu, şunları söyledi: “Faizlerin düşürülmesi ve TL’nin zayıflamasıyla birlikte ihracatın artması, ithalatın pahalılaşması ancak pahalılaşan ithalatı ikame edecek yatırımlar için Merkez Bankası’nın reeskont krediler için 30 milyar dolarlık bir kaynak ayırdığını açıklaması, yeni bir büyüme patikası yaratmaya çalıştıklarını gösteriyor. Bu büyüme patikasının uzun süre sürdürülmesi mümkün değil; ancak kısa vadede bu politikaların bir karşılığı olabilir. Bu politikayla ihracatın artmasını ve ithalatı ikame edecek yatırımlara destek vererek buradan bir öykü sağlamayı hedefliyorlar. Bunun sonucunda da kısa süreli enflasyonda bir değişme trendi yakalanabilir. Bu durum da ekonomik iyileşme en fazla 6-8 ay arası sürdürülebilir.”

Katırcıoğlu, AK Parti’nin son dönemdeki ekonomik adımlarına bakıldığında ‘bir erken seçim’ sinyali verildiğine de dikkat çekiyor. Erken seçimin 2022’in sonbaharında olmasının muhtemel olduğunu kaydeden Katırcıoğlu, “Yani bu ekonomik adımlar seçimlere yönelik olarak değerlendirilebilir. Bu politik kulvar değişikliğinin seçimleri işaret ettiğini düşünüyorum” dedi. 

‘MERKEZ BANKASI BAĞIMSIZLIĞI SAĞLANMALI’

Türkiye’de ekonomik iyileşmenin sağlanması için öncelikle Merkez Bankası’nın bağımsız olması gerektiğine vurgu yapan Katırcıoğlu, şu önerilerde bulundu: 

“Yabancı sermaye ihtiyacımız var ve o gelmeden sorun çözülemiyor, kurlar yükseliyor. Dolayısıyla da girdi maliyetleriniz artıyor. Tüm bunlar çerçeve yapılarak bakıldığında kısa vadede yapılması gerekenin ülkeye yabancı sermaye girişini hızlandırmak olduğunu görüyoruz. Orta vadede ise bu ülkenin yapısal sorunlarından en önemlisi ithalata bağımlı üretim yapısının değişmesi. Önümüzdeki dönemde gerçekten de belirli koşullar altında ithal ikamesi sağlayacak içerde yatırımlar yapmaya yönelmek lazım.”